Baltalı İbrahim

Bir kıssadan yola çıkarak… Amacımız Hz. İbrahim’in zamanımızdaki dublörü olmak. Baltayı biz ele alacağız. Putları da kıracağız, değersizlikleri de. Karşımıza çıkanlara yüksek merhamet göstererek onları yola davet edeceğiz.
Evet, İbrahim biziz. Balta ise imanımız, itikadımız, amelimiz, niyetimiz, samimiyetimiz. Müslümanların, gece vakti ormanda yürürken kaybettiği baltasını aramaya çalıştığı şu sıralar bu görevle şereflenmek mecburiyetindeyiz. Müslümanların, yine neyi kıracağını bilemediği şu sıralar biz Kâbe’ye girip en büyük putları kırdıktan sonra baltayı Amerika’nın boynuna asmak durumundayız.
Bunu yaparken de karşımızda babamız da olsa dimdik durup “Heyhât!” demekle mükellefiz. Dilerseniz baltamızı kaldırıp hem kendimizi hem de Müslümanları kurtaracağımız ama sonunda da ateşe atılmaktan zerre kadar korkmayacağımız savaşa başlayalım.
Put bir: Para. Hey gidi para. Evet para putumuzu kırmak için gereken malzemeler; kabartma tozu ile karışık bir dolarlar, çörek otu, maydanoz ve ateş. (Para varsa ateş yakındır, Allahu a’lem.)
Baltamızı vurma sebebimiz;
-Para bize Allah ve Resulü’nden daha sevimli geldi. (Kaynakça: Faiz borçları)
Baltamızı kaldırırken putun feryatları:
(Kızarıncaya kadar beklemeyiniz tadı kaçar.) Ama ailemiz daha güzel yaşasın diye kredi çekmiştim, kem küm… Ya araba da eskidi şu da iyi araba, kem küm… -Kredi çekti. (Bu kıvama geldiğinde baltayı vurunuz efendim.)
Put iki: Avrat. (Özür dilerim, kadın diyecektim.) Bu putu kırabilmek için; şehvet ile nişastayı yoğurduktan sonra kısık ateşte bırakın. Özellikle gençlerin çok sevdiği ama yedikçe kurtulamadığı bu putu en can yakan put olarak adlandırabiliriz.
Bu putu şu isimlerle tanırız;
Kuzen, kanka, evleneceğiz zaten, (fütursuzca) yengeniz.
Bu putu, kısık ateşten sonra bahçe de yakacağınız büyük bir ateşe ya da bir orman yangınına denk getirmeniz tavsiye olunur. Aksi takdirde istenilen kıvamı yakalayamazsınız.
Putun kırılmadan önce feryatları (anlayana);
-Ya hani evlenecektik, niye koyup gidiyorsun beni?
-Hayır, ben senin kardeşinim, niye öyle düşünüyorsun?
-Kankaaaaa!!!
Duydunuz zilin sesini, tekbirlerle kırabilirsiniz. Allah toprağını bol etsin. Bu ümmet bu puttan da çok çekmişti zaten.
Put üç: Malayani. Evet, bu putun tanımının geniş olacağı kanaatinden dolayı sıralamayı burada kesiyoruz ve dördüncü, beşinci putlarımızı okuyucumuzun ufkuna bırakıyoruz.
Bu put için elimizde bulunan bütün malzemeyi kullanıyoruz. (Özellikle zaman!) Fırında yapacağımız bu tadına doyulmaz aynı zamanda ölümcül putumuzun tarifine geçelim.
Öncelikle hayatınızdaki her malzemeyi bir araya getiriniz. (Okul hayatı, iş hayatı, kadın, para, dini meseleler hakkında konuşmak, namaz, ders, yolculuk… Aklınıza ne gelirse.) Bu malzemeyi genişçe bir kapta birleştirdikten sonra içerisine lezzetini artırması için uyku etmenini atıyoruz.
Bu putun feryatları:
-Ya, kendime vakit ayırsam biraz da… (Başka hiçbir şeye vakit ayırmadı.)
-Arkadaşlarla maçta mı konuşmayalım be abi! (Derbiden sonra iki gündür tek konu.)
-Bugün çok yoruldum biraz uyuyayım bari. (Sadece okula gitti geldi.)
-Ulan youtube’de biraz takılayım. (Akşam oldu.)
-Dizim başladı! (Namaz kaçtı.)
Bu çığlıklar ve daha nicesi geçtikten sonra belki de bu pişirdiği şeyin Türkçe karşılığını merak edebilirsiniz. Malayani; fayda vermeyen her türlü alanda, mekânda, artısı olmayan davranış, düşünce, topluluk ve hareketler bütünü.
Ve uyarmakta kendimizi görevli bildiğimiz mevzuyu hadis ile dile getirmek istiyoruz:
“İki günü birbirine eşit olan kişi ziyandadır.”
Saydığımız putlar genelde gördüğümüz putlardır. İnsanların hayatında daha farklı putlar barınabilir. Ve bunların çözümü baltayı ele almakla çözülecektir. Ardından sebat edip baltayı iki eli de kesilene kadar bırakmamaktır.
Ey İbrahim’in yolunda koşanlar! İlk putu kırmakta yarışanlar! Arşın gölgesine tabi olanlar! İbrahim baltası olmak varken Ebu Cehil’in kılıcını bilemekten kaçının.
İbrahim tek başına ümmetti. Merhametimizden karşımıza alacağımız çok adam, kıracağımız çok put var!
(Putları mütekellim konuşturmamızın sebebi artık helvaya ihtiyaç duymadığımızdan.)