Mücadele Ettiğimiz Şeye Dönüşme Tehlikesi

Mücadele Ettiğimiz Şeye Dönüşme Tehlikesi

Toplumumuzun içine karışıp “Mücadele deyince aklınıza gelen ilk ne geliyor?” gibi bir anket yapsak gayri resmi de olsa bazı istatistikler elde edebilir, bunları işleyip bir takım veriler hazırlayabilir ve buradan da sosyolojik analizlere ulaşabiliriz.

Anket yönteminin dışında bir de sokak röportajı denilen olay var ki sormayın gitsin. Biz sormayın desek de bu sokak röportajları ile halkın bir gündem ya da konu hakkında neyi düşünüp ne kadar bildiğini sorgulayan onlarca kişi ve kanal var. Bu kişi ve kanalları siz de mutlaka görmüşsünüzdür.

Yaşınız ve yapınız gereği sosyal medyayla yakından ilgili olmasanız bile bir yakınınız size “Aaa… Bak şurada ne var. Bunlar ne söylüyor.” gibi servis cümleleriyle o videolardan birkaçını gülerek veya hayret ederek size mutlaka izlettirmiştir.

Sosyal medya kültürünü bir kenara bırakıp Heyecanlı Gençlik Dergimize dönersek Genç Adam olarak bu sayımızda Mücadele Ruhu konusunu işledik. Bir nevi en başta paylaştığımız soruyu kendimize sorduk. Verdiğimiz cevaplar kapak yazılarımız içerisinde mevcut. Yazılarımızı okuyup bazı veriler elde edebilir, bu verilerden istifadeyle ortaya çıkan analizlerle de inşallah müspet sonuçlara ulaşırsınız.

Yazlarımızdan Bilal İnal “hedefi, yolu ve yol rehberini” sorguluyor. Bunların sıhhat derecesinin öneminin vazgeçilmezliğini vurgulamayı da ihmal etmiyor.

Muhammed Soner Başer “İslam Mücadeledir” diyerek mücadele ruhunun diri tutulması için tavsiye ve eleştirilerde bulunuyor. Slogana dayalı bir yaşam tarzından uzak durmak gibi. Yazıda bir de İslami mücadele zannedilen tavır ve durumlara örnekler var ki okuduğunuzda siz de bu tespitlere hak vereceksiniz kanaatindeyiz.

Mustafa Sefa Çakır’ın yazısında Seyyid Kutub’dan, Ali Şeriati’den, yüz bini aşkın sahabenin çok azının niye Mekke ve Medeni’de metfun olduğundan bahisler, alıntılar var. Süleyman Beyaz “Bir Âlemiz Vallahi” başlıklı yazısında Fatiha suresinin ayetlerinde “saklı olan” değil, “apaçık” ortada duran şuur’a yoğunlaşıyor.

Sümeyye Çiftçi ise “Burhan Arardım Aslıma Aslım Bana Burhan İmiş” başlığında vermek istediği mesajın şerhini yapıyor. Kendisi özgün üslubuyla yazılarını rahatlıkla okuyabileceğiniz, düşündürücü ifadeler kullanıp teşbihlerde bulunan, bunlarla yetinmeyip verdiği örneklerin karşısına koyduklarıyla okuyucuya mukayese imkânı sunan, vurguyu kuvvetlendirmek adına alıntılarda bulunmayı ihmal etmeyen gibi özellikleri sayesinde beğeniyle okunan bir yazar.

Asıl takdire şayan olanın bir fikir ve düşünce ürünü olan ‘dergi’ çıkartmak için ortaya konan emek ve mücadele olduğunu hatırlatarak bir sonraki sayımızda -zor da olsa- görüşebilmeyi ümit ediyoruz.

Mücadele demişken meselenin “dönüşme” gibi ciddi bir tehlikesi de var. Bu noktaya İslam Özkan şu cümleyle değiniyor: “Neden insanoğlu hep mücadele ettiği şeye dönüşür?” Bu tehlikeye düşmemek için Bilal İnal’ın yazısında bahsettiği sıhhat sorgulamasının dikkate alınması gerektiği kanaatindeyiz.

Allah’a emanet ediyoruz.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.