LA HAVLE-Sabır (Tahammül)

*“Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Muhakkak ki Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara: 153)
*“Muhakkak ki biz sabredenlerin mükâfatını, yapmakta olduklarının daha güzeliyle vereceğiz.” (Neml: 96)
*“İşittiği eziyete (uygunsuz söze) Allah’tan daha çok sabreden yoktur. Müşrikler Allah’a çocuk isnat ederler, halbuki O, onlara âfiyet verir, onları yedirir.” (Buhârî)
*Sabır güzeldir, fakat fakirlerde olursa daha güzel olur. Hadîs-i Şerîf
*Eyyub aleyhisselam, bir musîbetle karşılaştığı zaman şöyle derdi: “Allah’ım! Veren Sensin, alan Sen. Ben yaşadıkça Sana hamd edeceğim; verdiğin belâlara sabırla şükredeceğim.
*“Eğer sabredersen hakkında kader hükmü gelir geçer ve sen ecir alırsın. Sabretmezsen, hakkındaki kader hükmü yine yerini bulur ve sen cezâ çektiğinle kalırsın” der, Hz. Ömer.
*“Kalbe hücum eden sıkıntıyı, sabır kalkanı ile karşılarsan, hiçbir dert seni can evinden vuramaz. Sabır; selâmet ve saâdet evinin anahtarı ve her musibetin ilacıdır.” der, Hz. Ali.
*“Sabır; yüzünü ekşitmeden acıyı yudum yudum içine sindirmektir.” der, Cüneyd-i Bağdadî.
*“Musîbete feryâd eden, Allah ile harp ediyor, demektir. Feryâd etmek musîbeti geri çevirmez, ama sabretmenin ecir ve sevabını yok eder.” der, Şakîk-i Belhî.
*“Şehvet, hükümdarları köle, sabır ise köleleri hükümdar yapar.” der, İmam Gazali.
*Sabır; Rabbimizin biz kullarına emridir.
Bir anlık sabırsızlık, bazen bütün bir hayatı yıkabildiği gibi, bir anlık sabır da bize onlarca yıllık huzur verebilir!
Sabır ve zaman el ele verdiğinde dut yaprağı atlas oluyor.
Sabrın sonunda selâmet ve saâdet, sabırsızlığın sonunda feryâd ve nedamet vardır.
Sabır; Allah’ın insana ihsan ettiği üstün bir meziyettir. Sabırsızlık ise, insanın kendine ve sevdiklerine verdiği bir eziyettir.
Sabreden kişinin başa gelen musibeti bir, sabretmeyeninki ise ikidir.
Sabırsızlık; insanın zâten az olan kuvvetini, bir seferde tüketerek yarı yolda kalmasıdır.
Sabır; Allah’a iman ile birlikte, birbirlerine hakk’ı ve sabrı tavsiye edenlerin dünya ve âhiret sermayesidir.
Sabır; Rabbimizin güvercinlere kartal kuvveti yüklemesidir.
Sabır; insanın yüzünün ak, yardımcısının Hak olmasıdır.
Sabır; bir mü’min için, bin münafığın kahrını çekmektir.
Sabır; dikenler arasında kalmış bir gül goncasının her mevsim tuttuğu sükût orucudur.
Sabır; toprağa düşen tohumun baharı beklemesidir.
*Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktır.” diyor, Şeyh Edebâli.
Biz ise bırakalım kara diken yutmayı, tırnağımıza ufak bir taş değse, ayağımıza küçük bir diken batsa, başlıyoruz feryâda!.. Başlıyoruz en merhametli olanı, en merhametsiz olanlara şikâyet etmeye!
Rabbimiz; üstümüze sabır yağdır devamlı. Ve biz âciz kullarına sabrın ve namazın hazzını yaşat Allah’ım…