LA HAVLE- Onların Namazı Ne Güzel Namaz

LA HAVLE- Onların Namazı Ne Güzel Namaz

Rabbimiz buyuruyor ki:

“-Ey iman edenler! Rükû edin, secdeye varın, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ki saadete erişesiniz.” (Hac: 77)

“-Namazı gereği üzere kılın, zekâtı verin ve Peygambere itaat edin ki; ilâhi rahmete kavuşturulasınız.” (Nur: 56)

Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz buyuruyor ki:

“-Param parça edilsen, ateşlerde yakılsan bile, sakın hiçbir şeyi Allah’a ortak koşma! Hiçbir namazını da terk etme. Kim namazı bile bile terk ederse o kişi Allah’ın himâyesinden ve hıfzu emanından uzak kalır…” (İbn Mâce, Fiten 23)

Onların orucu ne güzel oruç. Onların namazı ne güzel namaz.

Hasan Basrî’den (k.s); “Dünya sevdalısının arkasında namaz kılmayın! Bizden öncekiler birisinin namazında öteye beriye bakındığını gördüklerinde, evine gitmiş olsa bile hemen yanına varıp Allah’ın azametine vukufiyetleri sebebiyle meselenin aslını sorarlardı.”

Bir keresinde Ömer b. Abdülaziz, arkasında namaz kıldığı imamın lahn (Kur’ân harf ve kelimelerinin aslını bozacak şekilde nağme yaparak okuma) yaptığını duyunca; “-Cemaat fazileti olmasaydı arkanda namaz kılmazdım! Sen Arapçayı âlimlerin huzurunda neden okumuyorsun?” diye çıkışır.

Fazl b. Abbas (ra) diyor ki: “Doğrusu şu insanlara hayret ediyorum. Bir çocuğum öldüğünde binlercesi gelip başsağlığı diliyor ama cemaati kaçırdığımda kimse gelip bana taziyede bulunmuyor. Yeminle söylüyorum, bir vakit cemaatte bulunmamam benim için yetişmiş âlim ve salih bir çocuğumun ölümünden çok daha büyük bir musibettir!”

Bir adam Ali el Havvas’a (k.s.)İkindiyi kıldınız mı?” diye sordu. Bu Allah dostu sustu, soruya bir anda cevap vermedi. Sonra adama: “Bir daha bana böyle bir soru yöneltme. Çünkü beni yalanın içine düşürürsün!  Zira namaza ‘Namaz’ denilebilmesi için kul, namazının başından sonuna kadar Rabbi’yle birlikte bulunmalı ve o sırada hatırında Allah sevgisi dışında bir şey olmamalıdır. Sadece Allah’ın huzurunda olduğunu, kıratını, rükû ve secdesini düşünmelidir!” dedi.

Adam: “Peki, size bu türden bir soruyu nasıl yönelteyim?” diye sorunca dedi ki: “Bana, sadece vaktinde insanlarla birlikte oturup kalktın mı?” diye sor.

Ümmü Rümân’dan: “Namazda sağa sola bakınırken beni Ebûbekir gördü ve bundan öyle şiddetle men etti ki, ben neredeyse namazdan çıkacaktım.” Sonra şöyle dedi: “Ben Rasulullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim: “Sizden biriniz namaza durduğu zaman sağıyla soluyla oynamayı bıraksın ve Yahudiler gibi sağa sola meyledip durmasın (sallanmasın). Çünkü namazda organların huzura ermesi namazın kemalindendir.”

Bir Müslüman olarak huzura her seccade serişimizde, Hz. Ömer’in (r.a.) minberden söylediği şu sözü hatırlayıp gereken hassasiyeti göstermeye mecburuz: “Adam Müslüman olarak ihtiyarlamıştır fakat Allah için kıldığı bir namazı yoktur.” Sordular: “Bu nasıl olur?” Hz. Ömer (r.a) cevap verdi: “Namazdaki huşû ve tevazûsu tam olmayan, her şeyiyle Allah’a yönelmeyenin hâli budur.

Sehl b. Abdullah (k.s.) der ki: “Kul farzları tam yerine getirebilmek için sünnetlere ihtiyaç duyar.

Sünnetleri ifâ etmek için de nâfile ibâdetlere muhtaçtır. Nâfilelerin tekâmülü de âdâba riayete bağlıdır. Dünyayı terk etmek de âdâb cümlesindendir.”

Ey Kardeş! Gel nefsimizi bir hesaba çekelim. Durumumuzu bir gözden geçirelim. Bu büyüklerin namazlarında hissettikleri huzuru koskoca ömrümüzde bir kerecik olsun biz de namazlarımızda hissedebildik mi?

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.