Bir Taş Ki Ömrü Uzun

Hayal ederim, en uzun bakacağım taşlar; dağlar ve mezar taşları olsun diye. Biri çıksa ve yeni bir din getirdiğini söylese tanrısı herhalde dağlar olurdu. Ne muhteşem ne heybetli durursunuz öyle uzaktan. Yeniler için uzaktan bakmak yakına göre daha az korkutucu geliyor.

Dağların yapısına bakacak olursak birtakım taşların oluşturduğu devasa kütleler olarak tanımlayabiliriz. Peki, ne ifade eder bu kütleler? Uzaktan bakınca heybetli yakından bakınca ne yaşamlar gizlidir içinde, inşallah bir gün yakınlaşacağız! İstesek de istemesek de hayata dair işlerin işleyişi bizi heybetten uzaklaştırsa da biz biliyoruz ki dağların yapı taşları bize bir gün nasip olacak.

Peki, bu taşlar nedir? Merak etmeyin soru kolay, cevap mezar taşları. Hayatımızın bir sonunun geleceğini hesaplayamayan yalnızca gelen sonu gözyaşlarıyla karşılayıp miras bölüşmekle uğurlayan insanlık için hayret edeceğimiz birçok şeylerin hayatımızda ki yeri kaybolmakta ve ilgi odağı olmaktan çıkmaktadır. Mezar taşlarını dikme cesaretine sahip olanlar için gözyaşları nereye dökülmektedir. Onun da çözümü var; iyi bir hayat yaşama şansı yakalayamayanlar için eşi dostu gidenler adına üzerleri kafiyeli ve sitem dolu mezar taşları düzenlemektedirler.

Peki, bu neyi ifade eder? Hayatın ne ifade ettiğinin bir kısmını kavrayabilmek adına verdiğimiz bu mücadelede, ölenin başına bir dağ yapı taşı olan mezar taşlarını dikmek için ne kadar cesaretli olmamız gerekir? Hayatın nereye gittiğiyle alakalı bir bilgi vermeyen ölümler, bizi bu bilgisizliğe mahkûm ederken her geçen gün daire ve araba fiyatları artmaktadır. Hayal ettiği şeylere sahip olma imkânını ne zaman kaybedeceği belli olmayan insanlık için bu gidiş nereyedir? Cevap vermekte zorlandığımız konularla ilgili sorular sormamız bizi çözüm odaklı bir kimse yapar mı? En çok korktuğum şey anlayamamak ve herkes gibi düşündüğümde mutlu olmamı sanmamdır. Ne çok acı var da biz neredeyiz? Ah bu sorular, Mecid Mecidi’nin filmleri gibi sanki. Bir film bittiği yer de başlar mı hiç? Huda hafız.