Müslüman’ın Heyecan Merkezi: Namaz

Müslüman’ın Heyecan Merkezi: Namaz

Hayatımızı düzene koymak ve disipline etmek, hayat serüvenimiz devam ettiği müddetçe mutlu olmak, kendimizle çatışmalardan kurtulmak için prensipler belirleriz. Belirlediğimiz prensipler hayatımızın temel mantığını da gidişatını da etkileyen, belirleyen ve yönlendiren maddelerdir. Neyi ön plana alacağımızı, neye ne kadar önem vereceğimizi, nelerin olmazsa olmazlarımız olacağı prensiplerimize bağlıdır. Allah Teâlâ’yı rab, İslam’ı din kabul edenlerin prensipleri arasında namaz, olmazsa olmazlar listesinin başında yer alır.

Namaz; maddi ve manevi temizlikle hazırlık yaptığımız, Allah’ın yönelin dediği tarafa yöneldiğimiz, iftitah tekbiriyle başladığımız, kıyam, kıraat, rükû, secde, kuûd ve selamla tamamlanan gözlerimizin nurudur. Kur’an-ı Kerim’de yüz yerde geçen “salat-namaz” kavramı hep fiil cümlelerinde ya da fiil halinde yer almaktadır. Bu manidar anlatım hayatımızın hareket merkezinin namaz olması gerektiğini gösterir. O halde hareketi azalanlar namaza yaklaşsın ve namazlarına dikkat etsinler.

Namazın kıyam, rükû, secde, kuûd gibi şeklî özelliklerinin yanı sıra ta’zim, tezekkür, tahmid, tazarru, tevbe, istiğfar, kunut, huşû, kibirden arındırma, bencilliği tedavi etme, fahşa ve münkerden alıkoyma gibi ruhî özellikleri de vardır. Namazı sadece ruhî planda algılamak İslam’ın bir bölümünü tamamı saymak gibi boş ve bozuk bir iştir. Şeklî özelliklerin kıvamı –ta’dil-i erkân– ruhî özellikleri etkiler.
Namaz; ömrümüz boyunca hiç ara vermeksizin devam edecek bir ibadettir ki bu yönüyle insan karakterinin gelişimini etkileyen irade ve sabır eğitimidir. Gençlikte de yaşlılıkta da, evimizdeyken de yolculukta da, geniş zamanlarımızda da meşguliyetlerimizde de, zenginlikte de fakirlikte de hatta savaşta bile devam edeceğimiz namaz insanı azimli, sebat ehli, sabırlı, iradeli ve fedakâr yapacaktır. Geçmişten günümüze mü’minlerin karakterli yapısını merak edenler için müthiş bir inceliktir.

Namaz; hayatın akışını günde beş defa durdurup Allah’a yönelerek hayata yeniden başlamaktır. Dünyanın alayişine kapılan akıllarımız, davranışlarımız, gönüllerimiz, hedeflerimiz ve ufkumuz ancak bu şekilde ıslah olabilir. Günlerimizi bu şekilde bölümlere ayırmak prensiplerimizin kaynağını da belli edecektir. Böylece hayatımızdan kimi razı etmek istediğimizi, kimin peşinden gittiğimizi ve kime yöneldiğimizi ortaya koymuş olacağız.

Tembelliğe, yorgunluğa, heyecansızlığa, rızık endişelerine, boş beklentilere, biriktirme anlayışlarına ve ahlaksızlıklara namazla haykırırız. Hiç saydınız mı, bilmiyorum amanamaz kılan bir insan günde en az dört yüz defa “Allahu Ekber” diyor. Allah gizli örgütlerden de, bozmaya çalışanlardan da, fitneyi yaymaya çalışanlardan da daha büyük, güçlü ve kudretlidir. Yani namazımız tevhidi tekbirlerle gündeme getirir.
Namaz ve sonrasındaki zaman dilimi bütünlük oluşturmak zorundadır. Namazı sadece görüntü ve imaj olarak algılayanlara Rabbimiz “yazıklar olsun…(Maun Suresi, 4)” derken, namazı beden, akıl ve kalp bütünlüğünde algılayanları Rabbimiz cehenneme girmeyeceklerin ilk sırasına koyuyor ve “Namaz kılanlar hariç. (Mearic Suresi, 22)” buyuruyor.Mearic Suresi’nin yirmi ikinci ayetinde geçen “ٳلا-İlla”lardan olabilmek niyazıyla.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.