Cahillerden Olma

Cahillerden Olma

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ اٰمِنُوا كَمَٓا اٰمَنَ النَّاسُ قَالُٓوا اَنُؤْمِنُ كَمَٓا اٰمَنَ السُّفَـهَٓاءُۜ اَلَٓا اِنَّهُمْ هُمُ السُّفَـهَٓاءُ وَلٰكِنْ لَا يَعْلَمُونَ

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

“Onlara, insanların (Müslümanların) inandığı gibi inanın denilince, biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız derler. İyi bilin ki asıl beyinsizler kendileridir. Fakat bilmezler.” (Bakara, 13)

İnsanoğlunun var oluşundan bugüne doğduğu, yetiştiği çevreyi sorgulamadan, bir an olsun düşünmeden önüne çıkan ideolojileri, kavram ve fikirleri ona gösterildiği şekliyle doğru kabul eden -tabiri caizse- aklını kiraya vererek yaşayıp gittiğine tanıklık ederiz.

Oysa görürüz her şeyin farklılaştığını; baktığımız açıyı, bulunduğumuz konumu değiştirip, okuyup dinleyip öğrendiğimizde, Kur’anî bir ifadeyle akıl ettiğimizde. “…Ve derler ki: Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık.” (Mülk, 10)

Hazreti İbrahim’in babası Azer’di mesela, akıl edilmeden dinlenilen. Nedeni ise basit: topluma yön veren, sözü geçen, put yapımında usta bir sanatkâr ve aydın. İnancını dile getirmekten çekinmeyip eserler ortaya çıkaran. İşte Azer gibi kimseler var(dı) -gözleriyle- akdedip, kendi doğrusunu bulanlar; bir de akıl etmeyi de unutup Azer bile olamayanlar (cahiller, gafiller). Hazreti Ömer’in ifadesiyle “En cahil kimse ahiretini başkasının dünyası için satanlar…”

Akletmeye çağıran, çizgisini asla ve asla bozmayan, kalp ve akıl dengesiyle dimdik duran Hazreti İbrahim(ler) var(dı) bir de…

Sadece İbrahim ve Azer mi vardı peki? Azer ve İbrahim, Musa ve Firavun, Harun, Karun, Haham, Nemrut, Netenyahu, Obama, Putin ve çok daha yanımızda ve yakınımızda olan niceleri…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.