Haramlarda Yarışanlar

Rabbimiz kullarına iyi ve güzel şeylerde yarışmayı emrederken maalesef bazı kullar haramlar ve günahlarda yarışmaktadırlar. Rabbimiz hayatın her alanı ile ilgili, bazı haramlar koymuştur. Bunlar hayattaki helaller yanında çok azdır. Buna rağmen insanların haramlara meyli daha kolay ve yayılması da kolay olmaktadır. Rabbimiz insanoğluna tek bir şeyi bile haram kılsaydı insan nefsine ve şeytana uyarak gidip onu yine bulurdu. Nitekim Âdem ile Havva’ya cennette tek şey yasaklanmıştı da yine de ondan yediler. Haramların adedi veya yaygınlaşması bahane edilerek asla haramlara yaklaşılmamalı. Çünkü Rabbimiz kullarını haramlara muhtaç etmemiştir.

Haramlar ahir zaman ümmetini çepeçevre kuşatmış durumda. Her taraftan “beri gel” diyor. Rabbimiz yar ve yardımcımız olsun. Nefsimi ve neslimizi haramlardan koruma noktasında çok hassas olmalıyız. Haramlara elini veren; kolunu, gözünü veren; gönlünü kurtaramıyor. Daha vahimi de haramlar “herkes yapıyor” anlayışı ile meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Haramların meşrulaştırılması hususunda, televizyon programları, internet ve arkadaş çevresine çok dikkat etmeli. Bu hususta bilhassa geçlerimiz uygun bir şekilde uyarılmalı.

“Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı.” (Bakara, 150) İnsanlar neden leş yer, domuz eti yer, haramlara meyleder, Allah’ın bahşettiği nimetlerden faydalanırken O’nun adını anmaktan imtina eder, nankörlük eder?

“Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır.” (Bakara, 275) Neden “faiz de alışveriş gibidir” diyerek faizi meşrulaştırmaya çalışır? Faiz alır, faiz verir, faiz yer?

“Evli kadınlar haram kılındı…” (Nisa, 24) Bekârlarla evlilik helal kılınmışken, neden evli kadınları ayartarak yuvasını yıkar?

“Size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak için gönderildim…”  (Al-i İmran, 50) Bazı ümmetlere helal kılınan şeyler, diğerlerine haram kılınmış, bazılarına haram kılınanlar da diğerlerine helal kılınmıştır. Rabbimizin haber verdiğine göre bunda farklı sebepler vardır. Azgınlıkta ileri gidenlere bazı helaller haram kılınmıştır.

“… insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle önceden kendilerine helal kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık.” (Nisa, 160)

Allah şöyle dedi: “O halde, orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Bu süre içinde yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüp dolaşacaklar. Artık böyle yoldan çıkmış kavme üzülme.” (Maide, 26)

Nankörlük helallerin harama çevrilmesine vesile oluyor. Hani insanlar da iyilik ettiğinden kötülük görünce “gözüne dizine dursun” derler. Onları yardımlarından mahrum ederler. Rabbimiz de nankörleri önceden helal kıldıklarını haram kılarak cezalandırıyor. Ettiğini bulanlara da üzülmeye gerek olmadığını bildiriyor. Kendi düşen ağlamaz.

“… bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı.” (Maide, 3) Kumar ve şans oyunlarıyla elde edilen paralar da haram kılınmıştır. Çükü bu Rabbimiz tarafından meşru bir kazanç yolu olarak kabul edilmemiştir. Maalesef toplum her geçen gün helal haram demeden “ne kadar çok kazanırım”ın hesabını yapmaktadır. Mal ve makam edinme hırsı gözleri o kadar bürümüş ki; ana, baba, eş, dost, arkadaş demeden, haram helal tanımadan elde etmeye çalışılıyor ve bu uğurda yarışılıyor.

“Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür!” (Maide, 62)

Rabbimiz bu hali kullarına yakıştıramıyor ve uyarıyor. Bunun çok çirkin ve kötü bir şey olduğunu bize haber veriyor. Bu halin önüne geçilmesini istiyor. Bunun da başta anne baba olmak üzere âlimler tarafından yapılması gerektiğini haber veriyor.

“Bunları, din adamları ve âlimler günah söz söylemekten ve haram yemekten sakındırsalardı ya! Yapmakta oldukları şey ne kötüdür.” (Maide, 63)

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu ki; “Âlimin abide üstünlüğü, benim sizden en aşağıda olanınıza üstünlüğüm gibidir.” (Tirmizi)

Âlimlerin en önemli vazifelerinden biri de toplumların ıslahıdır. Çünkü Rabbani âlimler peygamber varisleridir. İyiliği emir kötülüğü men etmekten asla geri durmaz ve çekinmezler. Onlar insanların değil Rablerinin rızasını düşünürler.

“Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri haram etmeyin ve sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.” (Maide, 87)

İnsanların çoğunun, çoğu şeylerin haram olduğu gibi yanlış bir kanaate sahip olduklarına şahit olmaktayız. Bunun sebebi bilerek veya bilmeyerek veya kendinin rahatsız olduğu herhangi bir şeyi haramdır, günahtır deyivermeleridir. Bu çok büyük bir vebaldir. Bakınız Rabbimiz böylelerini nasıl tehdit etmektedir:

“Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah’a karşı yalan uydurmak için, “Şu helaldir”, “Şu haramdır” demeyin. Şüphesiz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.” (Nahl, 116) Haram Rabbimizin haram kıldığı, helal de Rabbimizin helal kıldığıdır.

“Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar.” (A’raf, 157)

“De ki: Allah’ın kulları için yarattığı nimeti ve temiz rızkı kim haram kılmış?” (A’raf, 32)

“Allah’ın ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek kendi elleri ile cizyeyi verinceye kadar savaşın.” (Tevbe, 29)

Haram ve helal sınırları Rabbimizin ve Resulünün çizdiği sınırlardır. Hududullahtır. Bunlara kimse müdahale edemez. Kimse helali haram, haramı helal kılamaz. Samimi mü’mine yaraşan bu sınırlara riayettir. Rabbimizin hükümlerini kabul etmeyenlerle savaş emredilmektedir.

Rabbimiz buyurdu ki: “Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar…” (Nur, 30)

“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Görünen kısımlar müstesna, ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar…” (Nur, 31)

“Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana helal kıldığı şeyi niçin sen kendine haram kılıyorsun? (Tahrim, 1) Ey hanımlar; Allah rızası için eşlerinizi harama yönlendirmeyin. Ey erkekler; Allah rızası için hanımlarınızı harama yönlendirmeyin. Bu hem onların hem sizin felaketiniz olur.