DOKUNURSAN BAHAR GELİR
Günümüz toplumlarında iletişimin en önemli unsurlarından biri de sosyal medya olmuştur. Her ne kadar zararlı içerikleri nedeniyle uzak durmamız kanaatinde olan büyüklerimiz varsa da günümüz realitesi bu mecranın artık kapanmayacağını, bu alanın da etkileşimin temel unsurlarından biri olarak devam edeceğini göstermektedir. Bu nedenle İslam’ı tebliğ ve İslami değerleri savunmak amacıyla bu alanda birçok çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Kabul etsek de etmesek de artık burada sanal bir dünya kurulmuştur. Duygu ve düşüncelerimize, sosyal hayatımıza etkisi gerçek hayattaki etkileşiminden daha tesirli olmaktadır.
Geleceğimize açılan bu ufkun İslami düşünce ve yaşam tarzına uygun şekilde gerçekleşmesi için bu alanı da boş bırakmayarak siyasi, dini, ekonomik, teknik ve sanat alanının her çeşidiyle ilgili içerikler üretmek zorundayız. İslami içerikleri izlemek ve izlenme sayısını artırmak için de elimizden geleni yapmak zorundayız. Tıpkı İslami hizmetlere yeni katılımcılar sağlamak yeni sohbetler, dini, siyasi, ekonomik teknik ve sanatsal topluluklar oluşturmak kadar önemsemeliyiz.
Bu Temel yaklaşımdan yola çıkarak sosyal medyayı incelediğimizde yetişkin nesillerden tutun çocuklara, bebeklere hatta anne karnındakilere kadar tavsiyelerde bulunulmaktadır. Bu tavsiyelerin ne kadar sağlıklı ne kadar doğru ne kadar İslami ne kadar insani olduğu konusunu mutlaka bir denetimden geçirmeliyiz. Ülkeler bu denetimleri yaptıklarını iddia ediyorlar ancak onların ölçüleri Müslüman kitlenin değer yargıları ile örtüşmüyor. Bu nedenle İslami çalışma yapmaya gayret eden bizler bu mecralarda oluşan yazılı ve görsel içerikleri kabul ya da ret ederek denetimi biz yapmalıyız. Medyanın kendi tabiriyle layklarken(like) mutlaka ayıklamalıyız. Beğendiğimizi ya da beğenmediğimizi mutlaka belirtmeliyiz. Bu davranış, sosyal hayatımızda iyiliği emir ve tavsiye etmek ve kötülükten sakınmak bize Allah’ın ve Resulünün emir ve tavsiyeleridir.
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim) buyurmaktadır.
Bugün dünyamızın geldiği noktada insanlar dostlarını arkadaşlarını hatta eşlerini sosyal medyadan seçmektedir. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır “ Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Bunun üzerine bir sahabe, “Ey Allah’ın Resûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?” dedi. Resûlullah buyurdu ki, “Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. İşte bu ona yapacağın yardımdır.” (Buhari)
Hadis-i şerife biraz dikkatli bakarsak silahla saldıran birisinin elinden silahını almak aslında onun büyük bir günaha girmesine engel olmaktır. Bu da ona çok büyük bir yardımdır. Sosyal medya aracılığıyla nesillerimize ve geleceğimize kast edenler, yalnızca İslam dışı kişi ve gruplar değil. Kendini Müslüman olarak tanımlayan ancak Kur’anî tabirle tüm kültürü, ekini ve nesli bozmaya çalışan, ne yaptığını bilmeyen şuursuz ve gafillerden oluşuyor. Biz de bu gafilleri uyandırmak yaptıkları zararları onlara göstermek zorundayız. Kur’ani tabirle “Ey îmân edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrim:6) Ayeti gereği hem kendimizi hem de öpmeye, koklamaya kıyamadığımız evlatlarımızı bu çirkin mecradan ve zararlarından uzak tutmak zorundayız. Onlar, bize Allah’ın cennete kadar götürmek üzere verdiği emanetlerdir. Bu nedenle unutmayalım ki sosyal medyada üretilen İslam’ın onayladığı içerikler mutlaka beğenilmeli beğenen sayısı artırılmalı takip edilmeli takipçileri artırılmalıdır. Her şeyin çoğu zarardır nasıl ki sosyal hayatta gün boyu dışarıda dolaşmak, evini, ailesini, çocuklarını ihmal etmek yanlış yasak ve İslami olmayan bir davranışsa sosyal medyada da uzun süre kalmak, eş ve çocukları ihmal etmek, İslami sitelerde gezinmek de olsa yanlış ve aile için zararlı bir davranıştır.
Bizim istediğimiz uzun süre medyada kalıp İslami sitelere girmek yerine Allah’ın yasak ettiği sitelerde dolaşan Müslümanları yeniden dini ve dünyası için yararlı olan sitelerde makul ölçüde zamanını değerlendirmeye davetten ibarettir.
Bu itibarla başta vakfımız Enderun Eğitim Vakfı’nın sosyal medya siteleri olmak üzere tüm İslami sitelerin içeriklerinin takibi ve tavsiyesini önemsiyoruz. Beğenilecek içerikler üretmek için can hıraş çalışan kardeşlerimizin başarılarını desteklemek ve diğer sosyal medya mecralarında yaygınlaştırmak bizim için önemli bir görev olduğu kanaatindeyiz.
Dini, vatanı, milleti, namusu ve şerefi için kıyama kalkmış Filistinli kardeşlerimizin şanlı direnişini haber yapan; Doğu Türkistan’da, Myanmar’da, Suriye’de, Afrika’da ve dünyanın her yerindeki mazlum Müslümanları savunan haber sitelerini, içeriklerini paylaşmak paylaşımlara bir tik bırakmak herhalde bizim parmaklarımıza büyük yorgunluklar vermese gerek. Belki de bu küçük dokunuşlarımız bu Mazlum coğrafyalarda ümit olacak destek olacak manevi moral olacaktır. Müslümanlar zarar görmesin diyerek yerden kaldırılan bir taşa verilen sadaka sevabı misali…