Baş seçtikçe kendine Sen secdesiz başları,Akacak mazlumların kanları gözyaşları!Siz ey çarpık çağların en alçak zâlimleriBir şey anlatmıyor mu size mezar...
336
Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucuları! Bu ay sizlerle İlkadım Kitaplığı’mızda güzel bir eser daha inceleyeceğiz. İnceleyeceğimiz eserimiz, Osmanlı Devleti’nin son şeyhülislamı,...
Dinimizde ahlakın büyük önemi, üstün bir yeri vardır. İslam’ın gayesi insanları güzel ahlak sahibi yaparak olgunlaştırmaktır. Dinin emir ve yasaklarına...
Ebu Yahya Suheyb İbni Sinan radiyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah aleyhisselam şöyle buyurdu: “Mü’minin durumu gıpta ve hayranlığa değer....
“Yeryüzünde hiç dolaşmıyorlar mı? Dolaşsalardı elbette olanların akıl edecek kalpleri, işitecek kulakları olurdu. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz fakat...
İnsanın, kulluğunu en çok hissettiği anlardan ve alanlardan birisi de duadır. Aczin, fakrın ve muhtaçlığın bir tezahürü olarak Ehad, Samed,...
Dinin temel gayesi Allah’a kul olduğunun idrak ve şuurunda insan yetiştirmektir. Bu maksadın gerçekleştirilmesi de ancak kulluğun layıkıyla idrak ve...
Hiçbir kimsenin tatlı sözünü beğenme,O söylediklerini yaptıklarıyla süslemediği sürece… Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: Kim dünyada ve ahrette güç, kudret, itibar,...
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz Medine’ye geldiğinde Medinelilerin iki (bayram) günleri vardı. O günlerde oynayıp eğlenirlerdi. “Bu iki gün...
İddia İspat Gerektirir Kıymetli okuyucu… Mağfirete ulaşma çabamız her mevsimi kuşatarak kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Temmuz 2016 tarihli 336....
Ben doğmadan başlamış, bu imtihan. Beni utandırmak, rezil rüsvay etmek isteyenler var ki bunlar daha ben doğmadan bana düşman olmuşlar....
Geçen sayımızda okuma-kitap macerasının bir kısmını aktardığımız muhterem H. Hüseyin Varol Hocaefendi, Said-i Nursî’nin “Bir elimde Kur’an diğerinde Hadis-i Şerif...
Her şey bu yazıya başlarken dokunduğumuz klavyedeki harflerin karşılığını ekranda görmek gibi kolay olsaydı. Her ilişki tıpkı bu klavyenin gösterdiği...
Arapçadan gelen ‘Cami’; cem (toplanma, bir araya gelme) kökünden gelen “toplayan, bir araya getiren yer, toplanma yeri” demektir. Yani cami...
Derin derin, ciddi ciddi düşünmek gerekir. Yüzeyselliğin bir ur gibi bütün dünyayı sardığı bir zamanda bu iş belki rağbet görmez...