Prof. Dr. Enbiya Yıldırım ile Nebevi Eğitim üzerine röportaj

Kıymetli Baciyan Dergisi okurları bu sayımızda hepimizin severek sohbetlerini dinlediği, kitaplarını okuduğu değerli hocamız Prof. Dr. Enbiya Yıldırım ile beraberiz.
Kıymetli hocamız Trabzon/Hayrat’lı bir ailenin çocuğu olarak 1965 yılında İstanbul’da doğmuştur. 1983’de İstanbul İmam Hatip Lisesinden, 1987’de Bursa İlahiyat Fakültesinden mezun olan Prof. Dr. Enbiya Yıldırım Yüksek lisans ve doktorasını aynı fakültede yapmıştır. 2002’de doçentliğini, 2008’de profesörlüğünü almıştır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Kur’an Bize Yeter Söylemi, Hadislere Gerek Yok Söylemi, Hadisler ve Zihinlerdeki Sorular, Sahih Hadis Bulunmayan Konular, Hadis Problemleri, Hadisçiler ve Çelişki, Hadiste Metin Tenkidi, Hadis İlminin Çözüm Bekleyen Meseleleri, Hadis İlminin İncelikleri, Buhârî’nin Ebû Hanife’ye ve Hanefilere Bakışı, Geleneksel Hadis Yorumculuğu, Din-Ahlâk Ekseninde Hz. Muhammed, Hz. Peygamber (S.A.V)’in Örnekliğinde Güzel Ahlâk, İslam Benden Ne İster, Hüsn-i Hat ve Hadis (TÜBA 2018 yılı kayda değer eser ödülü), Peygamberimiz Çocuklarla, Peygamberimiz ve Arkadaşlarının Hayatında Şaka adlı eserlerin yazarıdır.
Tercümelerinden bir kısmı da şunlardır: Suyûtî’den Sünnetin İslam’daki Yeri, Muhammed Hüseyin Zehebî’den Tefsir ve Hadiste İsrâiliyyât, M. Abdurreşîd Nu’mânî’den İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe’nin Hadis İlmindeki Yeri, İbnu’l-Kayyım’dan Mevzu Hadisleri Sahihlerden Ayıklama Kılavuzu, Abdulfettâh Ebû Gudde’den: Mevzu Hadisler, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed ve Öğretim Metotları, İslam Alimlerinin Gözüyle Zamanın Kıymeti.
1-Nebevi eğitim ne demektir, nebevi eğitimi ailede ne oluşturur?
Rabbimiz bu dini yani Kur’an’ını bizlere Hz. Peygamber aleyhisselamın rehberliğinde yaşansın diye göndermiştir. Dolayısıyla Kur’an hayata nasıl geçirilecek ibadet noktasında olsun ahlak noktasında olsun velhasıl Kur’an’ın bütününün bizim hayatımıza nasıl pratik edebileceğimizi aziz Peygamber aleyhissalatu vesselam efendimiz vesilesiyle öğrenmekteyiz. Dolayısıyla şunu dersek yanlış dememiş oluruz Hz. Peygamber aleyhisselam Kur’an’ın yaşayan bir tefsiriydi. Dolayısıyla bu tefsir Allah’ın kitabı kıyamete kadar baki kalacağına göre bu tefsir de bizim için kıyamete kadar geçerlidir. O yüzden bizler İslam’ın tatbiki noktasında Müslümanlığımızı nasıl inşa edeceğimiz noktasında Aleyhisselam efendimize bakmak durumdayız. Bunun yolu da nedir aleyhi selamın hayatının Kur’an çerçevesinde Kur’an’la birlikte öğrenmekten geçer. Peygamber aleyhi selamın eğitimini nasıl yaptığını insanlar nasıl yetini öğrenmek elbette ki onun hayatını kulaktan bilgiden ziyade bizatihi okuyarak doğru sağlıklı bilgi arttıran insanlara kulak vererek öğrenmekten geçer.
2-Nebevi eğitim Müslümanlar olarak hayatımızda neden gereği gibi olamıyor, nebevi eğitimi model almak için neler yapabiliriz?
Bununla ilgili olarak şunu söyleyebiliriz bir kere nebevi eğitim metodu bizim hayatımızda yer buluyor mu? Sanırım bu sorunun cevabı hepimizin zihninde olumsuz olarak yankılanır. Dolayısıyla bir nebevi eğitimden bahsetmemiz mümkün değil nebevi eğitim olabilmesi için o nebevi hayatın bütün ve şeylerin hayatımızda kendisine yer bulması lazım oysa biz haramla helalin birlikte yaşanması gibi bir zorunluluk durumuyla karşı karşıyayız yani kendimizi soyutlayamıyoruz. Dolayısıyla biz böyle bir ortamda Peygamber aleyhisselam hayatını elimizden geldiği kadar yaşamaya gayret ediyoruz. Böyle olunca da toplum istediğimiz anlamda dönüşmeyince de bizim İslam adına Hz. peygamber aleyhisselamı takip ederek yapmaya çalıştığımız işler lokal olarak kalıyor. Ama bir yerden sonuçta başlamak gerekiyor o yüzden de yapılacak olan nedir dediğimizde nebevi eğitimi model almak için neler yapabiliriz diye bir şey soruyorsunuz burada yapılacak olan şey nedir? Hz. Peygamber’in bu diyeceğim çok önemli insan kazanma sanatını mutlaka göz önünde bulundurmamız gerekir. Peygamber aleyhisselam insanları nasıl kazandı kanaatimce dinden insanları soğutmadan, nefret ettirmeden sonra söylenmesi gereken şeyi başta söylemeden Hz. Peygamber aleyhisselamın yöntemini takip etmemiz bu gün içinde mümkündür ve elimizdeki imkânlar aleyhisselamdan daha fazladır
3-Nebevi eğitimi çağımızın insanına uygulama yöntemimiz nasıl olmalıdır?
Öncelikle klasik insanlara işte camide vaaz kürsüsünde oturayım ve öğrencileri karşıma alayım onlara ben vaaz edeyim, sohbet edeyim döneminin geride kalmış olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan elbette yararlanacağız ama gelişen gelmiş olduğumuz aşamada sosyal medyaya baktığımızda, filim kanallarına baktığımızda, televizyonlara baktığım da insanlara ulaşma yolunun oldukça farklılaşmış olduğunu değişmiş olduğunu görürüz. Bu nedenle de yöntem olarak çağa uygun bir söylem; birincisi buna uygun bir söylem geliştirmemiz lazım, iki kesinlikle insanları dışlamamamız lazım kesinlikle hangi yaklaşımı benimserse benimsesin bizim insanları kazanmak diye bir derdimiz var o yüzden hiç kimseyi dışlamamamız gerekiyor. Kucaklayıcı olmamız gerekiyor. Bizim Rabbimizin Hz. Peygamber aleyhisselama buyurduğu bir ayet kerime var çok hoş duran “sen diyor Allah‘ın lütfu keremiyle insanlara karşı merhametli şefkatli oldun ama kaba sapa milleti azarlayan kötü davranan bir kimse olsaydın etrafındaki herkes dağılıp giderdi” diyor. Allah kime diyor bunu Hz. Peygambere göndermiş olduğu elçiye Allah böyle ferman ediyor. Dolayısıyla bu bizim hayatımız içinde düstur olmalıdır
4-Nebevi eğitim metodunda gençlere yaklaşımımız konusunda ne gibi örnekler vardır?
Bununla ilgili ben bir kitapta yazdım. “Hz. Peygamberimiz çocuklarla” diye bu çerçevede mesajını Aleyhisselamı vesselam Efendimizin hayatının şu yönüne dikkat etmek gerekir. Peygamberimiz bütün işlerini 15-35 yaş aralığındaki bazende on yaş civarındaki insanlarla götürüyordu. Yani Hz. Ebubekir, Hz. Osman gibi insanları peygamberimizin istişare heyetinde yer almakta birlikte yani idare üst mekanizma onlardan oluşmakta birlikte devlet mekanizmasının çarkını Peygamber aleyhisselam hep genç insanlarla yürütmüştür. Buna son derece dikkat etmemiz gerekir. Medine’nin civarında oluşan mahallelerde mescitler inşa edildiği zaman Hz. Peygamber aleyhisselam buralara genç insanları imam olarak atamaya gayret etmiştir. Keza bunun gibi davet mektuplarını gönderirken görevlendirmiş olan insanlar böyledir. Mesela Yemen’e 1463 kilometrelik mesafeye göndermiş olduğu Muaz Bin Cebel 27 yaşındaydı. Yardımcısı Ebu Musa el Eşari’nin yaşı da 28’idi. Burada şunu ifade etmekte fayda var. Hz. Peygamber aleyhisselam bu insanların gönüllerini nasıl kazandı? Bu genç insanlarla birlikte nasıl çalıştı? Kanaatimce İslam diye bir derdi davet diye bir derdi olan insanların zamanımızda odaklanmaları gereken en önemli husus budur peygamber aleyhisselam gönülle nasıl girdi. Bizim eksiğimiz kanaatimce budur
5-Nebevi eğitim metodu ile alakalı hangi eserleri okumamızı tavsiye edersiniz?
Öncelikle Hz. Peygamberin hayatını başta ifade ettiğim gibi öğrenmen gerekiyor. Muhammed Hamidullah hocanın “İslam Peygamberi” adında iki ciltlik bir kitabı var, hem çok uzun değil hem de tatlı bir lisan üslubu anlatımı var. Bu kitap okunabilecek olan bir kitaptır. Bunun yanında da Abdul Fettah Ebu Gudde hocanın “Bir Eğitimci Olarak Hazreti Muhammed ve Öğretim Metodu” gibi önemli bir kitabı var onu da hararetle ben tavsiye ederim. Özellikle gençlere ulaşma çabası içerisinde olan kardeşlerimizin buna bir de Ahmet Önkal hocanın rahmetli onun “Rasullah’ın İslam’a Davet Metodu” diye çok hoş bir kitabı var bu kitabı da yanında tavsiye ederim. Ama bütün bunların sonucunda ben şunu ifade etmek isterim çok konuşmaktan ziyade esasında eskiden olduğu gibi hal dediğimiz yaşantı ile insanlara bizim dini ulaştırmak diye bir görevimiz var. Anlatmak elbette ki yapılması gereken şeydir ama özellikle de zamanımızda insanlar çok fazla konuşanları yani vaaz edenleri, sohbet edenleri dinlemeye zamanı yok ve gençler de özellikle bunlara çok fazla kulak vermiyorlar. Dolayısıyla bunları elbette ihmal etmeden ama halimize yaşantımızda; öğretmensek okulumuzda, kuran kursu hocası isek talebelerimizin etrafında, bir esnafsak dindar bir insan olarak bulunmuş olduğumuz muhitte güzel yaşantımızla İslam’ın davetini kendilerini Müslüman olarak tanımlayan insanları tekrardan ulaştırmak diye bir görevimiz olduğu düşüncesindeyim. Bu din Rabbimizin emanet ve himayesindedir, korumasındadır. Zamanımızın kötülüklerine elbette ki üzüleceğiz ama yeise kapılmadan İslam’ın sancağını biz kıyamete kadar Allah’ın Lütfu keremiyle gelecek kuşaklara devretmek suretiyle ahirete kadar taşıyacağız. Bu inanç ve kararlılıkta Rabbim hepimizi inşallah muaffak eylesin Allaha emanet olun.
Kıymetli Hocam Baciyan okurları olarak verdiğiniz röportaj için çok teşekkür ederiz.