Mü’minin Niyeti Amelinden Hayırlıdır

Peygamberimiz aleyhisselam hadis-i şerifte şöyle buyuruyor; “Kişinin amelleri niyetlerine göredir” (Buhari, 11/359) Bu hadisin mucibince kişinin her nevi hal ve hareketinin kıymetine göredir. Herkesin sevap ve azabı işlemiş olduğu, niyet ettiği hayır ve şerden ibaret olduğuna göre her nevi hareketimiz üzerinde niyetin pek büyük tesiri vardır. Ebu Davud; “Resul-i Ekrem’in 500 bin hadisini yazdım, sonra bunlardan ahkâma dair olan 4 bin 800 hadis seçtim. Zühde, fezaile dair olanları çıkardım. Bu hadislerden dördü insanın dini hususlarında kâfidir.” demiş ve yukarıdaki zikrolunan bu hadisi içlerinden birinci olarak zikretmiştir. Bu mübarek hadis-i şerif hakkında ehl-i ilmin birçok takdirleri vardır.
Ayet-i celilede Allah Teâlâ şöyle buyuruyor; “Herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.” (En’am, 132) İnsan ve cinlerin mükellef olanlarından ister mü’min olsun ister kâfir olsun “her birinin yaptıkları amellere göre dereceleri vardır.” Sahih olsun, kötü olsun amelleri derece dercedir. Hayır ehli için cennette dereceler vardır. Bu derecelerin bazısı bazısından üstündür. Müşrikler için de cehennemde derekeler (aşağı doğru basamaklar) vardır. Bazılarının azabı diğerlerine göre daha şiddetlidir. Hayır olsun, şer olsun Allah her amelin karşılığını verecektir. Her amel karşılığını bulacak. İnsan önce niyetini güzelleştirecek, sonra salih amelle ömrünü devam ettirecek. Kalbi kalb-i selim kıvamında olacak aksi olursa Peygamberimiz bunların ateşi sönmez buyuruyor. “Beş grup insan vardır ki onların ateşleri sönmez, kurtları ölmez ve azabları da hafifletilmez.
1- Allah’a şirk koşan.
2- Anne ve babasına itaat etmeyen.
3- Komşusunun hanımıyla zina eden.
4- Kardeşinin zalim bir sultanın eline teslim eden.
5- Müezzinin sesini işittiği halde özürsüz olarak ona icabet etmeyen erkek veya kadın yani özürsüz olarak namazı başka vakte tehir eden kimse.” (Ruhül Beyan)
Allah Teâlâ gerek niyetimizde gerekse amelimizde ihlâs ve samimiyet istiyor. Nitekim ayet-i celilede Allah Teâlâ şöyle buyuruyor; “Onlar dini yalnız Allah’a has kılarak O’na ibadet etmekle emrolundular. …” (Beyyine, 5) buyrulmuştur.
Niyetsiz amel yorgunluk, halis olmayan niyet ise riyakârlıktır. Riya, nifaka denk ve isyana eşittir. Hakka dayanmayan ve halis olmayan ihlâs da hevadır. Nitekim bu gibi karışık ameller hakkında Allah Teâlâ “Yaptıkları her işi ele alır, onu toz duman ederiz.” (Furkan, 23) buyurmuştur. Ne olaydı bileydim niyetin hakikatini, bilmeyen niyeti nasıl düzeltebilir veya ihlâsın hakikatini bilmeyen de niyetini tashih etse bile nasıl ihlâs ehli olabilir? Ve doğruluğu bilmeyen ihlâs sahibi sadakati nasıl arayabilir? Allah Teâlâ’ya itaati arzu eden her kulun ilk vazifesi marifet ehli olabilmesi için niyeti öğrenmek, sonra kurtuluş ve halas vesilesi olan sadakat ve ihlâsı anladıktan sonra niyetini amelleriyle tashih etmektir.
Resul-i Ekrem “Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır.” (Taberani) buyurmuştur. Kalpte din cephesi galip olanlarda çoğunlukla hayra niyet hazır olur. Çünkü bu gibilerin gönlü daima iyiliklerin aslına meyyaldir. Dünyalığa meyledip dünyalığı galip olan kimse kalbinde iyilik niyetine bir yol bulamaz. Allah’ım gönlümüzü senden, habibinden ve seni sevenlerden ayırma. İyi niyet ve salih amellerde bizleri muvaffak kıl. Bizleri sevdiğin ve razı olduğun kullardan eyle. Amin.