SOSYOLOJİK SİYER – Kendi Anlatımlarıyla Rasulullah’ı Tanımak

SOSYOLOJİK SİYER – Kendi Anlatımlarıyla Rasulullah’ı Tanımak

Günümüzde ilgi çeken kitap türlerinden bir tanesi de biyografi ve otobiyografi kitaplarıdır. Özellikle ilginç, çok başarılı, mutlu ve insanlara farklı gelen yaşam öykülerini okumak, yaşadıkları hayat tecrübelerinden kazanımlar elde etmek çok önemli ve değerlidir. İnsanlar arasında bir grup var ki onların yaşamları sadece tecrübe ve farklılık arz etmez. Onlar Allah’ın (celle celaluhu) yeryüzünü manen imar ve iskân etmek için görevlendirip yaratılmışlar içerisinde belki de imtihanları en ağır olanlarıdır. Bu grup peygamberlerdir.

Peygamberlerin hatemi / sonuncusu olan Efendimizin aleyhisselam hayatı en çok yazılan ve okunan hayattır. Biz bu makalemizde Efendimizi kendi dilinden tanımaya gayret edeceğiz. Bugünlerde alışılagelen yaşam öykülerinden ve yazılış şekillerinden çok daha farklı bir tarzda bir otobiyografi okuyacağız. Tarihsel ve kronolojik ya da okul ve sertifikaların bahsinin geçmediği, dünya ve ahiret başarılarıyla dolu bir hayat öyküsü okuyacağız.

  1.  Peygamberler Kardeştir

Aralarında asırlar olsa bile asılları Adem’e aleyhisselam dayanan bütün peygamberler iman ve dava kardeşleridir. Hz Peygamber aleyhisselam “Meryem oğlu İsa’ya en yakın olanınız benim. Zaten bütün nebiler, anneleri ayrı babaları bir evlattırlar”1 buyurarak, mekândan ve kan bağından önce dava kardeşliğini öne çıkarmaktadır. Birbirini gören peygamberler olsa da büyük bir kısmı görüşmeden aynı ilahi emirle insanlığın hidayeti için mübarek zamanlarını ve emeklerini sarf ederek ortak bir kutsal davanın kardeşi oldular.

  1. Nezir-i Uryan

Peygamberlerin ve peygamberimizin en önemli vasıflarından biri de insanların tam idrak edemediği dünya ve ahiret tehlikelerine karşı muhataplarını uyarmaları ve korkutmalarıdır. “Çıplak uyarıcı” manasına gelen “nezir-i uryan” tabirini birazcık tefekkür ettiğimizde, Efendimizin zor zamanlarda başladığı tebliğ vazifesinde hiçbir kimsenin tehdit ve kınamasından korkmayıp mesajlarını net ve zamanında ulaştırdığını görüyoruz. Buhari’nin naklettiği hadisi şerif bu konuyu bize net bir şekilde anlatır;

“Benim ve Allah’ın benimle gönderdiklerinin durumu bir topluluğa gelen ve şöyle diyen adamın durumu gibidir: Şurada (yakında) iki gözümle bir ordu gördüm, ben gerçekten çıplak bir uyarıcıyım, kaçınız, kurtulunuz! Bunun üzerine (kavminden) bir grup ona itaat eder, acelesiz ve telaşsız bir şekilde yürür ve kurtulurlar. Bir grup da onu yalanlar. Düşman kendilerini sabaha bırakır ve köklerini kazır.”2 Bizim için de en güzel uyarıcı olma özelliğini sürdüren Rasulullah efendimizin, ikaz ve önerileri hayatı denge de yaşama ve ahirette hesabımızın kolay olması açısından son derece önemlidir.

  1. Koruyan-Kollayan Rahmet Peygamberi

İnsanlar içerisinde karakter ve ahlaken zirve olan Peygamberimiz bir misalinde kendisini ateş tutuşturucuya benzetmektedir; “Benim durumumla halkın durumu; ateş tutuşturan bir adamın durumu gibidir. Ateş etrafına ışık saçınca kelebekler kendilerini ateşe atmaya başlar. O adam ise onları oradan çekip kurtarmaya, onlara (bu konuda) üstün gelmeye çalışır. Fakat onlar ona (ateşe doğru) hücum ederler. Bende ateşten sizi kurtarmak için eteklerinizden tutanım. Oysa onlar (insanlar) ateşe atılmaya çalışıyorlar.” [3]

Hayat kitabımızı yaşayarak örnekleyen en güzel önder Efendimiz aleyhisselam insanlık için bulunmaz bir nimettir. İnsanların ateşe girmek için sürat yarışı yaparcasına koştukları dünyamızda, bizleri ateş etrafından uzaklaştıracak hayat, Rasulullah’ın hayatıdır.

Ateşin tehlikesini anlayıp, ahiretin en güzel konaklama tesisinde ebedi kalmak isteyenlerin, asrı saadette kendilerine modelledikleri hayat, bizim bildiğimiz ama yaşamakta çok ama çok gevşek davrandığımız, dünya ve ahiret huzurunu sağlayacak olan Âlemlere Rahmet efendimizin hayatıdır.

Siyer-i Nebi’yi, hikâye ya da roman gibi yazmaktan, anlatmaktan ve okumaktan vazgeçmeliyiz. 571-632 yılları arasında yaşanan hayatı illa ki kronolojik bir akışla okuma zorunluluğumuz yoktur. İnsan hastalandığında teşhis ve tespit yaptırmadan tedaviye başlamaz. Manevi hastalıklarımıza da gereken ihtimam gösterildiğinde başvuracağımız ilk tabibimiz Rasulullah Efendimizdir. Cehalet asrının ağır hasta insanları cennet koşusunda derece yapacak kadar sağlıklı yaşama kavuştular. Biz de başarabiliriz. Rabbim en güzel sona bizleri de koştursun.

Not: Rabbim nasip ederse Rasulullah Efendimizi kendi dilinden tanımaya devam edeceğiz.

DİPNOTLAR

  1. Sahih-i Buhari, 4. c. 142, Enbiya, 48. Hadis
  2. Sahih-i Buhari, 7. c.186, Rekaik, 26
  3. Sahih-i Buhari, 4. c. Enbiya, 40
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.