Farkımız Zamandan İbaret

İslam’ı beşeri sistemlerden ayıran en önemli özelliklerden biri de bencilliği yasaklaması ve bireysel davranışları en aza indirgemesidir. Öyle ki tek başımıza kıldığımız namazlarımızda dahi “Bizi doğru yola ilet.” deriz de beni doğru yola ilet demeyiz. Bu, İslam’ın kardeşlikte ulaşmak istediği merhaledir. Bu, Müslümanlardaki uhuvvet bilincinin gerekliliğidir.
İslam kardeşliğinin bir diğer gerekliliği de diğerkâmlıktır. Kendine fedakârlığın da üstünde yer bulabilen ve Kur’an’ın ifadesiyle “İhtiyacına rağmen kardeşini kendine tercih edebilmek.” Bu ifadelerin ete kemiğe bürünmüş hâlini Efendimiz aleyhisselam’ın ve O’nun nebevi eğitiminden geçen sahabe efendilerimizin hayatlarında görürüz. O dönemlerden günümüze…
Tebük Savaşı’na hazırlık için erzak toplanması sırasında Ebubekir r. anh’ın elindeki tüm malını getirmesi üzerine Efendimiz aleyhisselam’ın ‘Evine ne bıraktın ya Ebubekir?’ sorusuna ‘Allah ve Rasulünü’ cevabını veren bir anlayıştan İslami çalışmalar için zamanını dahi ayıramayan bir anlayışa.
‘Kanımla yükselecekse din, ey kılıçlar doğrayın beni, alın bedenimi!’ diyen Hüseyin r. anh’ın anlayışından hele okulu bitireyim, hele bir evleneyim, hele askerlik aradan çıksın sonra İslam’ı yüceltmeğe çalışacağım anlayışına.
Çocuklarının yemeğini misafirine ikram eden ve görmesin diye bu ikramı karanlıkta yapan Ebu Talha ve ailesinin anlayışından koca koca evlere misafir çağırmak için kırk kere düşünen bir anlayışa.
Mekke’den hicret eden, hiç tanımadığı bir kişiyi kardeşi olarak görüp de bütün malını bağışlayacak kadar ona muhabbet besleyen Ensar r. anhüm anlayışından sınav öncesi çalışma notlarını benimle paylaşmadı diye kardeşine küsen, buğz eden ve hatta o kardeşi sınavda düşük not aldığı zaman sevinen bir anlayışa.
İşte onlar bu özellikleriyle ümmetin yıldızı olmuşlardır. Yıldızları günümüzde adım adım takip edenler de var. 21 yaşındayken Fatih Camii avlusunda şehid edilen Metin Yüksel, 19 yaşında Gazze’deki kardeşlerini dert edinen Mavi Marmara şehidi Furkan Doğan, 17 yaşında zalime ve zulme direnç gösterdiği için şehid edilen Esma Biltaci, Suriye’de İslam bayrağını dalgalandırmak için kardeşlerinin zulüm altında yaşamalarına gönlü razı olmayan mücahidler… Bizim gibiydiler, sahabe değildiler ancak hayalleri vardı. Sahabeyle farkları zamandan ibaretti.
İnsanın böyle fedakârlıklarda bulunabilmesi için öncelikle “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp ayrılmayın.” ayetinin gereği olarak tüm Müslümanları kardeş görmelidir. Bunun akabinde Müslümanlar sımsıkı bir birlikteliğe sahip olacaklar ve “Allah’a ve Rasulüne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin, aksi takdirde zaafa düşer, kuvvet ve devletinizi elden kaçırırsınız.” ayetine uymadığımız için elimizden kaçırdığımız Furkan’ı tekrardan kazanabiliriz.