LA HAVLE – Fırsat ve İhmallik

Hep hevâ meydanında şaha kalktı hırs atı,
Uyuyup uyandıkça tepti nice fırsatı.
*
Hevâ meydanlarında şahlandı hırs atları.
Gafildik, ihmâlkârdık, kaçırdık fırsatları!
– Eğer elime bir fırsat geçerse, ben biliyorum yapacağımı!
– Büyük bir fırsatı kaçırdık arkadaş!
– Bak, iyi düşün bu fırsat bir daha ele geçmez ha!
– Fırsat bu fırsat, yel eserken harmanını savur! Çeşme akarken testini doldur!
Hayatta her insanın eline sayısız fırsatlar geçer. Eline geçen fırsatı değerlendiren insan muradına nail olur.
Fırsatı kaçıran insan da; eleme kedere, nedâmete, mihnete dâvetiye gönderir. Kâh saçını başını yolar, kâh dizlerini döver.
Dün geçti gitti. Bir daha da gelmeyecek. Giderken kendine mahsus fırsatları da aldı götürdü yanında. Yarına çıkacağına dair elinde bir taahhütnâme olmadığına göre, bugünü bir fırsat bil ve gereğini yerine getir.
Fırsatı ganimet bilen insan bugünü değerlendirir. Onun yarını, öbür günü, daha sonrası yoktur. O yarın ile öbür günün hiç bitmeyeceğinin farkındadır.
Fırsatı ganimet bilmeyen insan ise; üşenir. Üşenen insan erteler. Erteleyen insan vazgeçer. Vazgeçen insanın ise bugünü de yoktur, yarını da.
Hz. Mevlâna ne diyordu sâhi:
-“Düne ait ne varsa, dünde kaldı cancağızım. Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım.”
Evet, madem yeni bir gündeyiz, yeni şeyler söylemek lâzım. Söylemek başka şeydir, söylenmek başka şeydir.
İnanarak söylersek, söylediklerimizi duyurabiliriz. İnanmadan söylenirsek, söylediklerimizi kendimiz de duymayız.
Söyleyen değil, kendi kendine söylenen insan, fırsat kapısını çaldığında gürültüden şikâyet eder.
İlmihâl bilgimiz yeterli değil. Ayağımıza gelen nice fırsatları teptik. İhmâlliklerimiz, ikbâlimize zarar verdi. Yine de imhâl ettik. İptâl ettik. Dünün muhasebesini yapmadık ki, bugünün kıymetini bilelim.
Hâlbuki bir tane bugün, iki tane yarından, üç tane öbür günden daha değerlidir.
“Yarın yaparız” dedik, yalpaladık! Bugün dünün yarınıydı, hani ne yaptık?
-“Yarın yaparım diyenler helâk oldu” buyurmuşlardı Allah’ın Resulü. Evet, yarın hesap gününde anlayacağız kaçırdığımız fırsatların neler olduğunu.
Güzel bir kul olabilmek için Rabbimizin bize ne fırsatlar lütfettiğini, bizim ise gündelik telaşlarla o fırsatları nasıl şuursuzca heba ettiğimizi orada göreceğiz. Orada artacak pişmanlıklarımız, keşkelerimiz.
O gün gelmeden, geliniz irâdemizin dizginlerini yeniden ele alalım. Kim olduğumuzu, yaratılış gâyemizi yeniden hatırlayalım.
Mâdem ki can tendedir, öyleyse fırsat eldedir!