İLKADIM KİTAPLIĞI- Sahabe Hatıraları / Elif Erdem – Hale Şahin – Rukiye Demir

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucularımız! Bu ayki sayımızda Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlarından çıkan Elif ERDEM, Hale ŞAHİN, Rukiye Demir’in kaleme aldığı Sahabe Hatıraları isimli kitabı inceleyeceğiz.

Her geçen gün bizi biz yapan değerlerden uzaklaşıyoruz. Bizi biz yapan değerlerin yerini de bizi bizden uzaklaştıran değerler alıyor. Sonra da önceki halimizi beğenmez hale geliyoruz. Her biri bir yıldız olan sahabe efendilerimizin -Rabbim onlardan razı olsun- hayatları sürekli gündemimizde olurdu. Etrafımızda gelişen olaylarla ilgili sahabe efendilerimizden örnekler verirdik. Sahabe Hayatından Tablolar’ı ya da Hayatü’s Sahabe kitaplarını elimizden düşürmezdik. İlk Müslümanların hayatlarını okudukça kendimize çekidüzen verir, dünyevileşme hastalığı bizleri ya teğet geçer ya da yakalayamazdı. Sahabe efendilerimizin hayatlarını okudukça hizmetten hizmete koşardık. Bu kadar kerametlerle uğraşmazdık. Çünkü sahabe efendilerimizin hayatını okudukça hayatlarındaki en büyük kerametin hizmet olduğunu görürdük. Sahabe efendilerimizden uzaklaştıkça hizmetlerimiz azaldı, keramet peşinde koşmalarımız çoğaldı. Kendimize gelmemiz için Nebevi müjdenin peşinde koşmalıyız. Bizlere yıldız ve örnek olarak gösterilen sahabe efendilerimizi tekrar gündemimize almalıyız. Sık sık şu soruyu kendimize sormalıyız: “Benim yıldızım hangi sahabe?”

Sahabe Hatıraları kitabımızda 37 yıldızımız bizlere tanıtılıyor. Her bir sahabe efendimiz üç sayfada özet halinde, okuyucuyu sıkmadan anlatılmaya çalışılmış. Dolasıyla elimize aldığımızda çok kısa sürede bitirebileceğimiz bir kitap.

İlk önce, Allah’ın Dostunun Dostu Ebu Bekir Es-Sıddık radıyallahu anh efendimiz ile sahabe hatıralarına adım atıyoruz. Hayatıyla ilgili önemli noktaları tekrar hatırladıkça kendimize gelmeye başlıyoruz. Çünkü İslam’ın en zor döneminde malını İslam yoluna harcayan, bedenen bir sürü işkenceye katlanan, her daim mütevazı ve mutedil olan, her zerresine kadar İslam olan ve İslam’ı tavizsiz yaşamaya çalışan bu mübarek sahabe efendimiz bizleri bir nebze olsun kendimize getiriyor.

Daha sonra Hz. Ömer efendimizin hayatı bizleri karşılıyor. Duraksıyoruz önce. Daha sonra ümit var oluyoruz. Hz. Ömer’in cahiliye dönemindeki yaşantısını düşünüyoruz. İslam ile şereflendikten sonraki hayatını okuyunca da iki elimizin arasına başımızı alıp düşüncelere dalıyoruz. Çünkü bizler İslam’ı, Müslümanlığı meccanen bulduk. Gözlerimizi açtık İslam ile karşılaştık. Nimetin kadrini bilmeliyiz. Şükrünü eda etmeliyiz. Geçmişte yaptığımız hizmetleri tekrarlayıp durmak yerine hizmetlerimizi arttırarak devam ettirmeliyiz.

İlerleyen sayfalarda Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hatice annemiz, Hz. Fatıma annemiz ve onlarca mübarek sahabe efendimiz bizleri bekliyor.

Unutmayalım ki bizler sahabe olamayız ama sahabe efendilerimizin yaptıklarını yapabiliriz.