El- İnsaf Sosyal Medya

6 Şubat günü iki büyük depremle yüzyılın felaketini yaşadık. Devletimiz ve STK’lar depremin yaralarını sarmak için seferber oldu. Elbette giden canlar geri gelmez ama toplumun her kesiminden tüm Türkiye tek yürek oldu. Depremzede kardeşlerimizin yanında olmak için maddi manevi müthiş bir yardımlaşma örneği sergilendi.
Sanal alemde tüm dünyada eşi benzeri görülmemiş bu yardım seferberliğini gölgelemek isteyen art niyetli bazı kişiler EL- İNSAF dedirtti. Sosyal medya üzerinden, yapılan hizmetleri itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yaptılar halen de yapmaya devam ediyorlar. Zor hava şartlarını ve depremin 11 şehrimizi yerle bir ettiğini bildikleri hâlde ısrarla “devlet ilk 48 saatte müdahale etmedi” yalanını, “baraj çöktü” yalanını söylerken en çirkiniyse, bazı malum popüler şahısları “AFAD ve Kızılay dan daha çok yardım ediyor” algısını yaymaya çalışmalarıydı. Depremin ilk günlerinde sosyal medyada gündem olan konulardan bahsediyorum.
Ana muhalefetin lideri olacak zatın akıllara zarar söylemlerini şaşkınlıkla izledik. Ak Parti’de başbakanlık ve dış işleri bakanlığı yapmış birisinin Fox TV’de utanmadan sıkılmadan; ‘Ak Partililere öncelikle yardım ediyorlar’ iftirasını attığını da gördük.
Şahit olduğumuz gerçekse; Hatay Kırıkhan’lı Ak Parti Milletvekili Hüseyin Yayman ailesinden 11 kişiyi kaybetti. Adıyaman Milletvekili Yakup Taş, eşi, çocukları ve akrabalarıyla beraber vefat etti. Ama siyasi hırsı bazılarının vicdanının önüne geçmiş çok yazık.
Asrın Felaketinin yaralarını var gücüyle sarmaya çalışan AFAD ve Kızılay’ı itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Hep gündemde olması gereken enkaz altında yardım bekleyen canlar bile “Kızılay Ahbab’a nasıl çadır satar?” tartışmasından nasibini aldı. Yani, depremin yıkıcılığından çok bu sosyal medya madrabazlarının yalan ve iftira dolu sözleri daha çok gündemlerimizi meşgul etti. Neyse ki, Ekşi sözlük denilen yalan üretim sitesine geç de olsa yasal kısıtlanma getirilmesi isabet oldu. Bitti mi bitmedi! acıdan ve kandan beslenen fırsatçılar yalan ve algılarına hala devam ediyorlar. Anlayacağınız sosyal medyada manipülasyon ve dezenformasyon sorunuyla karşı karşıyayız.
Sosyal medya; siyasetten, toplumsal gelişmelerden, kültürel yapılara ve gündelik hayata kadar geniş bir yelpazeye sahip olduğu için her kesimi etkiliyor. Yapılan istatistiklere göre günde sekiz saat internet kullanan yurdum insanı sosyal medyada yazılan, anlatılan her bilginin doğru olmadığını bilmesi gerekiyor. Yoksa vatandaş olarak işimiz çok zor. Zihinlerimiz iğdiş ediliyor. Hal böyle iken medyada çıkan bir haberi önce acaba doğru mu yalan haber mi? Diye araştırıp emin olduktan sonra paylaşmalıyız. Zira izlediğimiz veya dinlediğimiz her haber bire bir gerçeği yansıtmıyor. Ajanslarda, kurumlarda haber yeniden inşa ediliyor. Medyanın psikolojik gücü ve algı yönetimi her geçen gün daha çok kullanılıyor. Art niyetli ülkesinin değerlerine yabancı bir takım gazeteci veya televizyoncular eliyle Milletin sinir uçlarıyla oynanmak isteniyor. Aman dikkat!
Evet, çok büyük bir felaket yaşadık. En acılı günlerimizde Miraç Gecesiyle Rabbimize sığındık. İçerisinde bulunduğumuz mübarek günlerde Ramazan-ı Şerif yaralarımıza merhem oluyor. Bir yanda Afet bir yanda Rahmetle kuşatıldık. Rabbim vefat edenlere Rahmet eylesin. Yakınlarına sabr-ı cemil ihsan etsin. Yaşadığımız deprem aslında dünyalık her şeyin ne kadar boş olduğunu görebilene gösterdi. Depremden önceki gündemler nasıl da önemini yitiriverdi. Bizim sandığımız her şeyin aslında hiçbirinin sahibi olmadığımızı da görmüş olduk.
Günün sonunda daha fazla kazanmak için insan hayatını hiçe sayan, zemin etüdü yapmayan, imara açan, malzemeden çalan, denetlemeyen sorumlular acaba; Kızılderili Şefi Seattle’ın “Son ırmak kuruduğunda son ağaç yok olduğunda son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak” dediğini anlamışlar mıdır?
Doğal afetler geçmişte de olmuş, bugün de oldu, yarında olacak. Bundan sonra her birimizin yaşanılan acıdan ders alıp, yapılacak her inşaatın usulüne uygun yapılması için gereken tedbirlerin alınması önemli. Çok büyük bir alanı kapsayan bu felaketten etkilenen depremzede kardeşlerimizin yaralarına merhem olmak için maddi ve manevi yardımlara devam etmeliyiz. Zira onlara düşen sabırsa bize düşen de infak olmalı. Allah böyle felaketlerden ülkemizi, İslam coğrafyasını ve tüm insanlığı korusun. Ramazanımız, bayramımız maddi manevi şifamız olsun İnşaAllah.