Kasım 2021 Atilla DEĞİRMENCİ A- A+
A- A+

Kardeşim, İslam’ı Yanlış Anlama Bâri!

İslam’ı gönüllerine nakşedemeyip dillerinde geveleyenler İslam dinini katı kurallardan ibaret zannediyor. Diğer sistemlerde olduğu gibi kuralların katılığı insanları eziyor diye düşünüyor.  Böylece İslam’ı diğer sistemlere benzeterek insanların gözünde çıkar ilişkisine dayalı bir pozisyona sürüklüyor. Ki bu süreç insanlarda İslam’a karşı önyargılar oluşturuyor.

Önyargılar ne kadar sistematik olursa olsun şu gerçek hiçbir zaman gizlenemeyecektir. “İslam diğer sistemlerden ayrıdır.” İlahî olmasının yanında insan odaklı toplumsal ıslahı esas alması bariz farklarından sadece bir tanesidir. İslam’ın diğer din/yönetim sistemlerinden farklarını saymakla bitiremeyeceğimiz gibi insana ve insanlığa faydalarını da saymakla bitiremeyiz. Günümüz gençlerinin yanlış anlayış ve yaklaşımlarından yola çıkarak İslam’ın insanlara sağladığı yararları kısaca açıklamaya çalışalım.

1. İslam, İnsanın Bilgi ve Görgüsünü Artırır: İslam, insanı kemale eriştirmek için insanlardan okuma ve etrafındakilere karşı davranışlarını düzeltme eylemleri ister. Bu eylemleri hayatları boyunca sergileyenler her daim bilgisini ilme dönüştürerek etrafındakilere merhametli, cömert ve diğerkâm davranırlar. Böylece neyin, niçin ve nasıl olacağına net kararlar verdikleri için ne insanı aşağılar ne de dünyayı terk ederler.

2. İslam, İnsanı Holiganlaştırmaz: İslam insanlardan yalnızca Hakk’ın tarafında bulunmalarını ister. Ve aşırılıkların her türlüsünden insanı men eder. Çünkü aşırılıklar taraftarlığa, taraftarlık da holiganlığa sürükler. Holiganlık insanda ümmet bilincini kırar ve basit/hiçbir karşılığı olmayacak hedefler uğruna mücadeleye sevk eder. Neticede kaybeden yine insan olacağından İslam bu tehlikenin önüne geçmek ister.

3. İslam, İnsanlardan Kanaatkârlık İster:  Prensiplerimizin kaynağı olan İslam, insanın kendisine verilen nimetlerle yetinmesini, başkalarına verilen nimetlere de asla göz dikmemesini ister. Yanlış anlaşılmasın insan tabi ki çalışmalı, rızkını elde etmek için gayret sarf etmelidir. İnsan tüm çabasının sonucunda ne elde etmiş ve kazanmışsa o kendisine verilendir ki işte onunla yetinmelidir. (Sadece mal konusunda değerlendirme yapmış olduk ama bu durum Allah’ın insana verdiği mülk, aile, akraba, eş, evlat, sağlık, ömür gibi her nimet için de aynıdır.)

Diğer insanlara verilen nimetleri ne yaparım da elime geçiririm diyerek ellerini ovuşturan modern, batılı beyaz adam ve işbirlikçileri kanaatsizlikleri nedeniyle -şu an olduğu gibi- dünyayı insanlara eziyet mekânı haline getirmiştir. Sırf insanların elindekilere sahip olabilme adına yeryüzünü kana bulamıştır. Ancak İslam’ın terbiyesiyle devlet kuran ceddimiz Osmanlı ise hiçbir beldenin yeraltı ve yer üstü zenginliklerini istismar etmemiştir. Kanaatin dışa vuran en güzel misalidir, bu durum.

Sıralamakla bitiremeyeceğimiz bu konuyu önümüzdeki sayılarda da işlemeye devam edeceğiz. Unutmayalım ki bizler Müslümanız. Allah’ı ve Peygamberi öncelikleyerek bir hayat yaşamamız gerekir. Sırat-ı müstakim’den ayrılmak istemiyorsak bu prensipten vazgeçmemeliyiz.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Kasım 2021

Sayı: 35