O Hala Yanımızda

O Hala Yanımızda

Bir tahayyül etsek; 14 asır geçmemiş gibi… O, bugün yanı başımızdaymış gibi, her tasalandığımızda yanına gidebiliyor, her sorumuzu O’na sorabiliyor gibi… Hata ettiğimizde “Ben şöyle bir şey yaptım, şimdi ne yapmam gerekir?” diye sorabiliyor, güzel bir iş yaptığımızda bunu O’nunla paylaşabiliyor gibi… Sırdaş, komşu, başkan, üstat, elçi, baba…Her şeyimiz gibi.

Ne değişirdi hayatlarımızda?

Hep bir ağızdan, “Çok şey” diyoruz belki de değil mi?

O halde gelin değiştirelim bir “çok şey”i. Aslında O hep bizimle çünkü…
İki şekilde bunu yapabiliriz:

Birincisi, Kur’an ve günümüze ulaşan sahih nakillerle.

İkincisi, O’nun ahlakıyla ahlaklanan hâl ehliyle beraber olmakla.

Evet, sahih nakiller dedik. Çünkü O’nun hayatını en ince ayrıntısına kadar öğrenebiliyoruz hadisler sayesinde. Kendisine sorulan soruları, verdiği cevapları, konuşmasını, suretini, namaz kılışını, yemek yemesini, yürüyüşünü, savaşmasını, aile hayatını, çocuklara davranışlarını, nasıl bir baba ve nasıl bir dede olduğunu, hatta vefat ederken ne yaptığını bile bize anlatan kaynaklar var elimizde.

Güvenilir kaynak denildiğinde tabii ki ilk olarak akla Buhari ve Müslim’in Sahihleri gelir. Bu iki müellif sadece sahih hadisleri toplamak maksadıyla eserini oluşturmuştur. Ve her ikisi de ilk yazıldığı dönemlerden itibaren ümmetin mutlak kabulüne mazhar olmuştur.

Diğer taraftan İmam Malik’in Muvatta’ı, Nesai’ninSünen’i, Tirmizî’ninSünen’i, EbûDâvud’unSünen’i, İbnMâce’ninSünen’i güvenilir hadisleri bir araya getiren muteber eserlerdendir.

Fakat bir eser vardır ki okuma ve uygulama itibariyle hepsinden önce gelir. Bu eser İmam Nevevi’ninKütüb-i Sitte’deki sahih hadislerden seçerek oluşturduğu Riyâzu’s-Sâlihîn isimli eseridir. Bu eserin en ilgi çekici yanı ise sadece insanın günlük yaşantısı ile ilgili, güzel ahlâka ve amele konu olan hadisleri içermesidir. Sözgelimi Buhârî’detafsilatlı fıkhî konular yahut hukukî hükümlerle ilgili de pek çok rivayet yer alırken Riyâzu’s-Sâlihîn’de her insanı doğrudan ilgilendiren daha temel rivayetler yer almaktadır. Yani Hz. Peygamber’in (s.a.v.) oturuşu, kalkışı, yemesi, içmesi, diğer insanlarla ilişkisi, âdâba dair nasihatleri, tavsiyeleri Riyâzu’s-Sâlihîn’in temel içeriğini oluşturmaktadır. Bu sebeple her Müslümanın defalarca okuması ve amel etmesi gereken en öncelikli kaynakların başında gelmektedir. Ayrıca bu eser her Müslümanın kendi başına okuyabileceği, anlaşılır bir eserdir. Diğer taraftan eserde geçen rivayetleri ayrıntılı açıklamalar ve fıkhî çıkarımlarla daha da anlaşılır hâle getiren harika bir şerhi de mevcuttur. Erkam Yayınlarından çıkan bu şerh, İsmail Lütfi Çakan, Yaşar Kandemir ve geçtiğimiz günlerde rahmet-i Rahmân’a kavuşan Raşit Küçük hocalarımızın altı yılda onlarca talebe ile hazırladığı Riyâzu’s-Salihîn Şerhi’dir.

Hz. Peygamber (s.a.v.)’in yaşantısını yaşantımız kılmak için takip edeceğimiz ikinci metot da hâl ehli ile birlikte olmak demiştik. Çünkü hâl, sirâyet eder. Peygamberimizin “Misk dükkanına giren misk almasa da misk kokar” buyurmuş olması bundandır. Efendimiz (s.a.v.) vefat ederken bize sadece Kitap ve Sünnet bırakmamış, bu iki rahmet pınarını bir nevi talebeleri olan ashâb-ı kirâma emanet ederek onları yetiştirmiştir. Ardından gelen tâbi’în, tebe-i tâbiîn ve sonraki nesiller yetişmiş ve bu tedrisattan geçen, nebevî ahlak ile ahlaklanan bir grup insan her asırda varlığını muhafaza etmiştir. Biz Müslümanların vazifesi bugün de hem ilk günkü tazeliğini ve orijinalliğini muhafaza eden Kuran ve Sünnet’eittiba etmek hem de ahlak-ı nebevî ile ahlaklanmış hâl ehli kimselere yakın olmaktır.

İşte o zaman O’nunla birlikte olur, O’nunla yer, O’nunla içer, O’nunla yaşar ve inşallah da O’nunla haşroluruz!

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.