Sahte Duraklar

Evden çıktı, geç kalmış gibiydi. Telaştan kemerini merdiven boşluğunda takmak zorunda kaldı. Kapının düğmesini bulmakta zorlandı çünkü kapıya bakmıyordu her zaman aynı yerde olması gereken kapı otomatı sanki kendisiyle saklambaç oynuyordu. Tam üstünü düzeltmişti, kapıyı açamadığını fark edince bir an dikkatini kapıya yoğunlaştırdı ve birkaç küfür savurduktan sonra kapıyı açtı. Önde giden arkadaşına yetişmeye çalışmak için hızlanmıştı.
Kapıdan her çıktığında tedirgin hissetmek zorundaydı çünkü bir korkusu vardı, sokağın sahipleri köpekler. Köpeklerden korkuyordu ve mahalle barınağı andırır cinsten köpekle doluydu hatta geçen gün bir köpek ona havlamıştı bu olay korkusunu daha da artırdı. Kaygı düzeyi yüksek bir şekilde durağa ilerledi. Otobüs daha gelmemişti. Soğuk havanın da etkisiyle ufak bir titreme sardı vücudunu. O sırada duraktan hareket etmeye çalışan bir minibüsü yaşlı bir amca zapt etmiş gibiydi hastaneye gitmek istediğini şoföre iletmeye çalışan amca, şoförü dinlemiyor kendi rahatsızlığını sanki doktora anlatır gibi şoföre anlatıyordu.
Çok geçmedi bizim otobüste geldi aynı amcayla beraber otobüse bindik amcamız bizim şoföre de hastalıklarını bir yandan iletiyor bir yandan dua ediyordu. Amcayı dinlerken birden çantamdaki kitabım aklıma geldi ve açıp kitabı okumaya başladım. Bir yandan okurken bir yandan da otobüsü gayrı ihtiyari dinlemek zorundaydım. Pandemiden ötürü otobüs içinde insanlarla yan yana oturmak bile korku veriyor insana, biraz mecburiyet biraz rahatlık binip gidiyoruz otobüslere işte.
Burnum biraz akmıştı Allah’tan maske var çünkü peçetemi almayı unutmuşum. Nedensiz bir şekilde hapşırmak zorunda kaldım. Yanımda ki adam biraz irkildi ve ‘ne oluyoruz modunda, hastalıkla yan yana mı oturuyorum acaba?’ hissiyatıyla diğer boş koltuğa geçti. Adamın yer değiştirmesi rahatsız edici gibi görünse de yerimizin genişlemesiyle kendi açımızdan rahata kavuştum. Nihayet ineceğimiz yere yaklaşınca kitabın ayracını kaldığım yere bırakıp kitabı çantama koydum.
Ve iniyorum otobüsten. İndiğimiz yer bir okulun kapısı, kapı önünde bir okul servisi öğrencilerini indiriyor. Çocukların indiği noktada nöbet tutan bir köpek önünden geçen öğrencileri x-ray cihazı gibi kokluyor. Yavaş yavaş ilerliyoruz ve tuzla bitpazarının önünden geçiyorum ve pazar girişinde köfteciler arabalarını koymuş müşterilerini bekliyorlar. Tabi köfteden daha ziyade ben köfte arabalarının etrafını saran köpeklere odaklandım, korkulu rüyam artık yanımdaydı. Dua ederek geçtim yanından artık son viraja yaklaşmıştım. Bizim kahverengi köpeği de atlatırsam eğer sahaya ulaşmış olacaktım. Yanımızdan geçen arabalara havlayan kahverengi köpekçik bize de aynı muameleyi yapmaz umuduyla yanından geçmeye çalıştım ve artık köpekler geride kaldı. Çamurlu yol üzerinden sahaya ulaştım. Biraz stresli geçen yolculuğumuzdan sonra çalışmaya başladım.
Olmayacak şeyleri değil olmuş olan şeyleri yaşıyoruz çoğu zaman tecrübe etmediğimiz her şey bize yabancı gibi geliyor korkularımızın ardına sığınıyoruz. Aslında hayat bu olsa gerek. Ne kadar uzak olsak da hiç kimse nihai sonuca ulaşma noktasında geç kalmışlık yaşamayacak. Hepimiz sondan bir önceki duraktayız. Hayırlı duraklar temennisiyle.