Müslümanın Evinde Olmaması Gerekenler

Günümüz Müslümanlarının dikkat etmesi gereken hususlardan biri de evimizde bulundurduğumuz eşyalar ve beslediğimiz hayvanlardır.
Altın ve Gümüş Kaplar, İpek Sergiler
Sahabeden Huzeyfe radiallahu anh şöyle diyor: “Resulullah aleyhisselam bizim, altın ve gümüş kaptan yiyip içmemizi, ipek giymemizi ve ipek sergi üzerine oturmamızı menetti. Ve şöyle buyurdu: Bunlar dünyada onlar (kâfirler), ahirette ise bizim içindir.” (Buhari, K. el-Eşribe, 28; el-Et‘ime, 29; Müslim, K. el-Libas, 4, 5)
Bu hadis, altın ve gümüşün kap kacak ve ev eşyası; ipeğin de sergi vb. olarak kullanılmasını erkek ve kadın bütün Müslümanlara haram kılmaktadır. Gazali, bu madenlerin iktisadi hayattan çekilerek evde kullanılmasının topluma zararını, “Bu, şehrin valisini, dokumacılık veya süpürgecilikte kullanmaya benzer ki onu hapsetmekten daha kötüdür.” sözleriyle ifade ediyor. (İhya-i Ulûmi’d Din, Kitabu’s Sabr ve’ş Şükr)
Heykel
“İçinde heykeller bulunan eve melekler girmez.” (Buhari K. Bed‘il Halk, 7; el-Meğazi, 12; Müslim, K. el-Libas, 87) “Kıyamet günü azabı en şiddetli olacaklardan biri de bu suretleri yapanlardır.” (Buhari, K. el-Edeb, 75; Müslim, K. el-Libâs, 96) gibi hadisler Müslümanın evinde heykel bulundurmasına ve heykel yapmasına engeldir. Bunların haram kılınmalarının hikmet ve sebebine gelince:
a) Çeşitli devir, yaş ve çevrelerde heykele tapıldığı için bu hatırayı silerek tevhidi korumak.
b) Heykeltıraşın yaratma vehmi gibi kula yakışmayan duygu ve düşüncelere kapılarak günaha girmesini önlemek,
c) Heykel yapımının bir sınırı bulunmadığından çıplak kadınlar, sahte tanrılar, dinî semboller gibi İslam’a zıt şeylerin heykelleştirilmelerine engel olmak.
d) Faydasız ve gereksiz sarfı, israfı, lüksü men etmek.
Heykeli, büyüklere saygı ve kahramanların hatıralarını ebedileştirmek gayelerine bağlayarak savunanlara karşı İslam düşüncesi şöyledir:
a) Her zaman ve her yerde bu gibilerin heykelleri yapılmamıştır. Adi, alçak, zalim, müstebit, sahte varlıkların da heykelleri yapılmış, bu vakıa mezkûr hikmeti ortadan kaldırmıştır.
b) Müslümanın dünyada ebedileşmek gibi bir gayesi yoktur. Mümin, Fahr-i Kainat’ın sohbetinde, Cemal-i İlahi’nin seyrinde sonsuz mutluluklara ereceğini umduğu ebedi âlemlerin hasretini çeker.
c) İslam’da hizmet Allah rızası için yapılır ve hizmet eden, bu niyeti (ihlası) bozulmasın diye teşhirden kaçar.
İslam’da güzel sanatların heykelden başka sahalara yönelmesinin sebebini de yukarıdaki maddelerde aramak gerekecektir.
Resim
Heykel şeklinde olmayan, kağıt, sergi, örtü, duvar gibi yerlere yapılan resimler hakkındaki hadisler bunun mutlak olarak haram veya helal olduğunu göstermiyor; resmin konusuna, ressam veya resmi kullananın maksadına ve kullanıldığı yere göre çeşitli hükümler getiriyor.
a) Mukaddes sayılan, tapınılan, ulûhiyet izafe edilen şeylerin resimlerini yapmak ve kullanmak haramdır.
b) İslamî ahkam ve ahlaka aykırı olan çıplak insan vb. resimlerini yapmak ve kullanmak da haramdır.
c) Bunların dışında kalan resimlerden canlılara ait olmayanları mubahtır, yapmak ve kullanmak serbesttir. Nitekim İbn Abbas bir ressama, resim yasağını naklettikten sonra şöyle demiştir: “İlle de yapacaksan ağaçların ve ruhu olmayan şeylerin resimlerini yapman gerekir.”
d) Canlılara gelince, hadislerden bir kısmı Peygamberimiz’in aleyhisselam bunları tasvip etmediğini, diğer kısmı ise bilhassa çiğnenen sergide, yaslanılan yastıkta, oturulan minderde… olduğu zaman caiz gördüğünü ifade etmektedir. Bunlardan çıkan netice, böyle resimlerin -dinî bir takdis ve ta‘zime götürmedikçe- caiz olduğudur. Titizlik gösterilen nokta tevhidin korunmasıdır.
Tahavî’nin şu ifadesi bu anlayışı destekliyor: “Rivayet ettiğimiz hadisler, elbise üzerindeki resimleri, yasaklanan resimlerin dışına çıkarmaktadır. Yasaklanan resimler, Hıristiyanların kilise duvarlarına yaptıkları veya bezlere yapıp astıkları resimler kabilinden olanlardır.” Resim hakkındaki hadislerden anlaşıldığına göre Resulullah aleyhisselam önceleri, tevhid inancı ruhlara yerleşinceye kadar resim hakkında titiz davranmış, sonraları mahzuru olmayan noktalarda ruhsatlar vermiştir.
Bazı âlimler, canlı-cansız ayırımını göz önüne alarak mücessem (üç boyutlu) olmayan veya hayati bir uzvu eksik bulunan resimleri de cansızlara katmış, caiz görmüşlerdir. Çünkü bunların, mezkûr şekil ve eksikler içinde canlı olmaları mümkün değildir.
Köpek, Kedi Kuş ve Balık Beslemek
Resul-i Ekrem aleyhisselam şöyle buyuruyor: “Av, tarla, bahçe, sürü köpekleri müstesna olmak üzere köpek besleyen kimsenin sevabından her gün bir miktar (kıyrât) eksilir.” (Buhari, K. ez-Zebâih, 6; Müslim, K. el-Müsâkat, 46, 50, 56-58) Köpek bulunan eve meleğin girmediğini bildiren hadisler de (Ebu Davud, K. et-Tahârah, 89; Buhari Bed‘u’l Halk, 7, 17, el-Libâs, 77; Müslim, K. el-Libâs, 81) yukarıdaki hadise eklenince çıkan netice şudur: Korunma ve avlanma gibi bir ihtiyaç bulunmadan evlerde köpek beslemek İslam’da menedilmiştir. Çünkü:
a) Köpek besleyecek kadar imkanı olanların bakım ve harcamalarına yoksul, kimsesiz insanlar daha layıktır.
b) Tıbbın kesin açıklamalarına göre köpeklerden insanlara geçen birçok tehlikeli hastalık mevcuttur.
c) Köpek yoldan gelip geçeni, misafiri ve bir şey istemek için geleni korkutur, rahatsız eder…
Bununla beraber zararı olmayan köpekler itlaf edilmez; her canlıya merhamet edilir, yardım edilir ve ecir alınır. Bir kuyunun başında susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su veren günahkarın ilahi affa mazhar olduğunu Resulullah haber vermiştir. (Buhari, K. eş-Şürb, 9; El-Edeb, 27; Müslim, K. es-Selâm, 153)
Kediye gelince, kedi beslemek caizdir. Ancak bugünkü apartman hayatında zor olur. Çişini, kakasını yapacak yer arar. Kum torbası olsa da, biraz zordur. Bazı kediler çişi gelince, dışarı gidebiliyor. Kedinin tüyleri eve, hatta yemeklere dökülebilir. Yıkamak, temizlemek gerekir. İtinalı bir şekilde bakmak gerekir. Köy evlerinde fare olurdu, kedi beslenirdi. Beton apartmanlarda farenin rahatça yaşaması zordur.
Pis değil diye kedi beslemek gerekmez. Kedilerden hastalık da geçebilir. Komşular rahatsız oluyorsa eve koymamak uygun olur. Bazı hanımlar fareden korkar. Kediden, köpekten korkan da olabilir. Komşularımızın rahatsız olmamaları için kedi sevgimizden feragat ederek evde kedi beslememek iyi olur.
Kanarya, muhabbet kuşu gibi kafese alışık olanları kafeste beslemek caizdir. Çünkü dışarı bırakılırsa ölüme terk edilmiş olur. Akvaryumda balık beslemekse balığı hapis değildir. Balık zaten suda yaşar, mahzuru olmaz.