BAŞYAZI- Allah İçin Sevmek

BAŞYAZI- Allah İçin Sevmek

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Allah şöyle hükmetti: Benim rızam için birbirini sevenlere, benim için bir araya gelenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için birbirine harcayanlara sevgim vacip olmuştur.” (Muvatta)

Hizmetlerin sağlık ve sıhhati, fazilet ve bereketi için, Allah davasına hizmet edenlerin birbirini sevip sayması şarttır. Muhabbetin olmadığı yerde güzellikten eser kalmaz. Muhabbetin tescili, sevdiğini Allah için sevmektir.

Rabbimiz buyurdu ki: “Müminlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir.” (Bakara, 165)

Hizmetlere gayret, Allah sevgisinin gücü ile alakalıdır. Allah’ı seviyorsanız O’nun davasına hizmet etmeyi de seversiniz. Allah’ı seviyorsanız O’nun davasına hizmet edenleri de seversiniz. Allah’ı seviyorsanız hizmet edenlere hizmet etmeyi de seversiniz.

Mescidi temizleyen siyahi bir kadın vardı. Bir gece öldü (hemen defnedildi). Sabah olunca vefat haberi Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize verildi. “Bana niye zamanında duyurmadınız?” deyip kalktı. Ashabıyla kadının kabri üzerinde durup halk arkasında iken tekbir getirip namaz kıldı. Sonra oradan ayrıldı. (İbn Mace)

Mümin neye niçin hizmet ettiğini bilmelidir. Allah davasına hizmet eden, Allah için diğer hizmet edenleri sever ve onlardan gelen sıkıntıya katlanır. Muhabbet ortamının oluşturulamadığı hiçbir işten hayır gelmez. Bir müddet, çıkar ve menfaat odaklı gayretlerle bir şeyler yapılıyormuş gibi görülse de neticesi iflastır. Hayırlı hizmetlerin ruhu Allah için muhabbettir. Muhabbetin olmadığı veya sahte muhabbet ortamlarında bereket ve hayırlardan eser kalmaz.

Allah davasına hizmet etmeyi seviyorsak bu Rabbimizin bize büyük bir lütfudur.

Rabbimiz buyurdu ki: “Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiştir.” (Hucurat, 7)

Rabbimizi seviyorsak, davasına hizmet etmeyi seviyorsak, hizmet edenleri seviyorsak, hizmet edenler tarafından seviliyorsak doğru yoldayız demektir.

Rabbimiz buyurdu ki: “İnanıp salih amel işleyenler için Rahman, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır.” (Meryem, 96)

Muhabbetin kalmadığı ortamlarda, imanda ya da amellerde sıkıntı var demektir. Rabbimiz vaadinden dönmez. İman edip salih ameller işleyeni gönüllere sevdireceğini vadetmiştir. İmanlarımızı ve amellerimizi sürekli diri tutmak zorundayız.

Allah sevgisi kalpleri yumuşatırken, dünya ve dünyalık sevgisi kalpleri katılaştırmaktadır. Etrafınıza dikkatlice bakınca bu hakikati açık ve net olarak görürsünüz.

Rabbimiz buyurdu ki: “Hiç şüphesiz o, mal sevgisi sebebiyle çok katıdır.” (Adiyat, 80)

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Amellerin en faziletlisi Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir.” (Ebu Davud)

Mala mülke gark olmuş nicelerinde, merhamet ve acıma hissi kalmamış, onlar kimseye hayrı dokunmaz hale gelmiştir. Etrafındaki olumsuzluklara duyarsız hale gelmiştir. Kalpler boş kalamaz. Kalbin meyli, ya hayra ya şerre, ya güzele ya çirkine, ya sevgiye ya da nefretedir. Müminin kalbi sevgiye teşne olmalıdır. Nefrete değil.

Rabbimiz buyurdu ki: “Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir.” (Hud, 90)

Allah’ı seven, O’nun ahlakıyla ahlaklanır. Sevgi ve merhamet, Rabbimizin ahlakındandır. Kalbimizi, sevgi ve merhametle yoğurmalıyız. Müminin kalbinin süsü, sevgi ve merhamet olmalıdır. Sevgi ve merhamet ne güzel ziynettir.

Rabbimiz buyurdu ki: “Onları Allah’ı severcesine severler.” (Bakara, 165)

Kalbe Allah’tan gayrısını yerleştirene, Allah da istediğini verir. Mümin, kalbine Allah’ı ve O’nun razı olduğu şeyleri yerleştirmelidir. Mümin, kalbini neye meylettirdiğine dikkat etmeli. Mümin Allah’ı severcesine hiçbir şeyi sevmemeli. Sevdiği nimetler de kendine hep Allah’ı hatırlatmalı. Rabbine şükretmelidir.

Rabbimiz buyurdu ki: “İnkârları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti.” (Bakara, 93)

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu ki: “Mümin kendisi için sevdiğini, mümin kardeşi için de ister.” (Buhari; Müslim)

“Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin, Allah’ın kulları; kardeşler olunuz.” (Buhari; Müslim)

Şu ilahi ve nebevi ikaz ve uyarılara kulak verip onları yerine getirsek, dünyamız da ukbamız da mamur olur. Ferdimiz de ailemiz de toplumumuz da huzur bulur. Tüm dertlerimizin ve sıkıntılarımızın kaynağı, Kur’an ve Sünnetten uzak kalışımızdır.

Rabbimiz buyurdu ki: “Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi uğruna Allah’ı bırakıp birtakım putlar edindiniz.” (Ankebut, 25)

Putlar sadece müşriklerin, Yahudi ve Hristiyanların edindiği zahiri heykellerden ibaret değildir. İnsanların kalplerini işgal eden nice gizli putlar vardır. Dünyaya olan aşırı düşkünlük, aşırı sevgi ve muhabbet, gizli putçuluğa götüren yollardır. Şiddetle sakınılmalıdır.

Bunlardan korunmanın yolu da Allah’ın yolunda daim ve kaim olmak, zamanını hizmetlerle geçirmek, şeytanın ve nefsin aldatmasına fırsat vermemektir. Rabbimizden sürekli yardım istemektir.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Hayber günü buyurdular ki: “Yarın sancağı öyle bir kimseye vereceğim ki o, Allah ve Resulünü sever, Allah ve Resulü de onu sever.” (Müslim; Tirmizi)

“Üç özellik vardır, bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar.

-Allah ve Resulünü herkesten fazla sevmek.

-Sevdiğini Allah için sevmek.

-Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.” (Buhari; Müslim; Tirmizi)

Allah ve Resulünü seven, Allah ve Resulü tarafından sevilen, sevdiğini Allah için seven, Allah davasına hizmetten uzaklaşmayı ateşe atılmaktan çirkin gören bir kul olma ümidiyle Rabbimiz yar ve yardımcımız olsun.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.