ŞEHİD

ŞEHİD

Allah yolunda şehitliğin fazileti

Şehide, şehit adının verilmesinin sebebi şehidin cennetlik olduğuna şahitlik edilmiş olmasıdır. Şehit -Rabbi katında yaşıyor,  O’nun huzurundadır. Şahittir yahut ölümü esnasında melekler de şahit ve hazır olur. Zikredilen faziletleri elde edecek olan şehit savaş esnasında düşmanla kaşlaşırken öldürülen kimsedir.

İman ve akide uğrunda canını feda etmek, ihlas ve fedakarlık derecelerinin en yükseği ve imanın sağlamlığının en açık delili, Allah tealanın ebedi cennetlerine, onun rızasına kavuşmaya giden yoldur. Her devirde ümmet yahut cemaatler kendilerini, ülkelerini müdafaa etmek, mukaddesatını, hürmet edilmesi gereken şeylerini korumak için çok sayıda evladını feda etmeye muhtaçtır. Ümmet ve İslami cemaatler için izzet, şeref ve heybetle bu yoldan geçilmeli; böylece hedef gerçekleşmektedir. Şeref ve varlık gerektiğinde kanla korunmalıdır. Tabi gaye rıza-i bari olmalı. Her şeyde hukuk olduğu gibi savaşta ve şehitlikte vardır.  Kur’an ve sünnetteki hukuk kurallarına göre şehit, şehit olur. Kişi ve kişilerin şehit dediği değil, Allah’ın şehit kabul ettiğidir şehittir. Çünkü şehitlik ilahi bir mevhibedir.

Allahu Teala şehide en güzel müjdeyi Kur’anı Kerim’de vermiştir. Allahu Teala şöyle buyuruyor: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma; bilakis onlar Rableri katında diridirler. Allah’ın lutfu ihsanından kendilerine verdiği ile hepsi şad olarak cennet nimetleri ile rızıklanırlar.” Al-i İmran (169-170)

“Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat sizler iyice anlayamazsınız.” Bakara (154)

Ancak onların hayatları cesetle değil, özel bir hayat olup akıl ile değil vahiy ile anlaşılır.

Peygamberimiz aleyhisselam ise şöyle buyuruyor: “Cennete giren hiçbir kimse velev dünya üzerindeki her şey kendisine verilsin, dünyaya dönmek istemez. Ancak Şehid müstesna. Göreceği ikramdan ötürü tekrar dünyaya döndürülüp on defa daha öldürülmeyi temenni eder.” Buhari

“Şehidin borcu dışında bütün günahları mağfiret olunur.” Müslim.

Şehidlerin faziletleri sonsuzdur. Peygamberimiz Aleyhisselam şöyle buyuruyor: “Şehid öldürülme acısı olarak ancak sizden birinizin çimdiklenmekten duyduğu acı kadar bir acı duyar. Şehidin yedi hasleti vardır.

  1. Daha akan kanının ilk damlasında bağışlanır.
  2. Cennetteki yerini görür.
  3. Kabir azabından korunur.
  4. En büyük korkudan (kıyamet korkusundan) emin olur.
  5. Başına öyle bir vakar tacı konur ki, dünyadaki her şeyden kıymetli olur.
  6. Hurilerden yetmiş üç hanımla evlendirilir.
  7. Allah’ın izni ile yakınlarından yetmiş üç kişiye şefaat eder.” Tirmizi

Rivayet edilir ki; Kıyamet günü Allahu Teala: “Çağırın bana seçkin kullarımı” buyurur. Bunlar kimlerdir Yâ Râb Diye sorarlar. Allah teâlâ cevaben: Canlarını mallarını feda edip, kanlarını akıtan şehidlerdir, buyurur.

Böylece şehidler kılıçları, boyunlarında olduğu halde ol Rabbul izzetin huzuruna getirilirler. Sonra cennetteki meskenlerine yerleştirilirler. Hz. Ali’nin şehidlik sancağı dikilir. Bütün şehidler orada toplanır.

Bir çok hadiste hangi durumda bir müslümanın şehid olacağı konusuna açıklık getirilmiştir. Bir hadiste canı malı ve namusu uğruna ölen kişinin şehid olacağı bildirilmiştir. İslam hukukçuları ilgili hadislerden yola çıkarak dünyevi ve uhrevi hükümler bakımından şehidleri üç kısımda değerlendirmişlerdir.

  1. Hem dünya hem ahiret hükümleri bakımından şehid sayılanlar. Bunlar Allah yolunda savaşırken öldürülen kişilerdir. Kamil manada şehid bunlardır ve bunlara hükmi şehid denilir. Bütün şehidler yıkanmaksızın, kanlı elbiseleriyle defnedilir. Elbiseleri onların kefeni yerine geçer, üzerindeki silah ve başka ağırlıklar alındıktan sonra cenaze namazı kılınarak defnedilir. Diğer üç mezhebe göre şehidlerin yıkanmasına gerek olmadığı gibi üzerlerine cenaze namazı kılınmasına da gerek görülmemesi, yine şehidin elde etmiş olduğu yüksek mertebenin ifadesidir.
  2. Sadece dünya hükümleri bakımından şehid sayılanlar. Kalbinde nifak bulunmakla yani münafık olmakla birlikte, dış görünüşü itibariyle Müslüman olduğuna hükmedilen ve Müslümanların saflarında bulunduğu sırada düşman tarafından öldürülen kişiler bu grupta yer alır. Bunlar dünyada yapılacak işler bakımından şehid muamelesi görür. Yıkanmaz, namazı kılınır ve elbisesi ile defnedilir.
  3. Sadece ahiret hükümleri bakımından şehid sayılanlar: Allah yolunda şavaşırken aldığı bir yaradan dolayı o anda değil de daha sonra ölen kişiler bu grupta yer alırlar. Ayrıca hadislerde şehid oldukları bildirilmekte olan, yanlışlıkla veya haksız yere öldürülen kişi yangında, denizde veya göçük altında can veren kişiler. Veba kolera, sıtma gibi yaygın ve önlenmesi zor hastalıklar sebebiyle ölenler ilim tahsili yolunda helal kazanç uğrunda ölenler, ahiret şehidirler.

Can, mal ve namusları uğrunda ölenler, loğusa iken ölen ve cuma gecesinde ölen kimseler de bu grupta yer alan şehitlerdir. Bu kişiler yıkanır, kefenlenir, namazı kılınır, usulüne uygun defnedilir.

Şahadet Allah tarafından lütfedilen büyük bir nimettir. Kuran’da : “Allah’a ve elçisine itaat eden kimseler, Allah’ın nimetine mazhar olmuş bulunan peygamberler, sıddıklar, şehidler, salihler, bunlar ne güzel arkadaştırlar.” Nisa (69)

Allah ve rasulüne itaat eden yani İslam dininin getirdiği hükümlere boyun eğen kimsenin de aynı şekilde iyi muamele göreceği belirtilir. Peygamberimiz  aleyhisselam hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor: “Kim şehid olmayı içtenlikle dilerse, Allah onu şehidlerin menziline ulaştırır. Bu kişi isterse yatağında ölmüş olsun.” Müslim

Müslümanın iyi niyet ve samimi arzusunun bile Allah katında üstün bir değere sahip olduğunu belirtmiştir.

 Ne gariptir ki dünya müslümanları gayri müslimlere nazaran şavaş aletleri bakımından hazırlıksızken, en büyük silahımız şehidlik mertebesini de canlı tutmuyoruz. Merak ediyorum. Acaba lise ve üniversitelerde şehidlikle ilgili hiç ders okutuluyor mu?

Allah’ım ümmeti Muhammedi Kur’an’a mahkum eyle. Amin.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.