LA HAVLE- Dünyada Kaç Dünya Var?

Hayat kitabımız Kur’an-ı Kerim’in birçok âyetinde, dünyanın mahiyetini ve güzel gözüken çirkin yüzünü, Rabbimiz ibretli misâllerle açık açık anlatıyor.

“Bu dünya hayatı sâdece bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Asıl hayat, âhiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler!” (Rûm: 64)

Evet, dünya hayatında hep kurdun aklı koyunda, insanın aklı oyunda olmuştur. Peygamberler, ahiretin yolunu tıkayan dünyanın mahiyetini anlatarak, insanları âhiret cihetine yönlendirirler.

Hz. Ebûbekir radiyallahu anh şöyle anlatıyor: “Bir gün Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem ile beraberdik. Bir ara eliyle bir şeyi iter gibi yaptı. Ben: “Ya Rasûlullah! Bir şey mi ittin?” dedim. Allah Resûlü aleyhissalatu vesselâm şöyle dedi: “Evet, dünya şekillenip karşıma çıktı ve bana sokulmak istedi. Ben onu ittim ve ‘Benden uzaklaş dedim.’ O da bana şunu söyledi: “Sen kovsan bile, senden sonrakiler benim için birbirleriyle yarışacaklardır.”

O’nun kovduğu dünya için yaptığımız yarış kabir kapısında bitiyor. İçeride hesap başlıyor. Kâinatın Efendisi “Dünya âhiretin tarlasıdır.” buyurmuşlar. Kimisi taşa eker, kimisi de toprağa. Bakmaz ibret gözüyle daldan düşen yaprağa!

Allah dostu bir mutasavvıfın şu teşhisi, tesbiti ve tarifi ne kadar güzel. “Dünya bir misâfirhane; insan bir garîb misâfir. Ecel mihmandâr; konar göçer, gelir geçer. Mehîd-lâhîd iki kapı, dünya arada âlâyişli bir yapı; sûreten ma’mûr, mâ’nen vîrâne… Elf’ü âlâf, âb u dâne, insanoğlu kısmetini toplamaya mecbûr bir dîvâne.”

Hiç düşündük mü, dünyada kaç dünya var?

Kaç insan varsa, o kadar dünya mı var yoksa?

Unutmayalım ki; insanı Allah’tan alıkoyan ne ise, o insanın dünyası odur.

Unutmayalım ki; bir değirmen olan bu dünya, devamlı insan öğütür.