Niyet Hayır Akıbet Hayır

Niyet Hayır Akıbet Hayır

“Yapılan işler niyetlere göre değerlenir.” hadisi şerifi, insanın kazanacağı sevap ve günahlar ile yakından ilgili, son derece önemlidir.

Başka bir hadis-i şerifte de Peygamberimiz aleyhisselam şöyle buyuruyor: “Müslümanın niyeti yaptığı işten daha hayırlı.”

Şimdi niyetin ne olduğunu görelim: Niyet, bir işi Allah azze ve celle rızası için yapmayı kalpten geçirmektir. İş ya kalple ya dille veya diğer organlarla yapılır. Kalbimizle yaptığımız işler, niyet ve düşüncelerimizdir. Dilimizle yaptıklarımız konuşmalarımızdır. Organlarımızla yaptığımız işler de fiil ve davranışlarımızdır. Sözler ve davranışlar çoğu zaman niyete bağlı olduğu için, iyi niyet bazen başlı başına bir ibadet olur. Örneğin yoldaki bir taşı, insanlara zarar vermesin düşüncesiyle ve sevap kazanmak ümidiyle kaldırıp atmak bir ibadet sayılır.

Abdullah ibni Ömer radiyallahu anh’ın oğlu, halife Ömer ibni Abdülaziz’e yazdığı mektupta şöyle demişti: “Şunu iyi bil ki, Allah Teâlâ’nın kuluna yardımı, kulun niyeti kadardır. Kimin niyeti tam olursa, Allah azze ve celle’nin ona yardımı da tam olur. Niyeti ne kadar azalırsa, Allah azze ve celle’nin yardımı da o kadar azalır.”

İyi niyete dayanmayan, sadece gösteriş için yapılan ibadetlerin ve güzel davranışların Allah azze ve celle katında hiçbir değeri bulunmadığını Peygamber Efendimiz aleyhisselam ibretli bir misalle ortaya koymuştur; “Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder. Cenâb-ı Hak: “Peki, bunlara karşılık ne yaptın?” buyurur. “Şehit düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim.” diye cevap verir. “Yalan söylüyorsun. Sen babayiğit adam desinler diye savaştın, o da denildi.” buyurur. Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır.”

“Bu defa ilim öğrenmiş, öğretmiş ve Kur‘an okumuş bir kişi huzura getirilir. Allah azze ve celle ona da verdiği nimetleri hatırlatır. O da hatırlar ve itiraf eder. Ona da “Peki, bu nimetlere karşılık ne yaptın?” diye sorar. “İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızan için Kur’an okudum.” cevabını verir. “Yalan söylüyorsun. Sen ‘Âlim.’ desinler diye ilim öğrendin, ‘Ne güzel okuyor’ desinler diye Kur’an okudun. Bunlar da senin hakkında söylendi.” buyurur. Sonra emrolunur o da yüzüstü cehenneme atılır.”

“(Daha sonra) Allah’ın kendisine her çeşit mal ve imkân verdiği bir kişi getirilir. Allah verdiği nimetleri ona da hatırlatır. “Peki ya sen bu nimetlere karşılık ne yaptın?” buyurur. “Verilmesini sevdiğin, razı olduğun hiçbir yerden esirgemedim, sadece senin rızanı kazanmak için verdim, harcadım.” der. “Yalan söylüyorsun. Hâlbuki sen, bütün yaptıklarını ‘Ne cömert adam.’ desinler diye yaptın. Bu da senin için zaten söylendi.” buyurur. Emrolunur bu da yüzüstü cehenneme atılır.” (Müslim, İmâre 152)

Peygamber efendimiz aleyhisselam hadislerinde yer alan dehşet verici hallere düşmemek için, bütün ibadetlerimizde Allah’ın rızasını esas almaktan başka çare olmadığını bizlere hatırlatmıştır.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.