Kudüs’ün Fethi ve Selahaddin Eyyubi

Ah Kudüs Ah! Senin özlemin her zaman Müslümanlar açısından bir ukde olarak kalacaktır. Ama inanıyoruz ki o özlem bir gün mutlu sonla bitecek. Diyor ya Akif İnan: “Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde, Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu, Varıp eşiğine alnımı koydum, Sanki bir yer altı nehir çağlıyordu…[2] Nuri Pakdil’inden Mehmet Akif İnan’ına kadar uzanan şairlerin derdi Kudüs, sen ne kutsal bir şehirsin… Bu şehrin fetih mimarı Selahaddin Eyyubi, sen ne güzel bir komutansın, senin hikayen Fatih’in Konstantiniyye Fethi’nin müjdesine kadar devam eden bir hikayedir.
Biz Müslümanlar açısından Kudüs’ün fethi büyük bir dini ve tarihi öneme sahiptir. İşte bu fethin önemli noktaları;
1. Kutsal Şehir: Kudüs, Hz. Peygamber efendimizin Mirac deneyimi ile özdeşleşmiştir ve İslam’ın üçüncü en kutsal şehri olarak kabul edilir.
2. İslam’ın Genişlemesi: Kudüs’ün fethi, İslam’ın büyük genişlemesinin bir parçasıydı. Bu fetih, İslam’ın Arap yarımadası dışına yayılmasının bir göstergesiydi ve Müslümanların bu dönemdeki zaferlerinden biriydi.
3. İslam Kültürü: Kudüs, İslam kültürü ve sanatı için önemli bir merkez haline geldi. Camiler, medreseler ve diğer dini yapılara ev sahipliği yapmasıyla bilinir.
4. İslam’ın Kutsal Mekanları: Kudüs, İslam’ın önemli kutsal mekanlarından birine ev sahipliği yapar. Mescid-i Aksa, Kubbetü’s-Sahra gibi dini yapılara sahiptir ve Müslümanlar için ibadet ve ziyaret yeri olarak önemlidir.
5. Tarih ve Anılar: Kudüs’ün fethi, Müslümanlar için büyük bir tarihsel olaydır ve İslam tarihinde önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilir. Fetih, İslam tarihi ve kültürünün bir parçası haline gelmiştir.
İmadeddin Zengi ve Nureddin Mahmud’un kurduğu devleti ve İslam birliğini yeniden tesis eden ve daha da ileriye taşıyarak yaklaşık bir asırdır İslam dünyasının büyük bir özlemi olan Kudüs’ü yeniden fetheden Selahaddin Eyyûbî, kurduğu devletteki yaklaşık 20 yıl süren saltanatı boyunca, başta Kudüs’ün yeniden fethi olmak üzere faaliyetleri ve başarılarıyla dönemine, sonraki çağlara damgasını vurmuş; günümüze değin hem İslam dünyası hem de Batı/Hristiyan dünyası tarafından büyük saygı duyulan, sarsılmaz karizması ile sevilen, örnek bir şahsiyet, İslam tarihinin en büyük kahramanlardandır.
Fakat bugün Batı dünyası, saygıyla karışık, nefreti de içinde barındırmakta ve bunu dile getirmekten çekinmemektedir. XII. yüzyıldan asırlar sonrasında bile, kendileri için büyük bir kayıp olan Kudüs’ün, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı’dan kendilerine geçtiği gün, İngiliz generalin, Selahaddin Eyyûbî’nin türbesine giderek tahribat ve hakaretlerde bulunması, onun çağları aşan bir Türk hükümdarı olmasının yanı sıra, Hristiyan dünyadan kendisine duyulan nefretin yüzyıllar sonra bile bitmediğinin en büyük somut örneği olarak tarihe geçmiş bulunmaktadır. Haçlılara karşı yürüttüğü sarsılmaz mücadele, bugün de ülkemizde ve coğrafyamızda saldırılarına devam eden Batı dünyasına karşı, hepimize örnek teşkil etmelidir.
[1] Oğuzhan Karayel, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri, İslam Hukuku Y.L.
[2] Mehmet Akif İnan, “Mescid-i Aksa” Şiiri.