İMBİK- Sınırsızlık Dini

İMBİK- Sınırsızlık Dini

 

Müjdeler olmasın yeni bir din, insan oğlu üzerinde hakimiyetini perçinliyor. Başka bir anlatımla insan zihni, dünya kurulduğundan beri Allah’a kul olmamak için devam ettirdiği din üretme faaliyetine dur-durak bilmeden devam ediyor. İlk dönemlerde toteme sarılarak bunu yapan insanoğlu, modern hayatta başka başka araçlar bulmakta zorlanmıyor. İlk insandan, yani ilk peygamberden hemen sonra din icat etmeye devam edenler, dar mıntıkalar ve küçük yerleşim yerlerinde bunu yaparken; günümüzde bütün dünyada din üretme faaliyetleri eş zamanlı gerçekleşiyor.

Sahte dinlerin daileri vardı. Şimdi bütün herkes, bir başkası için modern sahte din daisi konumunda olabileceğinin farkında olamıyor.

Zuhur eden ilk insan ürünü sahte dinler korkudan dolayı ortaya çıkan bir arayışın sonucu düşünceden kültüre; kültürden sahte dine ulaşıyordu. Korkuyordu. Belalardan, tabiat olaylarından, felaketlerden sığınmak durumunda kalıp -esas sığınılacak varlığı bulamadığından- din icat ediyordu. Korkunun yok olmaktan korktuğu asrımızda, insanlar korkmadıklarını göstermek için sahte dinler üretiyor. Belalardan şemsiye yapmak için değil; hazlarını tatmin etmek için insan ürünü hayat tarzlarına sarılıyor.

Çağlar boyu ortaya çıkan batıl dinler incelendiğinde büyük bir kısmının ruha hitap ettiği fark edilir. Hemen hemen hepsi, temelde ruhsal bir aydınlanmayı temel aldığından iyi niyetli bile kabul edilebilir. Bu dinler insanı sadece ruh olarak tanımlandığı için, beşerin tekamülünü hedeflemektedir. Tek yanlı olmasından dolayı eksik olsa bile insanlığın faydasına gibi gözükmektedir. Çağımızda ruhu katletmeye çaba harcayan, sadece arzulara/nefse hitap eden insan mamulü sahte dinler, insanlığın faydasına mı zararına mı olduğu düşünülmeden ekranlardaki yerini almış durumdadır.

Made in dünya damgası taşıyan çakma dinlerin namaza benzer muayyen ibadet saatleri yoktur. Her an fena fil hevâ halindedir herkes. Abdest almadan her an ibadet yani. Yatarken kalkarken, gezerken tozarken, yerken içerken, bakarken bakmazken… Tabi ki bu kulluk gerektiren bir ibadet değil; farklı farklı ilahlara sınırsız köleliktir.

Dünya insanlığına sunulan beşeri dinin öncelediği adı sanı belli ulu bir ilah da yoktur. İlah insanın içindedir. Her insanın ilahı ayrı olabilir. İlahları her zaman ulumamak gerekmez. Basit menfaatler için taltif etmek yeterlidir. Ayrıca her insanın başka başka ilahı olabilir. Para mara, kadın madın, mal mülk, şöhret möhret, en çok öne çıkan ilahlar sınırsızlık dininin tanrılarıdır. Hepsinin ortak tarafı nefsin çocukları olmasıdır. Bu çakma dinin tapınma ritüelleri “ben” ile başlayan ama daha çok dışa yansıyan tatmin seansları şeklindedir. Tatminde sınır yoktur. Tatmin engellenemez. Tarihin bugününe gelinceye kadar gördüğümüz sınırlı vakitlerde tapınılan totemler, şamanlar, taştan simgeler, bu yeni dinin kapsama alanından çıkmıştır.

Nevzuhur olan sınırsızlık dininin peygamberleri uluslararası dev şirketlerin sahipleridir. Binlerce tebliğci bu sahte peygamberlerin heva ve heveslerini, arzularını, tatmin aracı ürünlerini bir takım plastik ve metal eşyanın cam bölümlerinde milyonlardan oluşan ümmetlerine anında yansıtmakla görevlidirler. Tebliğ anında karşılık bulur. Bu bakımdan en etkili tebliğ kabul edilebilir. Bir saat içinde bu peygamberler milyonları bir takım cam piramitlerin karşısında toplayabilirler.

Özgür ol, sahip ol, kullan, göster, görün, tüket şeklinde özetlenecek olan çağdaş dinin ilkeleri sadece taklîdidir. Taklîdilikten tahkîkiliğe çıkma ihtimali yoktur. Çünkü nefis ruhla kapışmak istemediğinden buna asla müsaade etmez.

Hepimizin zamanında ve vaktinde sezaryene ihtiyaç duymadan doğumuna şahit olduğumuz sınırsızlık dininin hiç bir şeklide çileye, nefis tezkiyesine, sabra yer vermediğine şahit oluruz. Bu dinde asla zorlama yoktur. Hazzın sınırsızlıkla birleşmek istemesi nefsin halet-i ruhiyesidir. Her insanoğlu severek ve isteyerek bu dine koşturur. İnkar ve itaat zorunluluğu yoktur bu dinde. Bu yönü ile de özgürlük kanalından ümmet toplar. Dine girdiğiniz zaman aldığınız haz, inkarı da itaati de reddeder. Sizin aldığınız hazzın bir tür itaat olduğunu da hissettirecek bir başa kakma olmadığından kendinizi pembe bulutlar üzerinde hissedersiniz.

Sınırsızlık dini, kadın-erkek, genç-yaşlı, çoluk-çocuk herkese bir zevk, bir uçma duygusu, bir peşin tatmin sunduğundan, tavan yapmış borsa kağıtları gibi revaçtadır. Bu yönü ile evrenseldir. İnsanı sınırlayan bir haramı olmadığı için oldukça caziptir. Sınırı, insanın sınırıdır. İnsan da zaten sınırlı olduğu için bu yeni dinin insan zihnini yormaması ve “küçük olsun benim olsun” havasında bir rahatlık sağlar. Bu rahatlık büyük idealler doğurmaz. Müntesiplerini fazlaca yormaz. Yeni sınırsızlık dininde ahiret korkusu yoktur. Cenneti ve cehennemi anlıktır. Tek hedef, bırakın yapayım, bırakın elde edeyim, alayım, bırakın karşı çıkayım, bırakın zevk alayım, bırakın görüneyim şeklinde elde etmeler olduğu için her şey peşindir.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.