Namaz

Namaz, ibadetlerin en büyüğü, en faziletlisidir. İslam’ın beş şartından biridir. Abdullah ibni Mes’ud radiyallahu anh şöyle diyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: Allah’ın en çok sevdiği amel nedir diye sordum. Şöyle buyurdu: “Vaktinde kılınan namazdır.” (Buhari-Müslim)
Namazın ibadetlerin en üstünü ve en faziletlisi olduğu hakkında fukahanın ittifakı vardır. Beş vakit namaz, hicretten bir buçuk sene evvel Receb-i Şerif’in yirmi yedisinde Mirac Gecesi farz kılınmıştır. Dolayısıyla namaz mü’minin miracıdır. Bütün hak dinlerde namaz ibadeti mevcuttur. Mirac Gecesi beş vakit namaz farz kılınmadan önce de Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılıyordu. O zaman namaz biri güneş doğduktan sonra diğeri de güneş battıktan sonra olmak üzere iki vakit kılınıyordu.
Namazın farziyeti ve fazileti hakkında pek çok ayet-i kerime ve hadis-i şerife mevcuttur. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Namaz, mü’minler üzerine vakitli olarak farz kılınmıştır.” (Nisa, 103)
“Namazlara, orta namaza devam edin. Tam bir bağlılık içinde Allah’a kulluk edin.” (Bakara, 238) “Gerçek mü’minler kurtuluşa ermiştir. Onlar namazlarında huşû içindedirler.” (Mü’minun, 1-2) “(Resulüm) Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı zikretmek en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut, 45)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Birinizin kapısının önünden günde beş defa yıkandığı bir nehrin aktığını görürseniz acaba ne dersiniz? Kirinden bir şey kalır mı?” Orada bulunanlar: Hayır! Kirinden bir şey kalmaz, dediler. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah o namazlar sayesinde bütün hataları siler.” (Buhari-Müslim)
“Dağın tepesinde koyun güden çobanın ezan okuyup kendi başına namaz kılması Rabbinin pek hoşuna gider de şöyle buyurur: Şu kuluma bir bakın. Ezan okuyup namaz kılıyor. Benden de korkuyor. Ben bu kulumu bağışladım. Onu mutlaka cennetime koyacağım.” (Ebu Davud)
Bir kişi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek en faziletli amelin ne olduğunu sordu. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Namazdır.” buyurdu. Sonra hangisidir? “Namazdır.” buyurdu. Peki sonra? “Namazdır.” Adam ikna oldu. Bunun üzerine Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Sonra da Allah yolunda cihaddır.” buyurdu. (Tirmizi)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, onun sadık dostları Ashab-ı Kiram, Tabiin, ümmetin salihleri namaza çok önem verirlerdi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem geceleri o kadar çok namaz kılardı ki mübarek ayakları şişerdi.
Emirül Mü’minin Hz. Osman radiyallahu anh gecelerini hatimle namaz kılarak ihya ederdi. Sahabe-i Kiram kendilerini namazdan alıkoyan hiçbir şeye fırsat vermezlerdi. Ensardan Ebu Talha bahçesinde namaz kılıyordu. Bahçeye bir serçe girdi. Kuş oraya buraya çarpıyor, çıkacak bir yer arıyordu. Bir türlü çıkacak yer bulamadı. Ebu Talha bir müddet kuşu seyretti. (Sonra) Namazda olduğunu hatırladı. Fakat kaç rekât kıldığını unutmuştu. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek namaz kılarken başından geçenleri anlattı ve “Ya Rasulullah! Malımı (bu bahçeyi) sadaka olarak veriyorum. Onu istediğin şekilde kullan.” dedi. (Muvatta-İbni Abdil Berr)
Yine Ensardan bir zat Kuf vadisindeki bahçesinde namaz kılıyordu. Ağaçlarda o kadar çok hurma vardı ki bir kısım dalları eğilmiş, yere doğru sarkmıştı. Ağaçlara bakıp hurmanın çokluğuna hayret etti. Sonra namazda olduğunu hatırladı. Bu arada kaç rekât namaz kıldığını unutmuştu. “Bu mal benim huzurumu kaçırdı.” diyerek Halife Hz. Osman radiyallahu anh’a geldi ve meseleyi anlattı. “Bu bahçemi bağışlıyorum. Hayır işlerde kullan.” dedi. Hz. Osman radiyallahu anh da bahçeyi elli bin dirheme sattı. Bundan sonra o bahçeye Hamsin adı verildi. (Muvatta)
NAMAZIN FARZİYETİ
Allah Teâlâ, kadın erkek bütün Müslümanlara günde beş vakit namazı farz kılmıştır. Mirac Gecesi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e elli vakit namaz farz kılındı. Sonra beş vakte indirildi. Beş vakit namazın farziyeti kesinleşince Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Ey Muhammed! Benim katımda söz asla değişmez. Bu beş vakit namazın karşılığında elli vaktin ecrini alacaksın.” (Tirmizi)
Akıl baliğ olan her Müslüman beş vakit namazı kılmakla mükelleftir. Ancak gerek kız ve gerek erkek çocuklar yedi yaşından itibaren namaz, oruç gibi ibadetlere alıştırılırlar. Bu ibadetleri yapabilmeleri için gerekli olan bilgiler verilmeye başlanır. Çocuklar on yaşına geldiklerinde hem namaz kılmaya alışmış, ısınmış olurlar hem de bu ibadetleri doğru olarak yapabilecek bilgilere sahip olmuş olurlar. Artık bu yaştan yani on yaşından itibaren anne ve babalar çocuklarına namazı emretmelidirler. Akıl baliğ olana kadar da eksik bilgilerini tamamlamalıdırlar.
NAMAZ VAKİTLERİ
Bu hususta Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz namazın ilk ve son vakti vardır. Öğlenin ilk vakti güneş(in tepe noktasından) zail olduğu zamandır. Son vakti, ikindi namazı vaktinin gireceği zamandır. İkindinin ilk vakti; vakti girince, son vakti ise güneş sararıncadır. Akşamın ilk vakti güneş batınca, son vakti ufuktaki aydınlık kayboluncadır. Yatsı namazının ilk vakti ufuktaki aydınlık kaybolunca son vakti gece yarılanıncadır. Sabah namazının ilk vakti fecir doğunca, son vakti ise güneş doğmak üzereykendir.” (Tirmizi)