Ey Genç Adam, Var Mısın?

Ey Genç Adam, Var Mısın?

Var olmak başlı başına Rabbimizin bizlere verdiği büyük bir nimettir. Daha da ötesi bizi insan olarak var edip, varlıkların en şereflisi kılması ise daha da değerli ve bir o kadar sorumluluk getiren bir durumdur. Var olmasına varız, insan olmasına insanız peki eşrefi mahlûkat mıyız?

Var olmanın ‘kıymeti harbiyesi’ni idrak etmenin yolu var olduğunu anlamaktan geçer. Kolay olmasa gerek bu anlamlandırma süreci. Tefekkür etmeden, varlığını samimi manada sorgulamadan bu kıymete haiz olmak oldukça güçtür.

Peki, bu varlık sorunsalının cevabı biyolojik kanıtlarla ortaya serilecek kadar basit mi? Yaşıyorum, nefes alıp veriyorum, yiyip içiyor ve sınırsızca ihtiyaçlarımı gideriyorum. Bu mudur gerçek varlık telakkisi? Hazlarımız doğrultusunda hızlı bir zaman akışına kapılmak mıdır gerçek varlık algısı? Nefsimizin peşinden koşmakla biten bir ömür ile Rabbimizin bizlere bahşettiği yaratılmışların en şereflisi olma bahtiyarlığı ne kadar örtüşebilir ki?

Evet, çok soru sordum. Cevapları lisan ile kolay olsa da, idrak ve uygulama noktasında kolay olmayan sorular. Kolay değil, çünkü sonsuz hayata hazırlık yaptığımız sonlu âlemin belki de en püf noktası varlığımızı idraktir. Bu idrak bizleri yukarıda bahsettiğimiz nefsi her şeyden, yani sadece bize özgü olan değil, bütün mahlûkata has her türlü ihtiyaçtan farklı kılan noktadır. Bizi insan yapan, hayvanlardan ayırıp şerefli kılan ve dahi meleklerin bile mertebesini aşmamıza sebep olan durum varlık idrakinden geçer.

Genç Adam, varlığının en değerli zamanlarını yaşıyor, hayatın bütün imkânlarından gençliğinin baharında faydalanıyorsun. Bu imkânlar, bu hızlı yaşam, kolaylıklar, hazırdan bulup, hazırdan harcamalar seni nereye götürecek dersin? Hazzı ve hızı bol baş döndüren şu âlem sana ne katacak ve en önemlisi senden neler götürecek? Bu sorulara cevabın yine dünya dili ise maalesef mutlak sondan endişe duymalısın. Yok, bu sorulara cevabın aşağıda ki gibi olur ise eğer;

“Evet, çağın en gelişmiş döneminde, birçok şeyin kolayca ulaşıldığı, tüketildiği dönemde ve gençliğimin de baharında bu imkânların hepsinden faydalanacağım. Lakin büyük bir fakla… Bütün bu imkânları Allah’ın rızası doğrultusunda, insanlığın ve dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olması uğruna, adaletin tesisi, mazlumun yanında ve zalime karşı durma gücünü kazanma yolunda kullanacağım. Rabbimizin buyruğu gereği, ‘De ki: “Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin rabbi olan Allah içindir.’ (En’âm, 162) gençliğimi yaşayıp, bütün çeldiricilerin, bütün diğer düşmanların tuzaklarına düşmeden yaşayacağım.”

İşte o zaman İslâm’ın istediği, Peygamber Efendimiz’in aleyhisselam âşık olduğu genç olma bahtiyarlığına ereceksindir bi-iznillah. İşte o zaman varlık telakkisini hakkıyla idrak etmiş ve çağın bütün kara deliklerinden korunmuş olarak eşrefi mahlûkat olma şerefine ulaşacaksın.

Rabbim bizleri hazdan, hızdan, boş bir hayattan, cenneti kaybetmemize sebep olacak bütün kötülüklerden korusun. Rabbim bizleri ahirette Livah’ül Hamd sancağı altında buluştursun.

Gençliğinin bilincinde, Rabbimizin rızasına uygun yaşayanlardan olmak ümidiyle…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.