Mustafa Ablak Ağabeyimiz İle Röportaj

Mustafa Ablak Ağabeyimiz İle Röportaj

1- Genç Adamlar’ın tanımasını ve takip etmesini istediğimiz isimlerden birisiniz. Bize kendinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Ben Amasya Merzifonluyum. Çocukluğumuzda İstanbul’a gelmişiz. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi İstanbul’da tamamladım. Daha sonra üniversite imtihanına girdik ve Nevşehir’de Erciyes Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu’nda okumaya başladık. Üniversite Kayseri’deydi ama biz Nevşehir kampüsünde turizm üzerine 4 yıl bir eğitim geçirdik. Nevşehir’de Enderûn Eğitim Vakfı ile tanıştık. Şükürler olsun, bizim için hayatımıza yön veren bir dönüm noktası oldu.

Turizm Otelcilik okudum ve İngilizcemiz de iyiydi. Öğrencilik döneminde de yurtdışına çıkmıştım. Sonrasında İngilizce tercüman olarak yurtdışı ithalat ihracat bölümü ile ilgili bir şirkete girdik. Böylece film sektörüne karşı bir merak oluştu. Zaman içerisinde bir kısım ulusal kanallarda çalıştım. Bunlardan birkaçı Kanal 7, Deha Telif Hakları Ajansıdır. Ayrıca bazı firmalara danışmanlık yaptım.

Sonra teknik alanda merakımız oluştu buna binaen Kameramanlık, Fotoğrafçılık, Montaj ve Yönetmenlik üzerine kurslara gittim. Biraz teknik anlamda da kendimizi yetiştirmeye çalıştık. Belgesel çalışmalarımız oldu, Habil-Kabil dâhil pek çok çizgi film yapımına vesile olduk. Şükürler olsun. Bu alanda üretim devam ediyor -tabi yaş ilerledi biraz daha emekli modun da etkisiyle- hızımızı yavaşlattık ama tabi üretme konusunda yavaşlattık, çalışmalarımız durmadı. Şükürler olsun. Bir taraftan kitap çalışmaları yapıyoruz diğer taraftan üniversitede akademik anlamda bir çalışma yürütüyorum.

2- Bildiğiniz üzere sosyal mecralarda ciddi bir İslami yayın sıkıntısı var. Demek istediğim paylaşım yapılmaması ya da içeriğin azlığı ile ilgili değil. Yapılan yayınların insanlara tesir etmemesi ve çekici gelmemesi ile ilgili. Bu sorunu nasıl aşabiliriz ?* Bir de Müslümanların sosyal medya hesaplarından kopyala yapıştır olarak sürekli İslami paylaşımlar yapması ne kadar doğru ve insanlar üzerinde ne kadar etkili?

Önemli olan propaganda gücüdür. Gayri İslami dünyanın hem ekonomik hem de teknik anlamda çok ciddi bir gücü var. Batı toplumu ne kadar insanlığını kaybetmiş olsa da kendi iç dinamiklerini oluşturmuş. Dolayısıyla teknolojik ve ekonomik anlamda ilerlemeleri belki de yüzyıl öncesine dayanıyor. Sosyal medya ağlarının kurucusu bu yabancı insanlar olduğu için bugün içerisinde bulunduğumuz durumu yadsımamak gerekiyor. Bu mecralara yoğun bir aktarım içerisindeler.

İslâm dünyasında ise sosyal medyanın etkili kullanımı çok yaygın değil. Bu durumun altında birkaç tane asıl sorun yatıyor. Bunlardan bir tanesi “batı dünyasının güçlü olması” ki ister istemez onları sosyal medyada da güçlü hale getiriyor. Bir başka sosyal sorun ise “Müslümanlar tarafından İslami ürünlerin çok fazla takip edilmemesi” bence büyük bir sorundur. Çünkü İslam dünyasında -şükürler olsun- özellikle Türkiye’miz için hükümetin milli-manevi değerlerimize ciddi destekleri var ama bir taraftan da İslam dünyasında global dünyanın getirdiği bir kapitalistleşme ve böyle biraz daha eğlenceye dalma psikolojisi… İslami eğitim kollarına girmeyecek videoların sosyal medyada tercih edilmemesi sonucunu ortaya çıkarıyor. İslam dünyası böyle biraz daha eğlence olsun kaba tabirle sokak gırgır şamata olsun muhabbetleri daha fazla dolaşıyor. Bu biraz daha İslam dünyasının kendi içerisin de çözmesi gereken daha doğrusu İslam dünyası derken Müslümanların kendi içerisinde çözmesi gereken ciddi bir sorun.

Müslümanlar İslami eğitim konusunda daha hassas olmalı. Eğer bu yönde bir talep olursa zaten arz da kendiliğinden oluşacaktır. Yani Müslümanlar talep ettiği sürece, İslami yayınlar, İslami filmler veya sosyal medyada yayınlanan İslami içerikler daha fazla ilgi bulacaktır. Bu talep arkasından daha fazla konuda çalışma yapılmasına sebebiyet verecektir. Dolayısıyla Müslümanların daha dikkatli bir biçimde İslami eğitim konularında ciddi çalışmalar yapması gerekiyor.

3- Film ve dizi sektöründe neden Müslümanlar tutunamıyor ve insanlığa yön verecek içerikler üretemiyor? Bir yanda da dev bir canavara dönüşen Netflix var tabi, Netflix Müslümanlar için büyük bir tehlike mi?

Bu başlı başına aslında belki onlarca saat konuşacak bir hadisedir. Ama temel noktalardan yola çıkacak olursak bir defa Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihinden itibaren genel bir strateji olarak Osmanlı’nın dâhil olduğu vahiy kültürü bir defa hem fiziki olarak hem de psikolojik olarak baştan sona reddedilmiş. Yani insanların kafasından bu birikim ve hassasiyeti kazınmaya çalışılmış. Bu ülkede tekkelerden tutun camilerin yıkılmasına kadar ve bunun aksine Paris’te eğitim alıp heykeltıraşlık öğrenen insanların gökyüzüne çıkarılmasına kadar bir süreç işlenmiş. Yani tamamen bizim kültürümüzün dışında olan yapılara yer verilmiş aksine kültürümüze dair her şey silinmeye çalışılmış.

4- Yayın sektöründe İslami bir kalkınma planı yapmak istesek şu an nereden başlamalıyız? Düzgün bir yayın politikası için: “yasaklar mı yoksa içerik mi” yahut “kötülükten menetmek mi ya da doğruları emretmek mi” öncelenmeli?

Müslümanlar hüküm sahibi oldukları zaman İslam Devleti yasaklar koyar ve uygulatmaya çalışır. Bence günümüzde ilk önce insanların manevi kalkınması üzerine yoğunlaşması gerekiyor.

5- Güzel çalışmalar ortaya koyan ekipler de var. Sizin bildiğiniz ve takip etmemizi önereceğiniz yönetmen, film, dizi ve Youtube kanalı var mı?

Burada İslami çalışma yapanların ismini versek say say bitmez. O yüzden ölçü vermek daha önemli. Bence Müslümanın analiz etme yeteneğine sahip olması gerekiyor. İzlediğini ve dinlediğini analiz edebilen Müslüman, hangi içerikle karşı karşıya olursa olsun kendini koruya bilir.

6- Youtube de birçok kanalınızın olduğunu biliyoruz lakin biz ağırlıklı olarak Anatolia TV ve Anatolia Çocuk adında olan iki kanalınızı takip ediyoruz. İçeriklere göz attığımızda ise büyük emekler verildiği ortaya çıkıyor. Bu çalışmaları yaparken en çok hangi sıkıntıları çektiniz ve biz gençlerden talepleriniz nelerdir?

     Zeki SOYAK Hocamızın bir sözü vardı “Siz hizmetlerde bir sıkıntı çekiyorsunuz bunu bir zevk olarak addedin. Bunu bir kazanç olarak addedin, bunu bir kar olarak addedin.” İyi niyetli bir şeyler yapmaya çalışırken Müslümanlar’ın samimiyet duygusundan uzak olmaması gerekiyor. Yani ben bu konuda bir şeyler yaptım ama şu sıkıntıları çektim diye bunu telaffuz ederse bu hoş değildir. Bence bugüne gelinceye kadar sanatçıların veya film yapımcılarının en büyük sorunlarından bir tanesi maddi sorundur.  Çünkü Amerika’da ki sinema sisteminin üç tane temel ayağı vardır. Yani sacayağı vardır Bu sacayağı olmazsa dünyada hiçbir ülkede sinema gerçekleşmez. Bu ayaklar Pazarlama ağı, Maddiyat ve Eleman’dır.  İslam hassasiyeti olan bir öğrenci sinema okuyorsa -ki akşama kadar orada elinde telefon, oyun oynuyorsa- bu çocuğun başaracağız çok fazla bir şey yoktur Dolayısıyla gençlerimizin özellikle bedel ödemeden hiçbir şey elde edemeyeceklerini bilmesi gerekir.

7- “Avrupalı Müslümanlar” adında bir projenizin olduğunu duyduk, bu proje hakkında bilgi verebilir misiniz?

Yaklaşık 4 yıl, farklı ülkelere seyahatlerde bulunduk. Sonradan Müslüman olan yabancıların hayatlarını belgeselleştirdik. 300 bölüm çektik. Daha sonra bu belgeselleri kitaplaştırma kararı aldık. Şimdi ise üçüncü kitabımız üzerinde çalışıyoruz, elhamdülillah.

8- Sinema sektörü için yazılmış bir fıkıh kitabımız yok diye biliyoruz. Sizce de böyle bir çalışma gerekli mi, eksikliğini hissediyor musunuz?

Sinema sektörü için yazılmış bir fıkıh kitabı yok. Yok derken şunu kastediyorum. Bu İslam dünyasında ki sıkıntılardan kaynaklanıyor.

9- Bize vakit ayırıp sorularımızı cevaplandırdığınız için teşekkür ederiz. Son olarak eklemek ya da hatırlatmak istediğiniz şeyler var mı?

Anlattıklarımız inşallah faydalı olur. Teşekkür ediyorum.

Röportajın tamamına bu link ile ulaşılabilir: https://youtu.be/A7xyyClOPds

Bu QR kod ile röportajın tamamına ulaşılabilir.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.