ALLAH SEVGİSİ – 3

ALLAH SEVGİSİ – 3

“Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler.” (Maide, 54)

“Ey Muhammed deki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun. Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (Ali İmran, 31)

“Muhabbet; gönlün gördüğü kemal sebebiyle bir şeye meyletmesidir. Bu sebeple insan kendini ona yaklaştıracak şeye daha fazla önem verir. Namaz, oruç, zekât, hac, bilhassa seherde tevbe istiğfar, Allah’ı çok çok zikir, Kur’an’ı çokça okuma, salâvatı şerife, Allah Teâlâ’nın ilâhi aşkından dolayı gözyaşları dökme, gibi hasletler Allah sevgisinin alametlerindendir.

İnsan hakiki kemalin Allah’a mahsus olduğunu bildiği, kendinde ve başkasında gördüğü kemalin de Allah’tan ve Allah’ın tevfikiyle olduğunu ve Allah’a nisbet edilmesi gerektiğini idrak ettiği müddetçe muhabbeti ancak Allah’a olur ve Allah için olur. Bu da Allah’a itaat dilemeyi ve ona yaklaştıracak şeyi istemeyi gerektirir. Allah Teâlâ Kur’an’ı Kerim’inde şöyle buyuruyor: “Allah kimin kalbini İslam’a açmışsa o Rabbi katından bir nur üzere olmaz mı?”(Zümer, 22)

Zerreden küreye her şeyde muhabbet hâkimdir. Bitkilerden hayvanata, canlılardan cansız zannedilen varlıklara kadar, bu âlemde ne varsa hepsinde muhabbet vardır. Öyle ki on sekiz bin âlemdeki hayat muhabbetle devam eder.

Muhabbetin en zirvede tecelli ettiği varlık hiç şüphesiz ki insandır. Çünkü beşer kalbinin en büyük gıdası muhabbet ve aşkı ilahidir. Bu bakımdan gönüller Allah muhabbeti ile doldukça yaratılıştaki hikmete ulaşırlar. Huzur ve sükûnete ererler aynı zamanda Allaha muhabbet bütün meşru muhabbetlerinde temelini teşkil eder.

Hazreti Mevlana buyurur ki; “Muhabbet öyle bir sırdır ki, onunla acılar tatlılaşır. Onunla gönüller kir ve pastan arınır. Dertler, onunla şifa bulur.”

Ölü, sevgi ile dirilir. Sevda sebebiyle padişah, kul olur. Aşk sayesinde hapishane ve zindan gül bahçesi olur. Nâr, nur olur.

Yine muhabbet sayesinde kederler, üzüntüler neşe olur. Sevinç olur. Nice kahırlar, nice rahmete dönüşür. Fakat böyle niteceler hâsıl eden gerçek muhabbet ancak ariflere mahsustur. İrfan ve ihlâs sonucudur. Yani saçma sapan şeylere kapılan, asla sevgi tahtına oturamaz.

Gerçek muhabbet Cenabı Hakkı candan daha aziz bir sevgi ile sevmektir. Buna aşkı hakiki denir ki, bu yaratılanı da yaratandan ötürü sevmeyi gerektiren bir muhabbettir.” (Muhabbet ve Marifet, Osman Nuri TOPBAŞ)

İlahi taksimata razı olmak gerekir. Bu da muhabbetin sonucudur.

Ayet-i celilede Allah Teâlâ: “Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki o kullarından haberdardır. (onları) çok iyi görür. (İsra, 30)

Hazret-i Mevlana buyurur: “ Hak âşıkları muhabbet deryasının balıklarıdır. Onlar vuslat suyuna kanmazlar. Sen de mânâ ehli ile düş kalk da onlardan hem lütuflar ihsanlar elde et, hem de manevi güç kazan, ilahi muhabbetle genç ve dinç kal.”

Cenab-ı Hak bizleri böyle bir aşkı hakiki ile yaşatsın. Âmin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.