SOSYOLOJİK SİYER – Çok Çalışmamız Lazım Çok/Ömer Faruk Özcan

Nasılsınız kıymetli kardeşlerim?
Günleriniz nasıl geçiyor?
Çalışmalarınızdan memnun musunuz?
Çalışıyor musunuz diye sormadım. Çünkü Müslüman çalışmadan duramaz.
Bir dergi yazısı da böyle başlar mı demeyiniz. İnanın şu an yazarken kalbimin ve zihnimin iyi olmadığı bir dönemi yaşıyorum. Tıpkı sizlerin hali gibi halim. Yani ümmet gibiyim. Darmadağın ve şuursuz.
Toparlanmamız Lazım
Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Hiç kimse kendi el emeğinin karşılığından daha hayırlısını yememiştir.”
Bu nebevi öğreti sadece buzdolaplarımızı, sofralarımızı ve midelerimizi ilgilendiren bir hadis değildir.
Bugün ruhlarımız aç. Kalbimiz aç.
Kardeşliğe aç.
Birlik ve beraberliğe aç.
Huzura aç.
Hürriyete aç.
Ya Rabbi kalplerimizi birbirimize aç. Aç ki, sevelim birbirimizi. Tıpkı Ensar ve Muhacir gibi.
Evimize Ekmek Götürmek İçin Çalıştığımızdan Fazla Çalışmalıyız
Rezzak olan Rabbimiz, yediğimiz her lokmayı, içtiğimiz her yudumu, havayı, ekmeği, suyu bizlere lütfedendir. O, sonsuz ikram sahibidir. Bizler, “Yâ Rezzâk!” dediğimiz zaman bilir ve inanırız ki, Allah ruhumuzun da bedenimizin de gıdasını verendir ve O, rızkımıza kefildir. Mümin olarak bize düşen, rızık elde etmek için helâl yollarla çalışmak, temiz ve nezih olan kazancın peşinde koşmaktır.
Sevgili Peygamberimiz bu hususu şöyle dile getirmiştir: “Hiç kimse Allah’ın kendisine takdir ettiğini elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakının ve rızkınızı güzel yoldan isteyin. Helâl olanı alın, haramdan kaçının.”
İnsanlığa rehber olarak gelen peygamberler de terzilik, marangozluk, çiftçilik, ticaret gibi çeşitli mesleklerle meşgul olmuşlar, kimseye yük olmadan kendileri ve aileleri için helâl rızık temin etmişlerdir. Alın teri ve göz nuruyla çalışmak, helâl kazanç endişesi gütmek, helâlinden üretip helâl yolda harcamak peygamberlerin sünnetidir.
Allah (cc), Kur’an-ı Kerim’de tüm insanlığa şu çağrıyı yapar:
“Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin…”
Rızkımızı kazanmak için çalışmak ve Rabbimizin de Peygamberimizin de emirlerine harfiyen riayet etmemiz gerekir.
Bugün herkesin fazla mesai yapması gereken bir dönemdeyiz.
Daha fazla kazanmaya gayret edeceğiz. Hem madden hem manen güçlü olmaya çok ihtiyacımız var.
Bugün temiz su, bir lokma ekmek bulamayan ve bizden yardım bekleyen yüz binlerce kardeşimiz var. Bugün el ele verme zamanı. Bugün cömert olma zamanı. Yaraları sarma vakti. Yine Ensar ve Muhacir gibi diyeceğim.
Kardeşlik İçin Çalışalım
- Cemaatleri, grupları, halkı Müslüman olan ülkeleri eleştirmeyi geçici olarak bir kenara bırakalım.
- Mazlum ve mağdur kardeşlerimizin halini aklımızdan çıkarmadan imkanlarımızı seferber edelim.
- Dünyada siyonizme karşı tepkili olan halkların inanç kimlikler başta olmak üzere farklılıklarını konuşmayalım. Onlara da güzel örnek olarak genişleyelim.
- Asrı saadette olduğu gibi vazifemizi yaparken ve sonrasında Rabbimizden yardım istemeyi ihmal etmeyelim.
- Hem işimizi hem ibadetlerimizi çok ama çok ciddiye alalım. Biz ne kadar gayretli, ne kadar samimi, ne kadar devamlı ve şuurlu olursak o denli ilahi yardım geleceğini ümit ediyor ve hayat kitabımızdan hayati bir uyarıyı tefekkür deryanıza bırakıyorum:
“İnsan için ancak çalıştığı vardır. Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir. Sonra çalışmasının karşılığı kendisine tastamam verilecektir.” (Necm, 53/39-41)
Başta sorduğum sorularla veda ediyorum. Selam ve dua ile…
Nasılsınız kıymetli kardeşlerim?
Günleriniz nasıl geçiyor?
Çalışmalarınızdan memnun musunuz?