4 Tekerlekli Bir Tsunami “Honda”

Merhaba! Bu yazıyı okumaya başlamadan önce kemerlerinizi bağlanmanızı ve koltuğunuza iyice yaşlanmanızı tavsiye ederim. Çünkü Günümüzün orta segment otomobil piyasasının abisi olan Honda’nın hayatına, başarılarına, bir nevi yaşam öyküsüne gazlıyoruz. Hadi Allah yolumuzu açık eylesin.
1929 yılında Japonya’da bir motosiklet tamir atölyesinde babasının yanında çıraklık yapan Küçük bir çocuğun Soichiro Honda’nın sabah işe giderken kafasının üstünde yanan bir ampul ile başlar her şey. Hepimizin kafasında küçükken o ampullerden yanmıştır muhakkak. Ama bu çocuk biraz farklıydı, onun mekanik olan her şeye ayrı bir zaafı vardı. Bu ampulün yanma sebebi ise yolda giden son model bir “Ford Model T” idi.
Aslında dışardan biz bakınca bu mu lan ampul yaktıran araba deriz. Ama kafa Japon kafası ağabey, e çocuk bir de mekanik olan her şeye hasta olunca şu aşağıda gördüğünüz araba sayesinde Otomobil piyasasının tepesine oturacak ampulü hemen yakıyor kafasında.
Honda’nın bu tıngır mıngır giden arabanın nasıl çalıştığını öğrenmesi gerekiyordu. Ve sadece bununla yetinmeyerek hayallerinin peşinden koşmak için okulu bıraktı ve babasının tamirhanesinden ayrılarak otomobil tamirhanesinde işe başladı. Hem işe olan hevesi hem de hayallerinin de desteği sayesinde kısa sürede işi kavradı hatta namı kendi şehriyle kalmadı diğer şehirlerde anılır oldu. Hayallerinin peşinden koşan Honda kendi dükkânını açmaya karar verdi. Bu dükkânda yarış arabaları ve motosikletleri düzenlemeye başladı. Lakin Honda’nın hayâli herkesin alabileceği bir araba üretmekti. Yıllar öncesinde Model T yi görünce kafasında yanan ampulün sebebi de buydu.
1946 – Soichiro Honda tarafından motor teknolojisi geliştirmek üzere Honda Teknik Araştırma Enstitüsü Japonya’da kuruldu². Şimdi hepimiz ne güzel Honda bir model çıkaracak herkes ondan alabilecek diye sevinçle bekliye dururken Amerika’nın Japonya’ya attığı atom bombalarını hatırlatayım. Çünkü Honda da bundan büyük nasibini tamirhanesinin bombalanması ile aldı ve dükkânının bir kısmı yıkıldı. Artık tamir atölyesinde sadece savaş için gerekli yedek parçaları üretiyordu. Daha belini tam doğrultamadan dükkânın sağlam kalan diğer kısmı da deprem sonrasında çöktü.
Savaşın getirdiği zorluklar ve bütün servetini bağladığı tamirhanesinin de yıkılması sonrası Honda elinde avucunda olanı sattı ve kendisine bir Su deposu aldı. O dönemin en gözde işlerinden birisi olan viski üretimine başladı. Hayallerinden asla kopmayan Honda viski imalatı işinin içine girmiş olmasına rağmen vizyonunun peşinden ayrılmadı. Aradan geçen sürenin ardından 1948 yılında en iyi yaptığı iş olan otomobil ve motosiklet dünyasına tekrardan geri döndü. Dönüşüyle “Honda Motor Company” i resmen 1948’de kurdu.
Honda tekrardan hayallerinin peşinden koşuyordu. Küçük tatlı bir atölyede her şey tekrardan başladı. İlk üretimi küçük sağlam mekanik olarak seri motosikletlerdi. Adımını sağlam atmayı bilen Honda bütün servetini otomobile değil motosiklete bağlamıştı. Böylece otomobil imalatına başlaması için gerekli itibar ve sermaye motosikletleri sayesinde kendisine ulaştı. Aradan geçen 6 yıllık süre zarfı içerisinde Honda sadece motosiklet üretti. Bisikletlere motor entegre ederek kolay ve ucuz bir biçimde ulaşım problemini çözmeye çalışan Honda 50 cc’lik motorlara sahip bir bisiklet üretimine başladı ². 1952 yılında Üretilen motorlu bisikletler ihraç edilmeye başlandı. Hatta İhracat ve yerli pazarda satış o kadar iyiydi ki 1961 yılında Super Cub adı verilen motosiklet modelinin satışı toplam 1 milyona ulaştı. 1955 yılında Japonya hükümeti halkın kendisini toparlanmasına ve yaşam kalitesini arttırmak umuduyla yerli üreticilerden kendi halkı için uygun fiyatta aile arabası statüsünde 4 kişilik yerli bir otomobil üretmesini istedi.
SuperCub Motosiklet
Honda yanına aldığı 50 tane babayiğit mühendis ile bu projeye odaklandı. Ne de olsa karşısında Suzuki ve Subaru gibi Japonya otomobil devleri vardı. İşini şansa bırakamazdı. Sonuç ne mi oldu? Herkes Honda’nın dört kişilik bir aile aracı üretmesini beklerken o tamamen farklı bir proje ile piyasaya çıktı. 7 yıllık bir çalışmanın ardından üzerinde emek harcadıkları Arabaları 1962 yılında Tokyo Otomobil Fuarında tanıttılar.
S-360
S-500
- Arkadan itiş gücüne sahip spor araba
- 4 tekerlekli motor diyebiliriz. Çünkü arkaya gücü aktaran devinimsel bir zincir mekanizması var.
- Mekanik olarak güçlü.
- Güç aktarma bakımından ilginç.
- Kullanım olarak eğlenceli
- Yani genel olarak Honda’nın bir arabada görmek istediği her şeyi bu araçta görüyoruz.
T-360
1955 yılında 50 mühendis ve bir otomobil dehasının, bir aile arabası üretmek amacıyla çıktığı bu yolda Honda Motor Company 7 yıllık süreçte 2 spor Cabrio araç ve bir kamyonet ile görücüye çıktı. Aslında yaptıkları mantıklı bir hamleydi. Çünkü diğer rakipleri aile arabası üretmeye odaklanmış haldeyken onlar spor araba ve kamyonet piyasasında oluşacak boşluğu doldurmanın daha mantıklı olduğunu düşünerek spor araba ve kamyonete ağırlık vererek bu yarışı farklı kulvara taşıdılar. Bu alanda ilerlemenin balını kaymağını yiyen Honda işleri artık yoluna koymuştu. Ve artık o da motosiklet alanında yakaladığı başarıyı otomobil alanında yakaladığını dünyaya göstermek istiyordu.
1964 yılında hazırlanan ve üretimi bizzat Soichiro Honda’nın yönetiminde olan bir canavar tasarlandı ve bununla Dünya Formula 1 yarışlarında boy göstermeye başladı.
RA271 (canavar)
Yaşı gereği işlerden elini çeken Honda yönetimi şirketin üst düzey yöneticilerine bıraktı.
Soichiro HONDA
İşte bizim Honda tarihinde “Ah be amca niye bıraktın.” dememize sebep olacak modeller piyasaya çıkmaya başladı. Şirket yönetimi Soichiro Honda’nın tasarımlarından eğlenceli ve mekanik yapısından uzaklaşmaya, daha az yakıt tüketen, görünüm olarak sıkıcı araçlar üretmeye başladı. Bu süreç dâhilinde güzel şeylerde oldu tabi ki. Markanın tarihinde büyük rol oynayan Civic model de 1972’de üretilmeye başlandı. Civic modelinin tutulmuş olması ve müşteriyi memnun etmek isteyen Honda Motor Company bir üst segment olan Accord modelini 1976’da satışa çıkardı. Aslında sıkıcı binek otomobil üretmeye başlayan firma müşteriyi bunlarla tatmin ettiğini sanıyordu, ama müşterinin gönlünde Honda’nın ruhunda yatan eğlenceli, mekanik, güçlü spor arabalar vardı.
Honda Civic 1972
Honda Accord 1976
Honda Motor Company dışarıya oldukça açılmış ve artık bir dünya devi olma yolunda ilerlemekteydi. Hem motosiklet alanında hem de otomobil alanında güzel işler çıkarıyordu. Hatta 1986 yılında ABD’de zengin müşterilere Lüx araç sunabilmek için ACURA markası kuruldu.
1988 yılında Honda artık kendini geliştirdiğini bizlere VTEC (Variable-valve Timing and Electronic-lift Control) motor teknolojisini tanıtarak kanıtladı. Bu teknoloji sayesinde diğer rakiplerine artık dikiz aynasından bakıyordu. Çünkü VTEC sistemi sayesinde, emme supaplarının hem açılma zamanı hem de açılma miktarı arttırıldı. Daha uzun süre açık kalan supaplar sayesinde, silindire daha fazla oksijen girdi ve motor torku (çekişi) arttı. Atmosferik (turbosuz) motorlarda bu kadar yüksek motor gücünün elde edilmesini VTEC sistemi sağlamıştı. Bu başarısını devam ettirmek isteyen Honda hemen bir sonraki yıl 1989’da Dünya’nın ilk önden çekiş kontrol sistemi duyuruldu ve artık eski spor araba sevdalısı Hondacı tayfa ümidini farklı markalarda aramaya başlamıştı. Arkadan çekişli olan araçların eğlencesi ve kontrol şekli daha sportif ve daha eğlenceliydi. Ayrıca Acura modeli ABD’de en çok satan model oldu.
VTEC MOTOR
Honda motor Company 1994 yılına geldiğinde 1988 de üretmeye başladığı VTEC motor sistemini artık o kadar geliştirmişti ki arabalarındaki şanzıman sistemi düşük performans göstermesine sebep oluyordu. Böylece 1995 yılında VTEC motora uygun CVT (Continuously Variable Transmission) şanzımanı duyurdu ve araçlarda kullanmaya başladı. CVT şanzımanda dişli bulunmamaktaydı.
Yani namı diğer “Sonsuz Kademeli Şanzıman” Onun yeri konik yapıda makaralar ve bu makaraların yalnızca üst ve alt sınırı belliydi. Onun dışında bu üst ve alt sınır arasında teorik olarak sonsuz vites bulunuyordu. Bu sayede aracın hızına bağlı olmaksızın yalnızca motor hızına bağlı kalarak sistem en uygun vites seçimini yapabilmekteydi.
CVT ŞANZIMAN
Nerdeyse 30 sene boyunca işler böyle gitti ve Honda Motor Company özünden bayağı bir uzakta işler yaptı. İşler büyüdü, dünya çapında Japon devi olarak isim yapıldı. Motor ve şanzıman alanında en baba devrimler yapıldı ama asıl Honda ruhunu bekleyen müşteriler artık eğlenceli olan spor arabayı Honda’dan beklemiyordu. Ama Honda Motor Company 1995 yılında Tokyo otomobil fuarına öyle bir araç ile katıldı ki, eskisi yenisi tüm Honda severler şöyle bir bakıp “işte bu abi” dediler.
Honda Sports Study marka konsept bir araç ile Honda asıl DNA’sına kurucusu Soichiro Honda’nın amacına geri dönmüştü. Bu model asil görünümü, göz alıcı yapısı ve üstü açık olması ile adeta izleyenlerin gözlerinde kalpler çıkartıyordu. Bu konsept modelde 2 litrelik 5 silindirli VTEC motor bulunuyordu. 4 yıl boyunca bu model tüm dünyada ilgi gördü ve satış rakamlarını alt üst etti.
Bu olay firmanın aklını başına getirdi diyebilirim. Sports Study model aracın çok sattığını, asıl mevzunun Honda’nın damarlarında akan eğlenceli, mekanik, spor araba kanı olduğunu anlamaları hem geç hem de güç oldu. Böylece Honda markası kuruluşunun 50. Yıl dönümünde bombayı patlattı ve takvimler 1999 gösterdiğinde S-2000 artık gözler önündeydi.
Honda S-2000 tam manasıyla geçmişine verdiği değeri ve köklerine olan bağlılığını hatırladığını unutmadığını göstermekteydi. Araba ismini 2 litrelik F20-C motorundan almaktaydı. Bu motor öylesine güçlü bir yapıya sahiptir ki kendi emsallerinden kat kat daha yüksek fiyata satılan Ferrari marka araçları bile piste gömmekteydi.
HONDA S2000 – S2K
F20-C o dönem için inanılmaz sayılabilecek teknik özelliklere sahipti! Alüminyum motor bloğu, dövme alüminyum pistonlar, v-tec motor, fiberle güçlendirilmiş metal silindir gömlekleri, daha düşük sürtünme için üretilmiş molybdenum piston etekleri. 2 litrelik motordan 234 beygir güç çıkarttılar. 247 beygire kadar çıkan versiyonu da vardı.
Yani bu litre başına neredeyse 125 beygir güç demekti. Bu rakamlarla F20-C fabrika üretimi, turbosuz en güçlü motor oluyordu ve bu ünvanı 2010 yılında Ferrari 458 çıkana kadar elinde tuttu.
S-2000 olabilecek en doğru zamanda Honda’nın F1 deneyimlerinden faydalanılarak üretilmişti. Erişilebilir spor araba Rönesans’ı yeniden başladı diyebiliriz!
5 yıl sonra Honda 2. Nesil S-2000 tanıtıldığında arabadaki en büyük değişiklik aslında motordaydı. F20-C gitmiş yerini F22-C1 gelmişti. 60’lardaki gibi yeni gelen modellerde daha büyük bir motor vardı. 2.2 litre! Bir başka farklılık da piston ömürlerini uzatabilmek adına red-line ve yakıt kesici limitlerinde yapılmıştı. F20-C’de red-line 8800’deyken, cut-off 9000 devreye giriyordu. f22-C’de red-line 8000 ve cut-off 8200 devire çekilmişti.
F22-c
Sadece motoru ve Teknik özellikleri ile değil, görünüşü ile de S2000 oldukça göz alıcı bir arabaydı! Bu ihtişamlı gövdenin altında da X-bone adını verdikleri inanılmaz güçlü bir şasi vardı. Güçlü motor, kuvvetli şasi, inanılmaz derecede dudak uçuklatan bir tasarım. Üretiminin 10. yılı geldiğinde Honda S-2000’nin çok uzun bir ömrü kalmadığının farkındaydı. Kısa ömrünü biraz daha uzatmak adına birkaç özel versiyon ürettiler. S-2000 Club Racer!
Club Racer sadece motoru geliştirilmiş bir model değildi. Aynı zaman da çok hafifti. Yedek lastik çıkartılmıştı, klima ve radyo bile opsiyonel olarak sunuluyordu! Kazandıkları ağırlık ise sadece 41 kiloydu ama bu kadar hafif ve bu kadar güçlü bir otomobilde bu 41 kilo bile çok şeyi değiştirebilir. Gerisini siz düşünün! Bundan sonra S-2000’nin gidebileceği tek yer bir TypeR olabilirdi ama bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Virajlarda yol tutuşu arttırması için özel üretim ön ve arka spoilerlara sahipti.
S2000 CLUB RACER!
2008 ekonomik krizi sonrası bu tip arabalara olan ilgi azaldı. Ama Allah’tan diğer markalar gibi SUV ile yatıp kalkmıyorlar Türkiye’de satılan bir Honda efsanesi NSX ile DNA’larında bulunan o eğlenceyi yeniden buldular! Ama bugüne kadar üretilmiş en Honda gibi Honda modeli nedir dersiniz hiç şüphesiz hemen hemen herkes S-2000 diyerek cevap verecektir.
Honda NSX
Dipnot:
1-)http://www.arabalar.com.tr/honda
2-)http://www.arabalar.com.tr/honda
3)https://m.youtube.com/channel/UCgpWUPpyrUtCuKYFCpTHstA (Biz araba sevdalılarını arabalar konusunda bilgi yönünden bizlere en büyük iyiliği yapan Bilmemen Ayıp (YouTube)kanalına teşekkürü borç bilirim)