VEFA MI, İHANET Mİ

VEFA MI, İHANET Mİ

Bir insan neden bir sabah kendisinin kabuklu, bol ayaklı, kafası koptuktan sonra bile bir süre daha yaşayabilen, ardında yapışkan bir sıvı bırakan, çöple beslenen, koloniler halinde yaşayan bir haşerata dönüşmüş olarak uyandığını tahayyül eder? İnsan, ufacık bir sesten, ışıktan ürperip antenlerini oynatan, hızlı hareketlerle kaçan, öyle az etkili ilaçlarla, yumuşak bir terlikle falan canını teslim etmeyen mutlaka sert bir cismin haşin darbesiyle ya da kuvvetli bir ilaçla ölen, bizim açımızdan bakılınca herhangi bir sevimli özelliği bulunmayan ancak olması gerektiği yerde bulunursa yani pis ve rutubetli ortamda yaşarsa yediği atıklarla, temizlediği hava ile faydalı olabilen bir canlı türüne zorunluluk olmadan kendi seçimiyle dönüşmeyi niçin tercih eder? Gerçi böcek olarak bile olsa yine de tercihini var olmaktan yana kullanması da önemli muhakkak.

Zorunluluk

Yazarın bu seçiminin sebebi yaşadığı hayat mı, yaşamak istediği hayat mı? Yoksa dünyanın en büyük katedrallerinin, kiliselerinin bulunduğu Prag’da Yahudi olarak yaşamak mı? Büyüklüğün, ihtişamın Hristiyanlığı tebliğ değil adeta dikte ettiği bu şehirde zayıf bünyeli ve hassas ruhlu bir azınlık olmak mı? Devasa aziz heykellerinin gölgesinde dini ve toplumsal değerlere çok ta bağlı olmayan bir birey olmak mı? Acaba hangisi her an ezilme korkusu ile yaşayan bir böcek olma fikrini uyandırdı Kafka’ da? Musevi bir ailede Yahudilerin sürgünlerini, acılarını, Yehuda’nın hiç bitmeyen öfkesini, cezalarını, kıskançlıklarını, emir-yasaklarını, insanla kavgasını dinleyerek mi büyüdü? Bu gazabı rahmeti geçen Tanrı karşısında öfke ve korku duygusuyla küçüldü mü Kafka? Kalın ve sert kabuklu bir varlığı seçme sebebi bütün bunlara karşı bir kabuk örüp etkilenmemek mi acaba? Ya da kendisine bunu yapanlardan yani Tanrı, baba, patron, toplum ve aslında tüm kural koyuculardan onlarda tiksinti uyandırarak intikam almak mı?

Tercih

Hayır, ayakkabılarını boyamıyorum! diyerek fırça kullanmasını beceremeyen efendileri çaresiz bırakma isteğini bu şekilde bir pasif direnişle mi göstermek istemiştir? Evin babası olmadığı halde evin tüm sorumluluğunu almaktan, ailenin kurtarıcısı olmaktan kurtuluş için bir liman mıydı bu tercih? Öyle ya hiç kimse bir haşerattan sadakat, güler yüz, fedakârlık, para beklemez. Belki de İtip beni, balıma dadanan bu çağı sevmedim, diyen Gülten Akın’ın isyanının Kafkacasıydı Gregor Samsa. Belki de sadece “İnsanların çıkarlarına hizmet etmediğinizde size böcek muamelesi yaparlar, istemediğin bir hayatı istemediğini söyleyemezsen istemediğin bir şeye dönüşürsün,” uyarısını bırakmak istedi insanlığa.

Bu soru işaretlerinin cevapları hep müphem kalacak. Çünkü Kafka ve kahramanı Samsa hayat sahnesinden ineli çok oldu. Kesin olan ise Kafka ölmeden önce en yakın arkadaşı Max Braud’a yazıtlarının yakılmasını vasiyet etti ama Max verdiği sözü yerine getirmedi. Samsa yaşadığı hayattan böcek olarak, böcek olmaktan var olmayarak kurtulabildi ama Samsa’nın yazarı Kafka öldükten sonra bile önemsiz bir haşerat muamelesi görmeye devam ediyor. Okuduğumuz her Kafka satırı Kafka’nın iradesine ihanet değil midir? Bazen böcek gibi hissetmemizi sağlayanlar aslında “bizi bizden daha çok düşündüğünü” söyleyenler değil midir? Bazen yüreğimizin sesi hakikatin sesinden daha gür değil midir?

 

Yazar: Franz Kafka

Çevirmen: Ahmet Cemal

Yayınevi: Can Yayınları

İlk Baskı Yılı: 2001 Sayfa sayısı:104

 

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.