İMBİK-Tahakküm

İMBİK-Tahakküm

Arapça “Hüküm” kelimesinden türeyen “Tahakküm” bir fikri, bir olguyu, bir tavrı ya da bir alışkanlığı vb. karşıdakine zorla kabul ettirmek olarak tarif edilmektedir. Tahakkümün içerisinde var olan en önemli vasıf kibirdir. Yani mütevazılık, paylaşımcılık, dostluk, kardeşlik gibi hasletler tahakkümün bünyesinde var değildir. Karşıdakine zorla ne yaptırırsanız yaptırın, zorlama olması nedeni ile iyi niyeti ifna olur.

Tahakkümün bu denli menfi olmasına rağmen dilimizde dikkat çekecek bir kullanış yaygınlığına sahip olmamasının sebebi, uygulama konularının her zaman kötü olmaması olabilir. İyi bir işi karşıdakine zorla kabul ettirme de tahakkümdür. Lakin metodun zorlama oluşuna rağmen sonucun nispeten iyi olması tahakkümün dikkate değerliğini zayıflatmaktadır.

Tahakküme mündemiç olan özelliklerden birisi de baskı kurmaktır. Bu iki türlü gelişir. Direk ve peşin baskı, dolaylı ve veresiye baskı.

Günümüzde, insan hakları, eşitlik, bireysellik, hürriyet kavramlarını ortaya atan Batı hegemonyası bu kavramların hayrına, direk tahakkümden elini çekmiş gibi gözükmektedir. Daha üç yüzyıl önce tahakkümün en üst derecesi ile dünyayı kasıp kavuran, kendi insanının mutluluğu için milyonlarca insanı telef eden Avrupalı, insanlığa her türlü araçla gerçekleştirdiği tahakkümünü unutturmak için şimdi sessizce ve masumane tahakkümünü egemen kılmaya gayret etmektedir. Bu tahakküm şekli tutmuş gibidir.

Dolaylı ve peşin sonuçlar doğurmayan tahakkümün işaretleri ilk planda neredeyse yok gibidir. Bu baskı çeşidi adeta efsun kullanarak toplumlara yaklaşmaktadır. Kişiler kendinden emin bir biçimde, hüküm altına alınmaktadır. Hayatlarının değişik dönemlerinde icra-i teneffüs yapan her insan yavrusu efsunlanmış bir şekilde tahakküm edildiklerinin farkında bile olamaz.

İnsanlara çaktırmadan tahakküm etmenin tohumları tabî ki önceden atılmaktadır. Batı bunu neredeyse Fransız İhtilâli’nden hemen sonra yapmaya başlamıştır. Silahla alt edemediklerini dolaylı baskı ve tahakküm metodu ile etkisiz hale getirmeyi başarmış durumdadır Batı.

Kur’an’ın “İnanıyorsanız zafer sizindir” düsturu modern tahakküm yöntemlerinden birisi olan kendini küçük görme ve güçlüyü yüceltme ameliyesi sayesinde neredeyse uygulanamaz hale gelmiştir. Ayrıca yüzyıllardır gücün karşısındaki iman üstünlüğü yok olmaya mahkûm edilmiştir.

Her dönemde Doğulu toplumların üretemedikleri fakat Batı’dan almak zorunda kaldıkları teknoloji, aşağılık duygularını besleyerek onlarda teknoloji sahiplerinin dolaylı tahakkümünü pekiştirmiştir. Bu tahakküm diğer türler arasında efsunlayıcı ve en sonuç alıcı bir gerçekliğe ulaşmıştır. Amerika’nın 15. yüzyılda kıta kapsamında yaptığı katliamın kat be kat fazlası manevi katliam bugün dolaylı tahakküm aracı teknoloji sayesinde zuhur etmektedir.

Moda da dolaylı tahakküm araçlarının fedakâr bir ferdidir. Sadece İslâm dünyasını baz aldığımızda bile böyle bir tahakkümün ne denli kemirici ve yok edici olduğuna şahit oluruz. Kocaman bir medeniyetin tarz-ı hayatı moda sayesinde yok olmaya yüz tutmuştur. Kıyafetten mobilyaya, temizlikten aydınlatmaya, şehir mimarisinden çevre düzenlenmesine neredeyse hâkim olabildiğimiz; mahkûm olmadığımız bir uygulama yok gibidir.

Kültür tahakkümü de inkâr edilemez bir gerçeklikle ayan beyan ortadadır. Kültür tahakkümü de birçok nedene dayalı olarak ana karnında başlayıp, mezara girinceye kadar bizlerin hayatına sirayet etmiş durumdadır. Kültür Emperyalizmi de diyebileceğimiz bu tahakküm şekli kendi çocuğumuzu anasınıfından üniversiteye kadar, değerlerimize göre eğitmemiz yerine, Hıristiyan kültür öğelerini bizlere dayatmaktadır. İnanmıyorsanız çocuklarınıza doğum günü kutlatmayın, onları mezuniyet törenine göndermeyin, sevgililer günü kutlamasına mani olun bakalım!

Tahakküm elbette güçten doğar. Ama her güçten tahakküm doğmamalıdır. Tam tersine, güç hükmetmeyi getirmelidir. Ayrıca tahakkümün panzehiri hükmedebilmektir. Hüküm imanla ilgilidir. Hükmetmekte imanın bir sonucu olarak zorbalık ve baskı yoktur. Çünkü hükmetme en iyi Bilen’in kararlarını açıklamak anlamına gelir. Bu sebeple hükme rıza göstermek esastır. Beğenseniz de beğenmeseniz de boyun eğersiniz.

Bazen hükmedemeyen güçlüler bile başkalarının tahakkümünden kaçamaz. Siz gücünüz olduğu halde hükmetmenin altyapısını hazırlamazsanız tahakküm edilmekten asla kurtulamazsınız. Tahakküm sahipsiz kalmaz.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.