SOSYOLOJİK SİYER- Önderimizden (sav) Bize Haplar

SOSYOLOJİK SİYER- Önderimizden (sav) Bize Haplar

Yaşadığımız dönem, sözüm ona eğitimin, bilimin ve tekniğin zirve yaptığı bir zamanmış.

Öyleyse neden dünyamız bu kadar karanlık? Aydınlatsalar ya bizleri!

Neden hâlâ çocuklar bombalarla uyanıyorlar, çalar saat yerine? Sahi annelerin gözyaşlarından neden boğulacak hale geldik?

Peki, zengin müstekbirler niye doymuyorlar? Dünyayı yemelerine rağmen?

Niye kainatın yaratıcısını göremiyor sözde dünyaya ışık tutanlar? Eğitilmedi mi yoksa diplomalılarımız? O kadar okuyup da cahil kalanları niye eğitmedi modern ve yüksek kaliteli eğitim sistemleri?

İki yıldır dünya acizliği, zavallılığı ve hastalığı yaşıyor. Nerede derdimize derman olacak haplar?

Nefsani hazları için insan öldürmek dahil tüm iğrençlikleri yaşayan ve yaşatan hasta beyinlilere bir hap öneriyoruz. Kesin çözüm içerir. Yan etkisi yok, can etkisi çok.

Her kullanımda yeni oksijen sahaları açılıyor ve manen uçuyorsunuz. Derdiniz dert olmaktan çıkıyor ama yeni dertleriniz oluyor, gıpta edilesi dertler.

Yokluk ve çokluk, açlık ve tokluk bir oluyor.

İşte hiçbir poliçe veya sağlık karnesi istemeyen reçete: Allah’ın dinini Allah’ın Elçisi gibi yaşamak…

Mentörümüz / Manevi Doktorumuzdan Her Gün Kullanılacak Haplar

Abdullah b. Ömer (ra)’den rivayetle, Rasulullah şöyle buyurdu: “Dünyada gurbetteki biri veya yolcu gibi ol!” (Buhârî, Rikâk, 3) Bu ilaç kullanılınca / bu nebevi ilke hayatımıza yerleşince inanın binden fazla derdimize deva gelecek.

Kendimizi bir yolcu gibi düşünelim. Bir aylığına memleketimizden çok uzak bir şehre gidiyoruz.

Valizimizde neler olurdu? Ya da kaç valizimiz olurdu? Günlük giyeceğimiz kıyafetlerden başlayarak doldururduk çantalarımızı.

Varsa okuyacağımız kitapları, diş macunu ve fırçamızı da unutmazdık. Saymakla bitiremeyeceğimiz kadar çok malzeme koyardık bavulumuza, bir aylık yolculuğumuz için.

Gideceğimiz güzergâh, varsa arabamızın bakımı da önemli. Bir ay içerisinde kimlerle nerede görüşeceğiz? Görmek veya görüşmek istemeyeceğimiz insanlardan uzak durma planları da hazırlanmalı.

Dinlemek istediklerimiz ve dinlenme zamanlarımız da tespit edilir yolculuklarımızda. Hazırlığını yapmayı bırakın, yazmasının dahi epeyce zaman aldığı yolcu ve seyahatnamesi aslında yukarıda zikredilen hadisin mesajıyla hatırı sayılır bir zaman içermemektedir. Aynı zamanda “biraz acele et, hayatı yaşamada” anlamına da gelir.

Dünyada her yolculuk aynı zamanda yeni yolculuklara da anahtar olmaktadır. Yeni açılımlar ve yeni güzelliklerle karşılaşmak ve tanışmaktır her yeni yer değişimleri.

Asıl Yolculuğa Hazır mıyız?

Ana yemeğin bilindiği yerde ara sıcak veya soğuk mezeler hatta çorbalar dahi hızlı geçiş sürecinin dolgu malzemeleridir. Ana yemek geldiğinde ise sofranın tamamını donatan yemek kırıntıları sadece ve sadece işgalci konumundadır. Bu kadar acıktırıcı laf salatası ardından gelelim ana çıkarımlara…

  1. Dünya hayatında yolcuyuz ve ahiret son duraktır. Son durak dünya yolculuğunda dur kalk yapılan gibi değil, ebedi kalınacak yerdir. Amel defterimiz orada salih ve sadıklarla konaklamak için yeterince iyi doldurulmuş olmalı.

 

  1. Orada çalışmak yok ancak buradaki çalışmalarımızın sonuç kısmı var. Yani karne zamanı. Okul bitti. Bütünleme var diye beklemek nafile. Ancak rahmeti hak edersek kurtuluş ümidi var.

 

  1. Dünyada bize verilecek bir ödül olduğunu bilsek, zaman ve zemini ayarlar, gecikmeden gider, alır ve havamızı atarız. İşte yolculuk sonu ödül büyük, hazırlık da ultra büyük olmalı.

Kısacası, yolcuyuz…

Yol kısacık…

Duracak zaman yok ve her an yolculuk bitebilir.

Hayırlı yolcuklar.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.