Birisi Kalabalık Yalnızlık Mı Dedi?

Birisi Kalabalık Yalnızlık Mı Dedi?

Evet doğrudur âdemoğlu için gidişat kalabalık yalnızlığa doğru gidiyor. Üstelik dindarı, seküleri fark etmeksizin modern dünyanın çoğu fertleri bundan nasibini alıyor. Kimsenin de bu gidişi durdurmaya niyeti yok. Olsa da durdurmaya gücü yetmez.  Korona Virüs ile gelen sosyal mesafe tüm dünyada olduğu gibi bizde de bu sürece ivme kazandırdı. İnsandan kaçan çağımız insanı, sosyalleşmeyi ya dijital dünyanın filmleri, dizileri, oyunlarıyla, ya da kedi, köpek sevgisiyle gidermeye çalışıyor. Gençliğinde kediden, köpekten haz etmeyen şimdilerde kediyi can yoldaşı yapmış, evinin başköşesine alan tanıdıklarım var.  Bu durum modern insanın yalnızlaştığının resmi adeta. İnanılmaz bir hızla artan petshoplar, her marketin ve bakkalın mama reyonu sizin de dikkatinizi çekmiştir. Üstelik dünyanın hemen her yerinde öksüz, yetim milyonlarca kimsesiz çocuk varken patili dostlarımıza rağbet hayret verici. Bu konuyu geçenlerde kedileri için maaşının epey bir kısmını vakfetmiş bir kedi sever tanıdığım ile tartıştım. Yanı başımızda Gazze’nin yetimlerinden, geçtiğimiz yıllarda Almanya’da kaybolan akıbeti belli olmayan 9.000 Suriyeli çocuklardan bahsettim. İnsan yeryüzünün en şereflisi diğer tüm canlılar insana hizmet için varlar dedim. Çevremizde bulunan kimsesiz çocuklar ve yaşlılardan sorumlu olduğumuzu hatırlatıp, yetimlerin kedi köpek kadar değeri yok mu? Diye sordum ne derse beğenirsiniz? “İnsanlardan haz etmiyorum kediler daha vefalı” dedi iyi mi?

Yapılan bir araştırma Japonya’da evlilik yaşı 50 yaşın üstüne çıkmış. 2024 yılının ilk 6 ayında yalnız ve sahipsiz ölümlerin 40.000’den fazla olduğu belirlenmiş. Doğum oranı en düşük, yaşlı nüfusun en yüksek yer Japonya olduğu için Japonya’yı örnek olarak veriyorum. Zira buna ülkemiz de dahil tüm dünyada kalabalıklar içerisinde yalnızlaşanların sayısı her geçen gün artmakta. Sosyal medyada bu durumu büyük bir sorun olarak görenleri ve bu gidişata dikkat çekmek isteyenleri görüyorum. Ancak çabaları nafile! Neden derseniz? “Perşembe’nin gelişi çarşambadan bellidir” demiş atalarımız gidişatımız yaşam şeklimiz, bizi biz yapan aile değerlerimiz maalesef büyük bir sarsıntı geçiriyor. Çok şükür hâlâ güzel ailelerimiz var Allah sayılarını artırsın ancak toplumun geneline bakınca evlenenlerin sayısı düşerken boşananların oranı önceki yıllara göre artmış.

 Bunu net olarak gençlerimiz üzerinden görebiliriz. Gençlerimiz aile büyüklerinin yanında kalmak istemiyor. Şartlarını oluşturunca ayrı eve taşınmayı yalnız yaşamayı tercih ediyor. Öyle ya! ayrı ev onlar için özgürlük demek istediği gibi gezip tozacak eğlenecek, sanal dünyanın karanlık sokaklarında hayatını özgürce yaşayacak. Gençler öyle de yetişkinler farklı mı? Eğitim ve çalışma hayatının getirisi sınırsız haz, sınırsız lezzet birinci önceliği olmuş. “En önemli benim, benim duygularım, benim isteklerim, sen beni mutlu ettiğin sürece benim için anlam ifade ediyorsun” gibi bir tavır ve üslupla kendi konfor alanını garantiliyor.  Tüm bunlar modern dünyanın insanoğluna görsel bir şov olarak sunduğu çoğumuzun da: “aaa bak bu iyiymiş! ” Diyerek hemen alıp hayatınıza uyguladığımız BEN merkezli yalnızlığımızı yaşayarak öğreneceğiz. Konforlu bir hayat tarzını benimseyince kimse kimseyi çekmek istemiyor. Bilhassa evli çiftler bir sorun olduğunda soluğu mahkemede alıyor. Çünkü beraber yaşamak emek, sabır, fedakârlık istiyor. Bireysel özgürlük isteyen bir kişi de fedakârlık yok, sabır yok en önemlisi şükür yok. Ego “BEN” var. Hayatın merkezine “BEN’i alan kimse yalnız kalmaya mahkûm değil mi sizce de?

Evet! neticesi yalnızlık olan bir değişim ve dönüşüm hızla gerçekleşiyor Rabbim bizlerin, neslimizin, cümlemizin Müslüman kimliğimizi korumayı nasip etsin.

Sevgili Peygamberimizin mübarek hadislerinde geçen muhteşem tavsiyesi ile noktalayayım.

“Yalnızlık, kötü arkadaştan hayırlıdır. Sâlih arkadaş ise yalnızlıktan hayırlıdır. Hayırlı şeyleri (amel defterine) yazdırmak, sükût etmekten hayırlıdır. Sükût etmek ise, şerli şeyleri (amel defterine) yazdırmaktan hayırlıdır.”

(Hadis-i şerif, Câmiu’s-Sağîr)

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.