SOSYOLOJİK SİYER- Ramazanda Ne Yapmalıyım?

SOSYOLOJİK SİYER- Ramazanda Ne Yapmalıyım?

Mübarek Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı ay, bereket ayı oldu.

“Bizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç bize de farz kılındı.”

Bu özel ibadet de Ramazan ayında.

Sahuru, seheri, iftarı, teravihi, fitresi, zekatı ve mukabelesiyle en zengin ay oldu, on bir ayın sultanı.

Böyle güzel bir ayı ihya etmek, hem kendimize hem de amel defterimize iyi gelecektir.

Her yıl nasıl bir Ramazan geçirelim yazıları yazıyorduk.

Ramazan ayında yapılması gerekenleri hatırlatıyorduk.

Bu sene Ramazan’da neler yapmayalım konusunu ele alalım diye düşündük.

Ah Nerede O Eski Ramazanlar Demeyelim

Ramazan ayı bizim için birçok fırsatı içerisinde barındırırken, insanların en çok konuştuğu şey, özlem dolu ifadeler taşıyan hatıralar anlatmak.

Arkasından da artık bir söz ve özlem klasiği olan nerede o eski Ramazanlar cümlesi ile bağlanan muhabbetler.

Gelin bu mübarek Ramazan ayında eski ile avunmak şöyle dursun, yeni Ramazan’ın ihyası eskiden daha güzel olsun diye çaba ve gayret sarf edelim.

Emin olun yapacağımız o kadar çok ve güzel iş var ki eskiyi anmaya ve geri dönüp bakmaya fırsatımız dahi olmayabilir.

Dilimizi Serbest Bırakmayalım

Şeytanların zincire vurulduğu zaman dilimlerinde biz yeni şeytanlar üretmeyelim.

Başka bir ifade ile biz şeytanın hasletlerini uygulamayalım.

En başta kalbimizi Ramazan’ın kalbi olan Kur’an ile birleştirelim, düşüncelerimizi vahyin eline bırakalım.

Amellerimizin dilim dilim doğranıp çöpe atılmaması için dilimize sahip çıkalım.

Yalan bizim semtimize dahi uğramasın.

Dedikodu bizden ebediyen uzak olsun.

Gıybet, köyümüzden, kasabamızdan, ilçemizden, şehrimizden ve ülkemizden uzak olsun.

İftira mı? Olmaz olsun.

Bu Ramazan dilimiz her zamankinden daha Müslüman olsun.

Şeytanlardan uzak, Rahman’a yakın bir Ramazan için, dilimiz, kalbimiz, halimiz diri olsun.

Her daim hürriyet sevdalısı olan bizler, dilimize, gönlümüze haramı yasak edelim.

Orucu Tutmuş Gibi Yapmayalım, Tutalım

Oruç tutmak, sahurla iftar arasını gözetmek, yasaklardan uzak durmak anlamında bir adımla bin adım öteye geçmeli.

Yemeden, içmeden ve cinsi münasebetten uzak duran nefsimize ve bedenimize her türlü münasebetsizliği yasak edelim.

Öyle bir zaman planlaması ve ihyası yapalım ki ne boşluğumuz olsun ne de boş lafımız.

Biz başkalarını yargılamayı, cehenneme göndermeyi maalesef başaran insanlarız, bizden başka herkesin hesabını tutuyoruz.

Bu Ramazan sadece ve sadece kendi hesap defterimizi açalım, ömür muhasebesi yaparak gereğini yerine getirelim.

Tövbe ve istiğfara dizayn verelim.

İftarımız Eleştirilen İftarlardan Olmasın

Bu Ramazan ayında peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin uyarısına kulak verelim.

“Zenginlerin çağırıp fakirlerin çağırılmadığı iftarlar, iftar yemeklerinin en kötüsüdür.” uyarısını bütün hücrelerimizde hissederek yaşayalım.

Hatta bu Ramazan gelin Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi, Filistinli kardeşlerimizi, Suriyeli kardeşlerimizi, kısacası dünya mazlumlarını soframıza davet edelim.

Onları belki bedenen soframıza getiremeyebiliriz ama bizler onlara Ramazan iftarlarını verebiliriz. Sofralarımızda çeşit çeşit ve abartılı yemeklerden uzak durarak maddi desteklerimizi daha yoğun bir şekilde mazlum kardeşlerimizle paylaşabiliriz.

Teravihten Kaçmayalım

Ramazan ayı, içerisinde bir çırpıda sayamayacağımız kadar güzellik barındırır.

Bunlardan bir tanesi de teravih namazıdır.

İftarla mutluluğu, huzuru yakalamış bedenimize ve ruhumuza tatlı olarak Teravih namazı ikramı ne kadar da güzel olur değil mi?

Belki her zaman camiye gidemeyebiliriz ama evimizde de olsa Teravih namazını kılmaya gayret gösterelim.

Efendimiz aleyhissalatu vesselamın sünnetine sımsıkı sarılalım.

Sekiz mi, yirmi mi tartışmalarından uzak durarak, gönül huzuruyla huzura varalım.

Sanki yaşayacağımız Ramazan son Ramazanımızmış gibi davranalım.

Rabbimiz celle celalühu nasip ederse bir de itikaf ekleyerek, Ramazan-ı Şerif’i tadından yenmez hale getirelim.

Kur’an Ayında Hayat Kitabımızdan Uzak Kalmayalım

Rabbimizin; nasıl yaşayacağımızı, nelere dikkat edeceğimizi, yapacaklarımızı ve uzak durmamız gerekenleri bildirdiği hayat kitabımızı sadece Arapça okuyarak mukabele yapmak çok da yerli yerince bir okuma olmayabilir.

Bir öğrencinin ev ödevine olan hassasiyeti şeklinde, anlamıyla buluşup anlamlandığımız bir Ramazan, ömrümüzün ve ahiretimizin bayram olmasına vesile olacaktır.

Her zamankinden daha zor bir zamanda Ramazan geçirecek olabiliriz.

Mazlumların sayısının arttığı bir zamanda maalesef gamsızların sayısı da arttı.

Müslümanların vahdeti için lazım olan şey Kur’an-ı Kerim’e sımsıkı sarılmaktır.

Ramazan ayı bir fırsat ayıdır.

Mazeret üretmeden yaşamaya, değerlendirmeye gayret edelim.

Rabbimiz bizleri Ramazan ayı gibi mübarek eylesin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.