MAVERADAN MACERAYA- Haydi Gidiyoruz Çeşm-i Siyahım

MAVERADAN MACERAYA- Haydi Gidiyoruz Çeşm-i Siyahım

İlyas: Merhaba! …Hazır ol dostum gidiyoruz!

Hızır: Hayırdır, sen de kimsin Hacı Baba?

İlyas: İlyas, Hızır’ım, İlyas. Bugün İlyas benem. Amma Kur’an-ı Mübin’de ismi geçen dünkü İlyas değilem. Mü’minim ve Müslümanım elhamdülillah lakin Nebi ve Rasul değilim. Zira nübüvvet kapısı kapalıdır. Hz. Muhammed Mustafa alemlerin rahmeti ve son peygamberi olarak gönderilmiştir. Hacı Bektaş Veli’nin Selçuklu Devletine kıyam eden büyük dedesi Baba İlyas da değilem.

Hızır: Ne zaman gidiyoruz İlyas?

İlyas: Bugün gidiyoruz Yeşil Efendi! 6 Mayıs Hıdırellez Bayram günü. Endişe ve korkuya gerek yok. Ma y’es! …Artık yaz mevsimi başlıyor. Kasım’a kadar faslı-ı şita devri kapanıyor.

Hızır: Niye gelip gidiyoruz? Bu seyahatin sebebi nedir?

İlyas: Ben-i Âdem, nefsine-aklına ve hevesine tapmaya başlamış. Teknoloji putuna tapınanlar Ba’l sanemini tanrı edinen Kenaniler’i geçmiş. Pandeminin tetiklediği yalnızlık sendromu ve ölüm korkusu neticesinde tevhid akidesi kalbe inmeden dil altında eriyen sade bir tablet şekeri olmuş. Şeytan aramızı açmadan, Balık oğlu Yuşa denize açılmadan, kızartılmış alabalık denize sıçramadan, modern çağın eksantrik havarileri sapıtmadan seninle Musa misali Mecmau’l Bahreyn’de buluşalım isterem.

Hızır:Selamün ala İlyasin. Allah sırrını takdis eylesin, Mevlâna da öyle demişti.

İlyas: Ve aleykümüs selam. Ne demişti hele merak ettim Yeşil Baba?

Hızır: Bugün Ahmed benim amma dünkü Ahmed değilim.

İlyas: O halde bugün Hızır sensin amma dünkü Hızır değilsin ellam. Barbaroslar Akdeniz’in Kılıcı, deryaların kurdu, kaptan-ı deryası, küffarın denizlerdeki korkulu rüyası Hızır Hayreddin Reis de değilsin.

Hızır: Eyvallah, aynen öyle. Hz. Musa döneminde yaşayan, kendisine ilahi ilim öğretilen ve hikmet verilen veli kişi de değilim. Dünya Aspendos misali tam bir açık hava tiyatro salonu. Değişen sadece zaman, dekor, perde, oyuncular ve seyirciler. De hele yolculuk nereye böyle aniden Baba İlyas? Lale devri incisi Nevşehir’e mi, Menteş yurdu Aydın’a mı? Akdeniz’e mi, Karadeniz’e mi? Atlas Okyanusuna mı, Hint Okyanusuna mı? Horasan’a mı, Azerbaycan’a mı? Avrupa Kıtasının yeni Filistin’i Ukrayna’ya mı, Zül Celal’in 21. asırdaki tezahürü azap ve gazap değneği Bolşevik Rusya’ya mı? Arafat’a mı, Babil Kulesi’ne mi, Ağrı Dağı’na mı?

İlyas: Hayır, herkesin gittiği yere, Karşıyaka’ya!

Hızır: İyi de biz zaten Göztepe’deyiz. Kordonboyu’ndaki Saat kulesi etrafında geziyoruz. Akrep ve yelkovan adım adım bizi takip ediyor. Asırlık palmiyelerin gölgesinde gölgemizle ilerliyoruz. Rakibün Atid melekleri amel defterimizin CD çekimlerini yapıyor.

İlyas: Bendeniz İzmir’i kastetmedim ki! Anadolu topraklarını bize yurt yapanların daimî adresine doğru kestirmeden gideriz demiştim. Bir Kaylule uykusu bizi Süleyman’ın mucize halısı misali uçurur. Hava yolu ne de olsa daha güvenlidir.

Baharın ucuyla göçmen kuşlar gelmiş, Karınca Vadisinde vaaz eden meleğin sohbetinden kaçan Hacı Leylek makamına konmuş. Can kuşumuz ten kafesinden bir kez uçsa ne olur Azizim? Haydi davran, göçüyoruz. Veysel misali gece gündüz gidiyoruz.  Düzensiz göçmenlerin başına dünyayı dar etmeye çalışan kafatasçılara inat gidiyoruz. Baksana dostum, kelaynaklar Siverek’te, sair tayeran Marmaris Kuş Cennetinde ötüşüyor.

Hızır: Doğal hayata hasret kafese kapatılmış keklik ile vazoya dikilmiş acve hurması aynı hüznü yaşıyor. Kaktüs bitkisi de kaynana sopasına gülüyor. Ha bir de ademe mahkûm edilen Âdem oğlu ile inandığı gibi yaşayamayan zavallı Havva ana. Kavanozun içindeki adam ile puslu camdaki ağlayan kız. Ha iskele gibi Cuma babası olmuş, ha iskelet misali Cumartesi annesi. Ne değişir? Yok babalar günü, yok analar günü!.. İnsanların inanmadığı şeyleri yaşamaya başlaması, yaşadığı gibi inanmasına sebep oluyor. Her türlü sevgi ve hürmet yumağını senede sadece 24 saat içine hapseden bir anlayışın sonu hüsrandır. Bunlar, Ben-i Adem’in kendi duyguları ile alay etmesinin komik birer örneğidir.

İlyas: Rabbim encamımızı hayreylesin. Hızır kardeşim, sana nebi diyenler var, veli diyenler de var. Hatta bazıları senin için Noel Baba benzetmesi yapıyor. Ne dersin?

Hızır: Hoca Ahmed Yesevi de her geleni Hızır bil, her geceyi Kadir bil diyerek bize atıfta bulunmuş. Halbuki bugün Hızır benim, İlyas da sensin dostum. Kimse kendi üzerine düşen vazifesini yapmadan ardına bakıp ters giden bir şeyleri düzeltsin diye gelmesini gözetiyor.

İlyas: Yunus Emre “bu dünyada iki kişi kalır derler, meğer Hızır-İlyas ola ab-ı hayat içmiş gibi” derken bizi kastetmiştir. Amma sordum sarı çiçeğe, size ölüm var mıdır, çiçek eydür derviş baba ölümsüz şey var mıdır? Ben de Taptuk gibi sordum Kadıncık Ana’ya hangisi bizim Yunus’tur?

Hızır: İsa ve İdris’in semanın katında tutularak yeniden geleceklerine inananlar, seni ve beni de karada ölümsüzleştirerek Baki olan Rabbimizin tasarrufundan farklı düşünmektedirler. Oysaki şehitler hariç öldükten sonra dünyaya dönüş yaparak makamlarını ziyaret eden olmayacaktır. Bize dünyayı kurtaracak adamı, İsa Mesih’i veya Noel Baba’yı beklemek düşüncesi Anatolia coğrafyasında yaşayan ve dönemin Hanif Hıristiyan Ortodokslarından intikal eden bir inanıştır. Temeli İsrailiyyat olarak Yahudi kaynaklarıdır. Asılları bir yana, yaşayan dinlerden hiç birisi maalesef arı duru günümüze kadar gelememiştir. Dinler de diller gibi zamanın akışı içinde birbirine karışmış, bid’at ve hurafeler buradan ortaya çıkmıştır.

İlyas: İşte gidiyorum çeşm-i siyahım. Önümüze dağlar sıralansa da. Sermayem derdimdir, servetim ahım, karardıkça bahtım karalansa da. Haydi dolaşayım yüce dağlarda, dost beni bırakıp ah ile zarda, ötmek istiyorum viran bağlarda, ayağıma cennet kiralansa da. Bağladım canımı Haydar zülfün teline, sen beni bıraktın elin diline, Güldüm Mahsuni’nin berbat haline Mervan’ın elinde hey hey parelense de.

Hızır: Kuklagiller Rusya-Ukrayna Savaşında “Siz devamlı kahraman olun, ha bire destan yazın, hakemlik yapın, şöhret sizin olsun. Biz de her defasında kazanalım, silah satalım, altın alalım ve köşeyi dönelim. Bizim için Gılgamış, Sarıkamış, Karkamış, Şekerkamış… Destan aynı destan, bostan aynı bostan.” diyorlar.

İlyas: Rabbim hile ve desiselerini kendi başlarına makûs eylesin.

Hızır: Elfe elfin Âmin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.