Gün Doğuyor

Gıyabında veya karşılaştığımızda ona “Erdem Abi” derdik. Onu fakülte yıllarında Mavera dergisi ve Yeni Devir gazetesi vasıtasıyla tanımıştık. Bir dönem Müslüman yazar, aydın ve mütefekkirleri buluşturan, yetiştiren Müslüman okumuşlara yol ve yön gösteren bu iki yayının kalitesinde bir gazete ve dergiye tekrar sahip olamayışımız üzüntü vericidir. 78’li Müslüman nesil dediğimiz -ki şu anda ülkeyi yönetenlerdir- kişiler belirttiğim kaynaktan kesinlikle su içmişlerdir. İşte böyle büyük ve kutlu bir işlevi yerine getiren Mavera ve Yeni Devir’de buluşan “Yedi Güzel Adam”dan birisi olarak tanıdık Erdem Abi’yi. Vekil olmadan önce ve sonra da vali beyle yakınlığı sebebiyle birkaç defa karşılaştık. Ama ben onu daha çok şiiriyle tanıdım. Sonra kızını mecliste başörtülü görünce ”Birazdan Gün Doğacak” şiiri üzerinde sayfa imkânınca durmaya karar verdim.
Yine TRT’den önce Kartal Anadolu İmam Hatip’te okuyan kızımın Kütüphanecilik Kulübü olarak “Yedi Güzel Adam” programı yapacaklarını söylemesi de beni daha da mutlu etmişti.
“Sürüp Gelen Çağlardan” alınmış şu mısralar 80 öncesi biz Müslüman gençlerin iliklerine işlemişti.
Dünyanın kalbini dinle, geliyor adım adım
Dallar meyvaya dursun, toprak tohuma dursun
İnsan barışa dursun, selama dursun zaman
Sabır, savaş, zafer. Adım: MÜSLÜMAN.
Çağlara rağmen çağlar üstü inancımızın gereği duyarlı olmamız gereken İslam Dünyasını bize gezdiren “Sürüp Gelen Çağlardan” şiirinin son mısraları sürekli dudaklarda bitmemesi gereken bir bilincin ürünüydü. Şimdi hedefe ulaştıklarını duyduğumuz (Türk Dış İşleri’nin Şahitliği ile) ve on binlerce şehidi olan Moro Kurtuluş Cephesini, Afgan Cihadını, Suriye ve Mısır İhvan Direnişini, Keşmir’i siyaseten Milli Görüş lideri rahmetli Erbakan ve kadrosundan, dinî ve edebî yönden de “Yedi Güzel Adam”dan öğrendik. Gençler ve bilmeyenler “Yedi Güzel Adam”ı ve eserlerini tanımakta gecikmemelidir. TRT’nin “Yedi Güzel Adam”ı dizileştirmesi de harika bir çalışma. (Dizi ve drama özellikleri içerisinde farklılıklar olabileceğini düşünerek takip ve tenkit yerinde olur.)
Ekonomiyi, modernleşmeyi ön plana alan ve bunların kölesi olma tehlikesi yaşayan Türkiye’de ruh âlemimizi geliştirmeyi, maneviyatımızı diri tutmayı, ahireti, ölümü ve bu konular hatırlatanları dinlememiz gerekir. “Yedi Güzel Adam”ın Bâkî’ye kavuşanları ve yaşayanları bunu yaptılar, yapıyorlar.
Modernizm tehlikesine yazıları ve şiirleriyle dikkat çeken, geleceğe karamsar değil iyimser bakarak Müslüman gençlere “Yarın bizim” diyen, hemen hepsi de Üstad’ın pınarından su içen (Yarın elbet bizimdir elbet bizimdir//Gün doğmuş gün batmış ebet bizimdir.NFK) bu güzellerin her birinin kendine has özellik ve güzellikleri vardır. Bu yazıda Erdem Beyazıt Abi’nin “Birazdan Gün Doğacak” şiirine birkaç mısrasıyla bakmak istiyorum.
Beton duvarlar arasında bir çiçek açtı
Siz kahramanısınız çelik dişliler arasında direnen insanlığın
Saçlarınız ızdırap denizinde bir tutam başak
Elleriniz kök salmış ağacıdır zamana
O inanmışlar çağının.
Modernizmin sembolü beton duvarlar arasında açan ve teknoloji efendiliğine, kapitalizme direnen çiçek Müslüman nesildir. Istırapla dost, çağlar üstü inanışın erleri kıyamıyla kuracak yeni dünyayı.
Siz ölümsüz çiçeği taşırsınız göğsünüzde
Karanlığın ormanında iman güneşidir gözünüz
Siz kalbinizde solmayan iman çiçeğinin sahibi olarak karanlıkta bile görür, karanlığı aydınlatırsınız. Hep güneşsiniz. Hem ısıtır, hem diriltir hem de aydınlatırsınız.
Gün doğar rüzgâr eser bulut dolanır
Rahmet şarkısı söyler yağmurlar
Alnınız en soylu isyandır demir külçelere
Gürültü susar ses donar sevgi tohumu patlar
Sessiz bir bombadır konuşur derinlerde.
Gün, rüzgâr, bulut, yağmur hepsi verilen görevi yerine getirir (Sünnetullah). Sen de beşeri her sisteme başkaldırırsın kulluğun gereği. Alnındaki secde izi bu soylu isyanın ve sevgi tohumunun patlamasının işaretidir. Sen varsan her şey susar, sadece sen konuşusun.
Ey damarlarımızda donan buz yüzlü heykeller beldesinden
Yıkıntılar sonrası sığındığım şefkat anası
Put dönemini bitiren rasulün varisi, modern putların doldurduğu dünyayı ve ülkeni soğuk, sert mermer heykellerin hâkimiyetini senin sıcak müşfikliğin sonlandıracaktır.
Şimdi siz taşıyorsunuz müjdenin kurşun yükünü
Çatlayacak yalanın çelik kabuğu
Sizin bahçenizde büyüyecek imanın güneş yüzlü çocuğu.
Betonlar arasında açan çiçek, kapitalizme, modernizme, tüm ilahî olmayan sistemlere başkaldıran kişi, yükünüz çok ağır. Ama bu bir müjdedir. Kurtuluşun müjdesi. Yalanların, Allah’a ait olmayan düzenleri koruyan teknolojik hâkimiyetin kırıldığı bittiği bir çağın müjdesidir bu. “Çelik zırhlı duvarlarla korunan”ların yıkılış muştusudur bu çocuklar.
Ey Müslümanlar bu imanın güneş yüzlü çocuğu belki sizin bahçenizde büyüyecektir. Bakıyor musunuz ev bahçenize, mahalle, semt ve şehrinize? Bu çocukları görüyor musunuz? Bahçıvan olarak bu kişileri büyütmeye desteklemeye talip misiniz? İyi bakın etrafınıza görürsünüz bu çocukları.
NOT: Yedi Güzel Adam: Erdem Beyazıt, Cahit Zarifoğlu, Akif İnan, Alaeddin Özdenören(bunlar rahmetli) Rasim Özdenören, Nuri Pakdil ve Sezai Karakoç. Ölenleri rahmetle anıyor yaşayanlara hayırlı, sağlıklı uzun ömürler diliyorum.