Affetmek

Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Her hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir. (Hucurat, 12)
Bizleri yoktan var eden, yaşatan ve idare eden Allah’ımıza hamd olsun. Bize örnek olarak gönderdiği Efendimiz sav’e salât ve selam olsun. Rabbim bizleri kendisine kul, habibine ümmet olanlardan eylesin.
Günah, dini bakımdan suç sayılan fiil ve davranıştır. Başka bir ifade ile Allah’ın (cc) insanın yapmamasını istediği fiiller ve davranışlardır. İnsan nerede olursa olsun hangi ortamda bulunursa bulunsun sorumlulukları vardır. Bunları yerine getirmekle mükelleftir. Yüce yaratıcımız dünyada ve ahirette mutlu olmamız için bazı ilkeler koymuştur. Bu kurallara uymamızı emretmiş ve sorumlu tutmuştur. Birlikte hareket eden ve etmesi de emredilen müslümanlar olarak uymamız gereken kurallar Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir.
“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.’’ (Al-i İmran, 103)
Ayet-i kerimeden de anlaşıldığı üzere müslümanlar olarak bizler ifrat ve tefritten uzak durmalıyız. Kur’an ifadesi ile (ümmeten vasaten) orta yolu tutma özelliğine sahip olmalıyız. Neticede hepimiz insanız. Günahlarımız, kusurlarımız, eksiklerimiz elbette olacaktır. Bu bilinçle hareket ederek hizmet insanları olarak kendi aramızdaki art niyete dayanmayan hataları, kusurları affetmeliyiz. Hatta görmezden gelmeliyiz.
‘’Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir nâmdır! Kim de tövbe etmezse işte onlar zalimlerin tâ kendisidir. (Hucurat, 10-11)
Görülüyor ki sağlıklı bir toplumun oluşabilmesi ve devam edebilmesi için şeytanî duygu ve düşüncelerden arınmamız istenmektedir. Bu konuda örnek alacağımız peygamberimiz (sav), Ashab-ı Kiram ve onların yolunda giden ihlâslı samimi âlimler ve Allah dostlarıdır. Müslümanlar ufak tefek eksiklikleri, hataları büyütmemelidirler. Çünkü bu kusurlar büyütülürse hizmetler aksar. Samimiyet azalır. Ümmetin arasına fitne girer. Oysa ki Allah Teâlâ ayıpları örtmemizi emretmektedir. Ve insanları affetmemizi istemektedir. Konuyla ilgili olarak Abdullah bin Ömer (ra) peygamber Efendimiz (sav) in şöyle buyurduğunu haber verir:
‘’Müslüman müslümanın (din) kardeşidir. Müslüman müslümana zulüm etmez, Müslüman müslümanı (düşmana, tehlikeye) terk etmez. Her kim müslüman kardeşinin hacetinde bulunursa Allah da onun hacetini yerine getirir. Her kim bir müslümanın kederini giderip onu ferahlatırsa Allah da onun kıyamet gününde kederlerinden bir kederini giderip rahatlatır. Her kim bir müslümanın ‘ayıbını’ örterse, Allah da onu kıyamet gününde setreder.’’
Günümüz dünyasında yaşanan olayları çok iyi tahlil etmemiz gerekmektedir. İslam coğrafyasındaki müslüman kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntının temelinde Muhammed ümmetinin birlikte hareket etmemesi, Yahudi ve hristiyanların ektikleri fitne tohumları vardır. Ayıp aramak yerine birbirimizi küçük görmek yerine birlik ve beraberlikle hareket etmenin yollarını arayıp, ümmet adına güzel işler başarmalıyız. Bizi biz yapan maddî ve manevî değerlerimize sahip çıkarak birlikteliklerimizi güçlendirmeliyiz. Tefrika yerine tevhide sarılmalıyız. Tek yumruk olmanın yollarını aramalıyız. Müslüman, din kardeşinin sevinci ile sevinir, üzüntüsü ile üzülür. Ayrılık, tefrika Kur’an’da yasaklanmış, birlik ve beraberlik emredilmiştir. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy bu hakikati şu mısraları ile ne de güzel vurgulamıştır.
“Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukca yürekler, onu top sindiremez.”
Peygamber efendimiz (sav) ‘’birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.’’ buyurmuşlardır. Yine Efendimiz başka bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: “Her kim emirinden hoşlanmayacağı bir şey görürse ona sabretsin. Çünkü kim cemaatten bir karış ayrılır da ölürse muhakkak o cahiliye ölümü ile ölür.’’
Zeki Soyak Hocaefendi bu konudaki görüşlerini Ummandan Katreler isimli eserinde: ‘’Müslümanların muvaffakiyeti ancak Kur’an ve sünnet doğrultusunda bir araya gelmek, çalışmaları İslam’ın ölçülerine göre yürütmek, kendi kanaatlerimize göre değil İslam’ın hükümlerine göre hareket etmek, Allah ve Rasulüne ittiba ve itaat eden emirlere mutlaka itaat etmek ve ARAMIZDAKİ ANLAŞMAZLIKLARI, nefislerimizi ortaya koymadan Kur’an ve sünnete uygun olarak halletmek ve İslam’ın bir devlet nizamı olduğunu onun ahkâmını kendi aramızda hâkim kılmak sureti ile ve bütün bunları en kâmil manada yapabilmek sürekli nebevî bir eğitim yapmakla mümkündür.’’ diyerek belirtmiştir.
Allah Teâlâ, Rasulullah Efendimizin şahsında bütün müslümanlara şöyle emretmektedir:
“Ey Muhammed! Sen suçları affet, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir. Eğer şeytan seni dürtecek olursa hemen Allah’a sığın. Çünkü O, işiten ve bilendir. (Araf, 199-200)
“Bir iyiliği açıklar yahut gizlerseniz veya bir kötülüğü (açıklamayıp) affederseniz şüphesiz Allah da ziyadesiyle affedici ve kâdirdir.’’ (Nisa, 149)
“Allah’ın sana olan rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı yürekli olsaydın, süphesiz etrafından dağılır giderlerdi.” (Al-i İmran, 159)
Bu ayet-i kerimelerde gösteriyor ki müslümanlar birbirlerine karşı merhametli, affedici, yardımsever kin ve nefretten uzak, muhabbet ehli, fedakâr bir tutum sergilemelidir. Rabbim bizleri bu ayetlere ve hadis-i şeriflere uygun hareket eden müslümanlardan eylesin. AMİN.