KAPAK-Hadesten Taharet Necasetten Taharet Setr-i Avret

KAPAK-Hadesten Taharet Necasetten Taharet Setr-i Avret

TEMİZLİK ve ÖRTÜNME

Esselamü aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatüh

 

Yüce Yaratanımız bizi yaratırken aziz ruhumuza bazı özellikler nakşetmiştir. Buna hepimizin bildiği “Fıtrat” diyoruz. Fıtratın özelliği ise sadece Müslümanları değil bütün insanlığı kapsamasıdır. Yani tüm insanlığın hayatında temizlik ve örtünme önemli bir yer tutar.

 

İnsanın fıtratında konumuzla alakalı olan temizlik ve örtünme başta gelen özelliklerdendir. Fıkıhta hadesten taharet, necasetten taharet ve setr-i avret, miracımız olan namazımızın dışındaki şartlardan olarak geçmektedir.

 

Şimdi Yüce Rabbimiz bizden tam manasıyla temizliği ve örtünmeyi nasıl istiyor hep beraber göz atalım. Şunu da unutmadan söyleyelim ki bu yazımızdaki amacımız ilmihal bilgisinden ziyade meseleyi günümüze yansıyacak şekilde değerlendirmek olacaktır.

 

Müslüman kişi uyanık olmalıdır, şuurlu olmalıdır. Müslüman, çağın gerekliliklerine dini uydurmak yerine dininin yani Yüce Allah’ın emirlerine göre çağını yorumlamalıdır. Bu konuda en bariz örnek ne yazık ki hanımların tesettürlerindeki acayiplik olarak gözümüze çarpıyor.

 

HADESTEN TAHARET

 

Yüce Rabbimiz Maide suresi 6. ayet-i celilesinde şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin, ayaklarınızı da topuk kemiklerine kadar (yıkayın). Eğer cünüp olursanız temizlenin. Şayet hasta veya yolculuk halinde veya içinizden biri ayakyolundan gelirse yahut kadınlarla cinsel ilişkide bulunursa, bu hallerde su bulamadığınız takdirde temiz bir toprağa yönelin (teyemmüm edin), yüzünüzü ve ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez, fakat O sizi tertemiz kılmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.”

 

Bu ayet-i kerime de Rabbimiz abdestin, gusül abdestinin ve teyemmümün nasıl alınacağını bize haber vermektedir. Bununla beraber bizleri temiz kılması, üzerimizdeki nimetini tamamlaması söz konusudur.

 

Şunu sakın unutmayalım; Hıristiyanlıkta olduğu gibi insanın doğuştan getirdiği bir günah, kir, pislik yoktur. Aksine insan saf ve temizdir. Lakin belirli uzuvlarımızdan çıkan idrar, dışkı, meni, mezi, vedi, kan, irin vs. maddeler ibadetlerimiz için bizlerin temiz olmamasına manidir. Hal böyleyken yukarıdaki ayette belirtilen temizlik usullerini yaptığımızda ibadetlerimizi gönül rahatlığı ile yerine getirebiliyoruz.

 

Gusül abdesti çok önemli bir abdesttir. Cünüplük hali eğer bir insanda uzun müddet devam ediyorsa ruhumuza aşırı negatiflik yükleyen bir durum olduğu için sürekli huzursuzluk, halsizlik, hayattan tat almama, bencilleşme ve daha bir sürü olumsuzluğu barındırır. Kısacası hayatımızı çekilmez hale sokar. İnsanlar her ne kadar dışarıya karşı çok olumlu dahi olsalar iç dünyaları berbat olur.

 

Şunu sakın unutmayalım ki bir Müslüman cünüp olduğunda cünüplüğünden kurtulmak için acele etmeli, en geç bir namazı geçirmeyecek zaman aralığında guslünü almalıdır. O yüzden bir Müslüman uzun bir zaman cünüp halde gezmekten, yemekten, içmekten sakınmalıdır. Bir de şunu söyleyelim ki gusül abdesti en sağlam abdesttir. Onunla farz olan bütün ibadetlerimizi yapabiliriz. Bundan dolayı en az iki-üç günde bir banyo yapmalı ve her banyomuzda cünüp olalım veya olmayalım gusül abdesti almalıyız.

 

Evimizden çıkarken elimizi yüzümüzü yıkarız ve saçımızı ıslatıp taradıktan sonra çıkarız değil mi? Geriye ne kaldı? Ayaklarımızı yıkamak ve birkaç sünneti yapmak kaldı, abdestli olmamız için. O halde değerli Müslüman kardeşim, neden evimizden sürekli abdestli çıkmıyoruz? Namazımıza mani olan, genellikle bir ortamda abdest almakta yaşadığımız üşengeçlikler oluyor.

 

NECASETTEN TAHARET

 

Nasıl hadesten taharet manevi temizlik ise necasetten taharet de maddi temizliktir. Avret mahallerimizin temizliği, çamaşırımızın ve elbisemizin temizliği, namaz kılacağımız ortamın temizliği necasetten taharet kavramı içinde değerlendirilir.

 

Öncelik tuvalet adabıdır değerli kardeşler. Her insan dış görünüşüne ve ortamının temizliğine önem verir ama tuvalet adabına uymak, avret mahallerini temiz tutmak Müslümanın şiarındandır.

 

Tuvalete giriyoruz, oturmadan idrarımızı yapıyorsak sıkıntı var demektir. Büyük abdestimizi yapıp sadece tuvalet kâğıdı ile temizlik yapıyorsak sıkıntı var demektir. Suyu kullanmamız şart değerli kardeşler şart. İşte artık zamanımızın azlığından mı yoksa bilgisizliğimizden mi aceleyle tuvaletimizi yapıp temizliğimize dikkat etmeden çıkıyoruz, bilinmez. Aman dikkat ki kabir azabına sebep olan şeylerin başında idrara dikkat etmemek geliyor.[1]

 

“Allah’ım beni temiz görüyor mu?” diye kaygılanmalıdır Müslüman. Parfüme, makyaja, elbiseye, eve, eşyalara verdiğimiz özenin kat ve katını kendi bedenimize vermeliyiz. Yani kaportası gıcır, motoru olmayan araba olmamalıyız.

 

SETR-İ AVRET

 

Örtünme ile ilgili fıkhi bir kavram olan setr-i avreti şöyle sınıflandırmamız mümkün. Erkeklerin örtünmesi farz olan yerleri göbek ile diz kapağı arasıdır.[2] Bayanların ise el, ayak ve yüzleri hariç bütün vücudun örtülmesi gerekir.[3]

 

Şimdi bir bakalım durumumuza… Ne kadar riayet ediyoruz örtünmeye? Hanım kardeşim şunu sakın unutma, başörtüsü nasıl farzsa vücudu tamamen ve vücut hatları belli olmadan örtmek de farz. Vücut hatları belli olan ve başörtüsü takan bir Müslüman kadının durumu beş vakit namazını kılmayan ama Cuma namazını da hiç kaçırmayan erkeğin durumu gibidir. Aman dikkatli olalım. Kadınların örtünmesindeki mana, saçının kıllarını saklamak değil tüm ziynetini saklamak olmalıdır.

 

Burada sadece bayanlara değil erkeklere de birkaç kelam edelim. Elbiselerimizi başka arkadaşlarımız yanında çıkarırken hamamda, sporda, soyunma odasında vs. dikkat ediyor muyuz göbek ve diz kapağı arasına? Yoksa ben erkeğim diye utanma duygumuzu, Rabbimizin emrini hiçe mi sayıyoruz? Erkek erkeğe dahi olsa göbek ve diz kapağı arasının görünmesi haramdır, bunu sakın unutmayalım.

 

Başta da dediğimiz gibi, bu bilgiler bir Müslümanın bilmesi gereken ilmihal bilgilerinden sadece birkaçıdır ve bu yazımızda sadece belirli noktalara dikkat çektik. Nasıl cebimizdeki paranın veya maaşımızın hesabını kuruşu kuruşuna biliyoruz, kendimize yapılan haksızlıklara karşı sesimizi yükseltebiliyoruz, hatta ve hatta siyaset, spor, müzik vs. gibi her işten de gayet güzel anlıyoruz da ilmihal bilgilerimiz eksik kalabiliyor?

 

Şunu da ekleyerek sözlerimi bitirmek istiyorum. Bir düşünürün dediği gibi “İnsan bilmediğinden korkar.” İbadetlerimizle ilgili basit olan birkaç ilmihal bilgisini bilmediğimizden namazı terk ediyoruz. Şeytanın “seninle alay ederler” sözü bizim eksik dahi olsa kılabileceğimiz namazımıza mani oluyor. Oysaki karakterli hiçbir Müslüman namazla -büyük günahlara duçar olsa dahi- alay etmez, edemez.

 

Şuurlu birer Müslüman olabilmek dileğiyle… Allah’a emanet olun.

 


[1] Buhârî, Vudu, 55; İbn Mâce, Tahâret, 26

[2] Ebû Dâvûd. Libâs, 37

[3] Ebû Dâvûd, Libâs, 31

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.