Kurt, Köpeğin Kuzeni midir?

Kurt, Köpeğin Kuzeni midir?

Değerli Kardeşlerim,

Hayvan kelimesi, sevk-i ilahi ile hareket eden duygu yüklü canlı varlıklara verilen ortak bir isimdir. Hayvanat âlemi Rabbimizin El Hay isminin tezahürüdür.

Kur’an-ı Kerim’de örnekleme yoluyla 30 çeşit hayvan türünden bahsedilmiştir. Bu hayvanlar; deve, katır, sivrisinek, buzağı, inek, yılan, çekirge, eşek, balina, domuz, at, kurt, sinek, bıldırcın, koyun, kurbağa, örümcek, karga, fil, kelebek, keçi, köpek, maymun, aslan, bit, karınca, arı, köpek balığı, Hüdhüd ve diğer kuşlardır.

Peygamber Efendimiz, 7 sureye 7 hayvanın ismini vermiştir. Bunlar; Bakara/inek, En’am/davar, Nahl/bal arısı, Neml/karınca, Ankebut/örümcek, Kureyş/köpek balığı ve Fil Sureleridir. Hadis kaynaklarında İbrahim aleyhisselam’ın misafirlere ikram etmek üzere kesip pişirdiği buzağısı, İsmail aleyhisselam’ın yerine bedel olarak gönderilen koçu, Salih aleyhisselam’ın mucize dişi devesi, Yunus aleyhisselam’ı yutan balığı, Musa aleyhisselam’ın Yahudilere kestirdiği ineği, Uzeyr aleyhisselam’ın gözünün önünde tekrar canlanan eşeği, Süleyman aleyhisselam’ın konuşan karıncası ve Hüdhüd’ü, Ashab-ı Kehf’in yol arkadaşı köpeği ve Peygamber Efendimizin devesi Kasva’nın cennette numune olarak barındırılacağı diğer hayvanların toprak olacağı belirtilmiştir.

Hayvan Bilimi/Zooloji verilerine göre; insanlar ve hayvanlar tarih boyunca iç içe yaşamıştır. Dünya; bir hayvanat bahçesidir.

Allah Teâlâ; hayvanat âleminin mecazi anlamda sevk ve idaresini yeryüzünün halifesi insanın emrine vermiştir. Cenab-ı Hak; develeri, atları, katırları ve eşekleri canlı nakil vasıtası, diğer hayvan türlerini de dünya hayatının ziyneti olsun diye yaratmıştır. Bundan maksat da Allah’ı zikretmek, yaratılış hikmetleri üzerinde düşünmek ve şükretmektir.

İnsanoğlu, doğal hayatta her gün fahri müezzin ebu yakzan/horoz’un sesi ile uyanır. Şarkı söyleyen kuşların melodisi ile neşelenir. Yelesini ördüğü atı ve terkisine aldığı avcı köpeği ile yoluna revan olur. Ali Baba’nın çiftliğindeki öküzler çift sürer, koyunlar meler, Merzifon eşekleri nota üzerine anırır, katırlar yük taşır. Evdeki atık nimetlerin israfını önleyen Hırra/kedi, bıyığını yağlayarak teneke sobanın sıcağında uyur ve kendi lisanıyla hane halkına dua eder. Deve ve koyun evin bereketidir. Tavşan, ördek, kaz, güvercin ve tavuklar çocukların doğal oyuncağı, inek ve keçiler canlı süt fabrikasıdır.

Ben-i Adem; sırrını saklamayı arıdan, çalışkanlığı karıncadan, yatağını temiz tutmayı aslandan, cenazesini toprağa vermeyi kargadan, şarkı söylemeyi bülbülden, güzelliğin tılsımını tavustan, kurnazlığı tilkiden, gurbet ellere uçup göçmeyi Hacı Leylekten öğrenmiştir. Taklit etmeyi papağandan, yükseklerden uçmayı hümadan, tehlikeyi kaplandan, yırtıcılığı kartaldan, keskin bakışları şahinden, kına yakmayı keklikten, nazlı bir eda ile seke seke kaçmayı ceylandan, haber uçurmayı turnadan, akşam olunca evine tünemeyi baykuştan talim etmiştir.

Havada uçan, karada gezen ve suda yüzen ne kadar hayvan varsa hepsi Allah’ın varlığının kudret ve azametinin işaretlerindendir. Arıya bal yapma sanat ve yetisini öğreten Allah Teâlâ’dır. Akrebin ağzına ağı süren de O’ dur. Balığın karnına inciyi döşeyen de O’dur. Fil ordusunu Ebabil’e kırdıran ve ekolojik dengeyi kuran da O’dur.

Rabbimiz; ayetlerini inkâr edip yaratıcısına karşı kibirlenenler üzerine gökten rahmet kapılarının açılmayacağını ve devenin iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerini açık ve net olarak bildirmektedir.

Rabbimiz, Ankebut suresinin 41. ayetinde; Allah’tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumuna, kurdukları hile, düzen ve şer yuvalarını da en çürük örümcek evine; Kamer suresinin 7. ayetinde insanların kabirlerinden kalkışlarını ve mahşer yerine sürgün edilmelerini yuvasından çıkıp dağılan çekirge sürülerine; Karia suresinin 4. ayetinde ise insanları hesap gününün korku ve telaşesiyle ateşin etrafını sarmış kelebeklere teşbih etmiştir.

İsrail oğulları bilginlerinden Bel’am bin Baura Şeytan’ın ardına takılmış, Allah’ın ayetlerini yalan sayarak azgınlardan olmuştu. Bel’am; hevasına uymuş, alçaklığa gömülerek çamura saplanmıştı. Onun bu sıfatı Araf suresinin 176. ayetinde “o köpeğin hali gibidir ki; üstüne varsan da dilini sarkıtıp solur/havlar, yahut kendi haline bıraksan da yine hırlar.” şeklinde veciz olarak ifade edilmiştir. Cuma suresinin 5. ayetinde “Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir.” şeklinde vahim bir teşbihte bulunulmuştur.

Araf 179 da ise “Onların kalpleri vardır idrak etmezler, gözleri vardır görmezler, kulakları vardır işitmezler. Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidir. Hatta daha sapıktırlar.” şeklinde şakilere gönderme yapılmıştır.

Evet… Hayvanlar, kimi zaman Musa aleyhisselam elinde mucize bir yılan olmuş, kimi zaman Yunus aleyhisselam’ı yutmuş denizde, kimi zaman Yusuf aleyhisselam’ın gömleğini yalandan yırtan kurt olmuş, kimi zaman da çekirge ve kurbağa olup azap olarak yağmış münkirler üzerine. Allah’ın kutlu elçilerinin duası üzerine mucize eseri olarak indirilen hazır sofra ve içinde kudret helvası, bıldırcın eti ve kızartılmış balıklı dürümleri yedikleri halde, mutlak doğrulardan yaban merkeplerinin aslanlardan kaçtıkları gibi kaçanlar, inkâr ve isyanları sebebiyle geçmişte insanlık vasfını kaybetmiş nice azgın zalimler, yaban domuzuna ve alçak maymun suretine tebdil edilmişlerdir.

El hâsılı vel kelam, İslam kültüründe hayvanlara karşı şefkatli ve merhametli olmak esastır. Zekât ve kurbana konu olan hayvanların özellikleri ile etleri yenen ve yenmeyen hayvanların hükümleri için ilmihal kitaplarına bakalım. Zira hayvanat âlemi insanoğluna emanet edilmiştir. Onları yaratılış gayesi dışında kullanmak, hayvan haklarını ihlal etmek bir zulümdür. Hayvana küfretmek, onu lanetlemek, dövmek, dövüştürmek, güreştirmek, cinsel istismara alet etmek, canlı hedef tahtası yapmak, istiap haddinden fazla yük vurmak, aç ve susuz bırakarak ölümüne sebep olmak bir insanlık suçudur.

Çarığıyla susuz bir köpeği sulayan adamın cennete, kedisini hapsedip aç ve susuz bırakan bir kadının da cehenneme gideceğini haber veren bir rahmet peygamberinin ümmetiyiz. Göçmen kuşları barındırmak adına ağaçlar ve yüksek tepeler üzerine kuş evleri kuran ve bunları kurdukları vakıflarla besleyen bir milletin torunlarıyız. Ancak; Halep elden gidiyor! “Kurt, köpeğin kuzeniymiş bize ne?” diyemeyiz. Baksanıza kutup ayıları bir ayağını Suriye’ye uzatmış, diğer ayağıyla Türkiye’ye basıp Akdeniz’e inmek istiyor. İnsanlık ölüyor hemşerim insanlık. “Konsun yine pervazlara güvercinler; / Hu hu’lara karışsın aminler. / Mübarek akşamdır; / Gelin ey Fatiha’lar, Yasin’ler…”

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.