Modern Hastalık; Çağımızda Etkisiz Eleman, Müslüman

Yazıma başlamadan önce biz gençlere fikirlerini paylaşmasını sağlayan ve kanayan yaramız gençlerin özgüven inşasında bizlere katkı sağlayacak bu imkânı bizlere sunan Genç Adam dergisine şükranlarımı sunuyorum.

Başlığım ilk okunduğunda sizlere biraz enteresan gelmiş olabilir. Enteresan gelmesinin sebebi kendimizi, büyük kan kaybettiğimiz yerde yeterli görmemizden kaynaklanıyor. İşte bizim sorunumuz tam da bu!

Biz Müslümanlar olarak modern toplumda ezik pısırık kendi değerleriyle asla barışık olamayan kendimizi ifade etmekten, şerefli İslam’ın çizgilerini belli etmekten, durulması gereken yeri belirlemek, gidilmesi gereken yeri işaret etmekten oldukça geri duran bir pozisyondayız. İşte şu an Müslüman ailelerin çocuklarımızı neden kaybediyoruz? Gibi sorularına cevapta tam burada gizleniyor. Çünkü gençlerin şu anki Müslümanların çoğunda özenecekleri hiçbir şey olmamasından kaynaklanıyor.

Bizler eğer bir toplum inşa etmek ve yeni neslin bizlerin tarafında yer almasını istiyorsak bunun yolu etkisizliğin etkiye ve özgüvene dönüşmesidir. Tabii olarak bu dönüşüm emek vermeden olmayacak, bunun ilk adımı bizim gençlerimizi çalan bu şerlerin dünyayı sevdiği kadar bizim ahireti sevip sevmediğimizi ve ahiret için dünyaya çalışıp çalışamadığımızı düşünmek olacaktır. Onlar dünyayı seviyor ve bu yolda başarılı oluyorlar, başarılı oldukları işlerde elde ettikleriyle ya Müslümanlara açıktan zulüm ediyorlar ya da yalancı bir güler yüzle gençlerimizi kendi taraflarına oyun ve eğlenceden ibaret olan dünyaya çekiyorlar. Bizler ise onların dünyayı sevdiği kadar ahireti sevmiyor ve ahiret kazanma meskenimiz dünyada çalışmıyor kendimizi ne de olsa ahiret var diyerek kandırıyor ve ÇALIŞMIYORUZ.

Bilmeliyiz ki ahireti kazanmanın yeri dünya hayatıdır. Fakirlik, acizlik, hor görülme Müslümanın sıfatı değildir. Çalışacağız, kendimizi ve bizlere hidayet olan İslam’ın değerlerini, şeriatını utanmadan sıkılmadan insanlar ne der demeden anlatacağız. Kınanmaktan korkmadan hayâ edilecek olanın ancak Allah olduğunu unutmadan büyük bir özgüvenle âlemlere rahmet Efendimizin askerleri olmanın şuuruyla cesaretle ter dökeceğiz. İnsanlar bizlere, Müslümanlara özensin diye uğraşacağız.

Bu dünya Müslümanların çilehanesi değildir. İslam insanların iki dünyasını şen etmek için geldiğini unutmayacağız. Kimse bizleri ahiret ile kandırıp dünya nimetlerinden faydalanmaktan men etmemeli. Müslüman en bakımlı olmalı, en zarif olmalı ki bu gençler kötülere değil Müslümanlara özensin. Bu dünyalıkları da kendi bünyemizde toplamaya çalışırken salih bir niyetle Müslümanların güçlü durduğunu göstermek için yapılmalı aynen savaş anından kibirli olmanın mubah olması gibi. Avcumuzun içinde dünya kalbimizde ise iman olmalı. Yıllardır ehli küfür ise Müslümanları bir algı operasyonu ile bunun tam tersi olarak göstermek içim kıvranıyor.

Hülasa; gençleri kendi tarafımıza çekmek ve Müslüman topluma özgüven vermek için kendi değerimizin farkına varmalıyız. Yıkılmış özgüvenimizi ecdadımıza bakarak geri kazanmalıyız. Ehli küfrü memnun etmek için kılıktan kılığa girmemeli, kendi duruşumuzdan asla ödün vermemeliyiz. Allah için çalışmalı, güzel giyinmeli, Allah için makam sahibi olmalı, Allah için infak etmeliyiz ki insanlar gerçek İslam’ı bizlerde görsünler. Müslümanların gözündeki yaşı silebilmenin yolu yaşı akıtanlardan daha çalışkan, zengin ve güçlü olmamaktan geçiyor. Müslümanlara fakirliği özendirenlerden, yüksek mevkileri Müslümanlara gerek görmeyenlerden, hedeflerimizi küçültenlerden uzak durmalıyız. Ey Müslüman bil ki bu dünyada senin ahirette senin.

Bu dünyayı kazanmak istememizin sebebi o bilinçaltında yatan güçsüz Müslüman profilini kırmaktır. Ve bu profili kırmadan hiçbir kimseye İslam’ın gerçek duruş, şeref ve vakarını gösteremeyeceğiz. Biz güçlü olacağız ki mazlum bizden güven duysun. Bizi kötü ve güçsüz görmek isteyenler parmaklarını ısırsın ve gençler sizlere özensin. Allah avuçlarımıza dünya nimetini kalbimize ise kuvvetli bir iman vermesi duası ile.

Rabbimiz bizi takva sahiplerine önder kıl (Furkan, 74)

Ancak ondan yardım dileriz ve onun için ter dökeriz. Vesselam…