İkram SOLTAN ile Söyleşi

İLKADIM: Kendinizi tanıtır mısınız?
İkram SOLTAN: 1965 yılının Nisan ayında Bayburt ilinin Kalecik köyünde dünyaya gelmişim. İlköğrenimimi Kalecik Köyü İlkokulunda yapıp eğitim için İstanbul’a anneannemin yanına geldim. Burada Zeytinburnu İmam Hatip’e başladım, orta öğrenimden sonra, lise kısmının ilk üç yılını Erzincan İmam Hatip Lisesi’nde son yılını Zeytinburnu İmam Hatip Lisesi’nde tamamladım. Ertesi yıl Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’ne kayıt yaptırarak üniversite hayatına başlamış oldum. Dört yıl İngilizce İşletme bölümüne devam ettikten sonra fakültenin Türkçe İşletme bölümüne geçerek üniversite eğitimimi tamamladım. Eğitimim devam ettiği yıllarda ticari faaliyetlere ve evlilik hayatına da adım atmış oldum. İnsan ve Medeniyet Hareketi’nin kuruluş aşamasında önce müteşebbis heyet başkanlığı, kurulduktan sonrada yönetim kurulu başkanlığı görevlerini devam ettirmekteyim. 2’si kız 3’ü erkek 5 çocuk babasıyım.
İLKADIM: Çalışmalarınız hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
İkram SOLTAN: İnsan ve Medeniyet Hareketi, kökü oldukça eskiye yaslanan bir sürecin getirdiği bir harekettir. Genel manada İslam ümmetinin küçük bir parçasıdır. Ancak önemli bir parçası olduğu kanaatindeyiz. Türkiye özelinde anlamlandırmak gerekirse MTTB’nin İslami çizgiyle başlayan sürecini, Akıncılar’ı ve 80 sonrası yapılan çalışmaları bu hareketin kuruluşunu oluşturan aşamalar olarak ifadelendirmek mümkündür. Zamanın ve imkânların gelişip değişmesiyle dinamik bir süreç olan sosyal hareketlerin de kendilerini yenilemeleri ve güncellemeleri söz konusu olmaktadır. Bu ihtiyaçtan dolayı özellikle 80 sonrası süreçte doğal birliktelikleri, dostlukları olan kişilerin birbirine paralel olarak yerel zeminlerinde oluşturdukları vakıf ve dernekler üzerinden yürüyen çalışmaların ortak bir merkez etrafında toplanmasını da bu hareket ifade etmektedir. Bu yüzden İnsan ve Medeniyet Hareketi bir yönetim merkezi ve bir çatı kuruluşudur. Genel Merkez, İstanbul’da kurumların ve vakıfların oluşturduğu 20’yi aşkın kuruluşa rehberlik ediyor. Kurumların da merkezin bünyesindeki fonksiyonlara benzer fonksiyonları kendi alanlarına taşımaları anlamında hem bir dayanışma hem de birbirimizle irtibat sağlama zemini gerçekleşmiş oluyor. Aynı zamanda bu üye kurumlardaki yönetim ve komisyonlarda görev alan yüzlerce kişinin hizmet içi eğitimlerine, birbirlerini tanıyıp anlamasına, fikirlerin paylaşılması ve yakınlaşmasına yönelik hizmetlerle veriyor. Bunların yanı sıra genel merkez bünyesinde prototip oluşturacak bazı programların uygulamaları da gerçekleştiriliyor. Kısaca ifade etmek gerekirse:
Kur’an İkliminde Müzakereler
“Kur’an İkliminde Müzakereler” adıyla Kur’an’ı 4 mütehassısla beraber müzakereye dayalı anlamaya, dinleyenlerin de derse iştirakini sağlayarak paylaşıma imkân veren bir müzakere ortamı oluşturduk. Bu çabayı da sürekli kılmak istiyoruz. Kur’an’ın anlaşılması bizim medeniyet tasavvurumuzun inşasında çok önemli. Çünkü Kur’an sürekli bizim zihin dünyamızı ve düşünce dünyamızı beslemelidir. Kur’an’ı anladıkça bizim zihin dünyamız daha da netleşir.
Haber Veri Yorum
Her ay yürüttüğümüz “Haber Veri Yorum” adlı çalışmamız, düşünceyi beslemeye yönelik bir çalışmadır. Bu çalışmamızda günceli ve gündemi gözeterek daha çok sosyal ve siyasal konular seçerek, ülkemizi ve dünyamızın genelini ilgilendiren konuları uzman konuklarla mütalaa ediyoruz. Bu konukların tümünün aynı kanaatleri paylaşıyor olmasını beklemiyoruz. Farklı düşünce yapılarındaki konukların gerek diğer konuklarla gerekse de izleyicilerle karşılıklı paylaşımda bulunmasını önceliyoruz.
İnsanımı Dinliyorum
“İnsanımı Dinliyorum” programıyla ömrünü insanlığın hizmetine vakfetmiş öncülerin hayatlarını ibret nazarıyla dinliyoruz. Hem kendi hayatlarını hem de yaşadıkları çağın ortalama atmosferini anlamamıza imkân sunan bir program oluyor. Nitelikli düşünce üretme ve tarihi tecrübe anlamında oldukça değerli insanlarımızı davet ederek tarihe tanıklık ve tarihte yaşananları, dinleyenlerin düşünce dünyasına taşıma işlevi görüyor.
Düşünce Platformu
Bu platformda, belli konuları, ana katılımcılarla beraber yaklaşık 100 katılımcının müzakeresiyle ortak bir noktaya getirmeye çalışıyoruz.
Çalışma Atölyeleri
Atölyeler, İnsan ve Medeniyet Hareketi’nin Düşünce ve Sanat Komisyonu tarafından düzenleniyor. Atölyelerde edebiyat, düşünce, tarih, müzik, tiyatro ve sinema gibi çalışma alanları var. Bu atölyelerle İnsan ve Medeniyet Hareketi’nin düşünce odağı olarak da gelişmesini istiyoruz. Buralara katılanların yazan, çizen, düşünen insanlara dönüşmesi en önemli arzumuz.
Bu çalışmalarımızın dışında kurumlarımızın ortak yapacakları “Kutlu Doğum” etkinliklerine ve ya dayanışma gecelerine öncülük ve koordinatörlükler gerçekleştirmekteyiz. Anadolu’da bulunan kardeşlerimizle meselelerimiz paylaşmak amacıyla “Anadolu Buluşmaları”, İstanbul’daki kardeşlerimize yönelik iftarlar, geziler ve piknikler organize ediyoruz.
İLKADIM: İslam’ı insanımızın gündemine taşımak için hangi metotları uygulamalıyız?
İkram SOLTAN: Günümüz insanının gündeminde İslam öncelikli ve önemli yer tutmuyor. Bunun farkında ve bilincindeyiz. Bu meselenin özellikle gençlik dönemiyle ilgili bir mesele olduğunun da farkındayız. Bu sebeple evvel emirde gençliği birinci gündem maddesi olarak ele alıyoruz. Her bir gencin dünyasında İslam’ın önemli ve öncelikli bir tercih olmasını sağlamak istiyoruz. Hayatında yaşadığı birçok problemin İslam’ın tam anlamıyla anlaşılmayıp yaşanmadığını fark etmelerini ve çözüm için çaba göstermelerini sağlamaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. İletişim çağında ayartıcı etmenlerin insanları bu kadar kuşattığı bir zamanda gençlerimiz bir “abi” ve “abla” gibi görecek, dertleriyle ilgilenecek gelecek kariyerlerini planlamalarında onlara yön gösterecek kimselerle onların yanında yer alıyoruz.
İLKADIM: Metotlarınız, temel ölçü ve hassasiyetleriniz nelerdir?
İkram SOLTAN: Bu çalışmalar için temel yaklaşımımız dertlenmek ve dert çekmek. Gençlerle ilgilenebilecek olanların “abi” ve “abla” olarak rol almaları, yetişkinlerle ilgili kimselerin de kendi mahallesinde bir “davet abisi” veya “davet ablası” olarak rol almasını talep ediyoruz. İslam’dan nasiplenmiş herkesin bir müfredat ve planlama çerçevesinde bunu yapabileceğine inanıyoruz. Burada temel ölçümüz davet ile aramızdaki engelleri kendi nefsimizden başlayarak kaldırmak, muhataplarımız tanımak, anlamak ve İslam’ı doğru anlamayla ilgili öncelikli problemini tespit edip çözmeye çalışmak, tedriciliğe ve yerelliğe dikkat etmek ve en önemlisi sabırlı olmak olarak görmekteyiz. Bu çalışmalar mühendislik çalışmaları veya imalat çalışmaları değil. Allah’ın hidayetine sebepler oluşturma vesileler arama çalışmalarıdır. Bu sebeple Allah’ı hiçbir zaman zihnimizden ve gönlümüzden uzak tutmamaya özen gösteriyoruz. Hedefimiz, etrafımızdaki tüm gençlere ulaşmak ve iletişimde olduğumuz gençlerden hiçbirisinin kalabalıklar içinde yalnız kalmaması.
İLKADIM: İslam Dünyası’nın, ümmetin genel anlamda problemleri nelerdir? Neler yapılabilir?
İkram SOLTAN: Bu çok geniş bir soru, ancak kısaca cevaplamak gerekirse İslam ümmetinin belki son 3-4 yüzyıllık temel problemi üretim problemidir. Başkasının ürettiği her şey onun kodlarına göre kullanılıp sonuçlar vermektedir. İslam ümmeti kıyafetinden yaşam alanlarına, aletlerinde sanatsal faaliyetlerine kadar ihtiyacı olan ürünleri kendi üretir duruma gelmedikçe batının sömürgeci ve yok edici tesirinden kurtulmak, alternatifini oluşturup onlara sunmak mümkün olmayacaktır. Bölünüp parçalanmışlığın da altında aynı sebepler yatmaktadır. Bugün ülkeler tüketecekleri materyallere ulaşmalarına imkân sağlayanlarla iletişim, diyalog ve birliktelik halindeler. Ne zaman her alanda üretim İslam ümmetinin planlamasına, kontrolüne, yönlendirilmesine geçerse birçok problem kendiliğinden çözülecektir.
İLKADIM: Ülkemizin ve insanlarımızın genel anlamda problemleri nelerdir? Neler yapılabilir?
İkram SOLTAN: Ülkemizdeki problemler de, İslam ümmetinin genel durumundan farklı değildir. Belki de tersinden uzun bir süre İslam ümmetine lokomotiflik yapmış bir ülke olarak bizim bu halde olmamız genel tabloya şekil ve yön vermişte olabilir. Eğer bu tespiti kabul edecek olursak yapılabilecekler konusunda sorumluluğumuz daha da artmaktadır. Bu topraklardaki kişilerin medeniyet havzalarıyla ilişkileri çok daha eskilere dayanmaktadır. Bu sebeple bayrağın düştüğü yerden kalkması adına yapılması beklenen birçok iş bizleri, sizleri beklemektedir. Biz kendi medeniyetimizin ihyası adına her alanda bir medeniyet tasavvuru ile nitelikli insan, nitelikli iş, nitelikli kurum ortaya koymamız gerektiği kanaatindeyiz. Tabii ki bir medeniyet kısa bir zamanda ortaya çıkacak değildir. Ancak tasavvur ortak olursa yapılan işler üst üste birikecek ve sonuçlar verecektir.
İLKADIM: Cemaatlerin birbirlerine bakışlarında ve tavırlarında olması gerekenler nelerdir?
İkram SOLTAN: Bizler İslam ümmetinin parçalarıyız. Aramızdaki ilişki ancak kardeşlik ilişkisi olabilir, olmalıdır. Her bir kardeşinin hayrını ve İslam ümmetinin menfaat ve maslahatını gözetmek önceliğimiz olmalıdır. İnsanlarımız mensubiyet hissetleri kurumlarına bağlı ümmete faydalı kimseler olmalıdırlar. Bu mensubiyet bir aidiyeti sağlamalıdır, asabiyeti değil.
İLKADIM: Çalışmalarda modeller ve prensipler nasıl olmalıdır?
İkram SOLTAN: Her topluluk birikim ve elde ettiği delillere göre model ve prensiplerini oluşturabilir. Ancak hareket üye kurumlarıyla birlikte ortak bir tasavvurla yol almaktadır. Bu çerçevede tebliğ, davet, ilgilenme, eğitim ve sosyal çalışma alanlarında ortaya koyduğu modellerin bilinmesinden ve sahiplenilmesin, farklı noktalarda uygulanmasında mutluluk duyacaktır.
İLKADIM: Sizin eklemek istedikleriniz varsa alabilir miyiz?
İkram SOLTAN: Son olarak belki elimizdeki imkânları hatırlayarak emanetin hakkını vermemiz gereğinin altını çizmek gerekir. Bu topraklar tarihi tecrübe itibariyle İslam ümmetinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu gün yurt dışına giden herkes bunun bir yönünü fark etmektedir. Üzerimizdeki beklenti ve yük fazladır. Bunun hakkının verilebilmesi için herkesin elini taşın altına koyması ve yükü paylaşması gerekir. Allah’ın kelimesini yüceltecek birileri mutlaka olacaktır burada öncelediğimiz bizlerin bu zümreden olabilme çabasıdır. Çaba ve gayret bizlerden, muvaffakiyet ise Allah’tandır.