HADİS İKLİMİ-RASULULLAH (S.A.V)’İN DİLİNDEN MUAVENET (YARDIMLAŞMA)

Cenab-ı Hak, kâinatın düzenini muâvenet (yardımlaşma) üzerine kurmuş, kendi dışındaki her şeyi, her şeye muhtaç olarak yaratmıştır. Es-Samed olan, her şeyden müstağni olan, hiçbir kimsenin yardımına ihtiyacı olmayan, her şeyin kendisine muhtaç olduğu tek varlık O’dur. Rum Suresi 21. ayette belirtildiği gibi, Allah Teâlâ, kendilerinde sükûn bulup durulmamız için kendi cinsimizden eşler yaratıp aramızda merhamet ve muhabbet var ederek, varlığının işaretlerini ve yardımlaşmanın mayasını içimize atmıştır. “Merhametini yüz parçaya ayırmış, birini, başta insan olmak üzere, vahşi hayvanlar da dâhil bütün canlılara dağıtmış, geriye kalan doksan dokuz rahmetini kendisinde bırakmış.” (Buhari-Müslüm)
İnsan, hayvan ve nebâtâtın neslinin devamını sağlayan da bu merhamet ve muhabbettin yardımlaşmaya dönüşmesinden başka bir şey değildir.
Güneş, toprak, su; rüzgâr, arılar, böcekler yardımlaşırlar. Dünya, Güneş, Ay, yıldızlar, gezegenler farkında olmadan yardımlaşırlar. Gece-gündüz, mevsimler ve iklimler, canlılar için birbirini takip eder dururlar.
İnsanlar arası yardımlaşma ise maddi-manevi, bedenî-ruhî, dünyevî-uhrevî şeklinde sınıflandırılabilir. Âlemlerin Efendisi Hz. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in lisanından bu yardımlaşmayı yorumsuz olarak aktarmak istiyorum:
1-MANEVÎ YARDIMLAŞMA
İnsanların maneviyatına, ruhuna ve ahiretine yönelik olan yardım çeşididir. Allah Rasûlü Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin hayatında sadaka, sadece para ve madde ile yapılmazdı. İnsanın iman, ibadet, ahlak ve insanlar arası çabası tamamen manevi yardımlaşmadır. Bir tebessüm, selamlaşma, yolları temizleme, ağaç dikme, çevreyi güzelleştirme, hayvanları sulama ve doyurmaya kadar pek çok şey sadakadır. Canımız, cânânımız, önderimiz Hz. Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in hayatı, kelimelerle özetlenmek istense, merhamet, muhabbet ve muâvenet kelimelerinin seçimi kanaatimce isabetli olurdu. Manevî yardımlaşma ile ilgili hadisler şöyledir:
“Ey Ali! Acele etmeden gayet sakin bir şekilde onların yanına var. Kendilerini İslam’a davet et. Uymaları gereken ilahi yükümlülükleri kendilerine haber ver. Allah’a yemin ederim ki, senin vasıtanla Allah’ın bir tek kişiye hidayet vermesi, senin için kırmızı develere (dünya ve içindekilere) sahip olmaktan daha hayırlıdır.” (Buhari, Fezailü’s-Sahabe, 9)
“Mü’minler birbirini sevmekte, birbirlerinde acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğunda diğer uzuvları bu sebeple uykusuzluğa, ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhari, Edeb, 27)
“Mü’minin mü’mine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kavrayan binalar gibidir. (İki elinin parmaklarını birbirine geçirerek kenetledi.)” (Buhari, Salât, 88)
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu düşmana terk etmez. Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın Allah da ihtiyacını karşılar. Müslümandan bir sıkıntıyı giderenin Allah da kıyamet günündeki sıkıntılardan birini giderir. Bir Müslümanın ayıbını örtenin Allah da kıyamet gününde ayıplarını örter.” (Buhari, Mezalim,3)
“Zalim olsun, mazlum olsun kardeşine yardım et. Bir adam dedi ki: ‘Mazluma yardım ederim. Fakat zalime nasıl yardım edeyim?’ Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi: Zalimi zulmünden alıkoymakla ona yardım edersin. Çünkü onu zulümden alıkoymak ona yardım sayılır.” (Buhari, Mezalim, 4)
“Kardeşine göstereceğin tebessüm sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yolu göstermen sadakadır. Gözü görmeyen kişi için görüvermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp kenara atman sadakadır. Kovandan arkadaşının kovasına su boşaltman sadakadır.” (Tirmizi, Birr, 36)
“…Bir hurmanın yarısı ile de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyun. Bunu da bulamayan güzel bir söz ile kendini korusun.”
“Irzının çiğnendiği, şahsiyetine sataşıldığı bir yerde Müslümanın yardımına koşmayan kimseye yardım istediği bir yerde Allah yardım etmez. Irzına sataşıldığı, şahsiyetinin çiğnendiği bir yerde Müslümanın yardımına koşana gerektiği yerde Allah yardım eder.” ( Ebu Davud)
2. MADDÎ YARDIMLAŞMA
Madde ile para ile bedenimize ve dünyamıza yapılan yardım çeşididir. Rabb’imizden hem dünya hem de ahiretde iyilik (hasene) istediğimiz için bu yardım çeşidi de önemlidir. Konu ile ilgili hadislerden bir kısmı şöyledir:
“Allah insanların ihtiyaçlarını gidermek için bir takım insanlar yaratmıştır ki insanlar muhtaç olduklarında onlara koşarlar. İşte onlar Allah’ın azabından emin olanlardır.” (Taberâni)
“Yoksula kendi eliyle sadaka vermesi, kişiyi kötü ölümden kurtarır.” (Taberâni)
“Gizli verilen sadaka Rabb’inin gazabını söndürür.” (Beyhaki)
“Sadaka, muhtacın eline geçmeden evvel Allah’ın eline geçer. Allah sadaka vasıtasıyla sahibine ahirette verilecek sevap dışında dünya musibetlerinden yetmiş kapıyı kapatır. Cüzzam, alaca ve kötü hastalıklar bunlardandır.” (Heysemi III, 110)
“Dünya varlığı çok olanlar, ahirette sevapları az olanlardır. Yalnız sağına, soluna ve ardına şöyle, şöyle verenler müstesnadır. Fakat onlar da ne kadar azdır.” (Müslim, Zekât)
“Bir dirhem, yüz bin dirhemi geçmiştir. Ashâb-ı Kirâm: ‘Ey Allah’ın Rasulü, bu nasıl olur?’ diye sordular. Hz. Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- şu cevabı verdi: Bir adamın iki dirhemi vardı. Birini sadaka verdi. Diğerinin çok malı vardı. Malının kenarından yüz bin dirhem aldı ve onu sadaka olarak verdi.” (Nesaî, Zekât, 49)
“Kocasız kadınlarla, yoksulların işlerine yardım eden kimse, Allah yolunda cihad etmiş gibi sevap kazanır. O kimse tıpkı geceleri durmadan namaz kılan, gündüzleri oruç tutan kimse gibidir.” (Buhari, Edeb, 25–26)
“Fakirleri kollayıp gözetiniz. Gerçekten siz, aranızdaki zayıflar sayesinde Allah’tan yardım görüyor ve rızıklandırılıyorsunuz.” (Tirmizi, Cihad, 24)
“Allah size yardım edip rızık veriyorsa bu aranızdaki zayıflar sayesinde değil midir?” (Buhari, Cihad, 76)