KUR’AN İKLİMİ- Çocuklara Namaz Bilinci Kazandırmak

KUR’AN İKLİMİ- Çocuklara Namaz Bilinci Kazandırmak

Allah Teâlâ, Tâhâ sûresi 132. âyette şöyle buyurmaktadır:

وَأْمُرْ أَهْلَكَ بِالصَّلَاةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et...[1]

Yüce Allah, bu âyette Hz. Peygamber’e, aile efradına ve ümmetine namaz kılmayı emretmesini, kendisinin de sabırla namaz kılmaya devam etmesini emretmektedir.[2] Bu âyetteki emir, “namaz kılmaları için onları zorla” anlamında değildir. Hatırlatma, tavsiye etme ve teşvik etme anlamındadır.[3] Bu âyet indikten sonra Hz. Peygamber her sabah namazı vakti, kızı Hz. Fatıma’nın evine uğrar ve onlara namazı hatırlatırmış.[4]

Dinde zorlama yoktur.[5] Baskı ve zorlama ile yapılan ibadet ve ameller Allah katında makbul değildir. İnsanın kendi özgür iradesini kullanarak, sevip isteyerek, Allah rızasını gözeterek yaptığı ibadet ve ameller makbuldür.

İslâm dininde ilk önce iman gelir. Zira her şey imanla başlar. İman, dünya ve ahirette gerçek kurtuluşun anahtarıdır. İman olmadan yapılan ibadetler ve ameller Allah katında kabul edilmez. İmandan sonra en önemli emir ise namazdır. Yüce Allah’ın Nisâ sûresi 103. âyette buyurduğu gibi namaz, müminlerin üzerine belirli vakitlerde eda edilmek üzere farz kılınmıştır. Namaz İslâm’ın beş temel esasından biridir.[6] Allah Resulü; “Namaz dinin direğidir.”[7] buyurmak suretiyle namazın dindeki yerini ve önemini belirlemiştir. Kıyamet günü kulun ilk olarak hesaba çekileceği ameli namaz olacaktır.[8] Namaz müminin miracıdır.[9] Mümin, namazda Yüce Yaratıcısı ile hiçbir aracı olmadan direkt olarak diyalog kurmaktadır.

Niçin Namaz Kılmalıyız?

Yüce Allah, insanı en güzel bir biçimde yaratmış[10] ve ona akıl nimetini vermek suretiyle onu diğer bütün varlıklardan üstün kılmıştır.[11] Dünyada canlı cansız her şeyi insanın hizmetine sunmuştur.[12] İnsana birçok nimetle lütufta bulunmuştur.[13] Nitekim bu hakikati Yüce Allah şöyle ifade etmektedir: “Allah, size istediğiniz her şeyden verdi. Allah’ın size verdiği nimetlerini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür![14]

Bize küçük bir hediye veren, iyilikte bulunan bir kişiye nasıl teşekkür edeceğimizi biliyoruz, fakat bize sayısız nimetlerle lütufta bulunan Yüce Allah’a nasıl teşekkür etmeliyiz? Nitekim Yüce Allah, “…Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir![15] buyurmuştur. Allah’ın verdiği nimetlere karşı en güzel şükür, Allah’ın emri olan beş vakit namazı dosdoğru kılmak suretiyle olur. Nitekim Yüce Allah, Kur’ân-ı Kerîm’de 17 farklı âyette; “Namazı dosdoğru kıl.[16], “Namazı dosdoğru kılınız.[17] buyurmak suretiyle namazı dosdoğru kılmayı emretmektedir.

Çocuklara ve Gençlere Namaz Bilinci Nasıl Kazandırılabilir?

Her şeyden önce çocuklarımızın önünde mükemmel namaz kılmak suretiyle onlara güzel örnek olmalıyız. Şunu asla unutmayalım ki, hâl dili kâl dilinden daha önemli ve daha etkilidir. Çocuklar daima büyüklerini taklit eder ve onlara benzemeye çalışırlar. Çocuk eğitiminde en güzel metot; onlara tavsiye edeceğimiz, öğreteceğimiz davranışları yaşayarak, güzel örnek olarak göstermektir.

Atalarımız “ağaç yaş iken eğilir” buyurmuşlardır. Dolayısıyla çocuklarımızı daha küçük yaşlardan itibaren eğitmeye çalışmalıyız. İslâm’a göre çocukların eğitimi, anne karnında cenin iken başlamaktadır. Çünkü annenin yediği, içtiği şeyler, hâl ve hareketleri, duygu ve düşünceleri karnındaki çocuğu etkilemektedir. Hamilelik dönemini huzurlu geçiren annelerin dünyaya getirdikleri çocuklar ruhî yönden daha sağlıklı olmaktadırlar. Çocuklara küçük yaşlardan itibaren namazı sevdirmeliyiz. Hz. Peygamber bir hadis-i şeriflerinde; “Çocuklarınıza yedi yaşındayken namaz kılmayı öğretiniz. On yaşına bastıkları hâlde kılmazlarsa kendilerini cezalandırınız ve yataklarını da ayırınız.”[18] buyurmak suretiyle çocuklara zamanında namaz bilincinin verilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Bu hadisten anlaşıldığı üzere çocuklara yedi yaşına kadar namazla ilgili; namaz vakitleri, farzları, vacipleri, sünnetleri, namazda okunacak sûreler, dualar, tesbihât, abdest ve temizlik vs. ile ilgili bilgilerin öğretilmesi gerekmektedir.

Dinî hakikatler soyuttur. Onları anlamak çocuklar için zordur. Çocuklara dinî hakikatleri onların seviyesine inerek, anlayacakları bir dil ve üslupla anlatmalıyız. Baskı ve zorlama, insan fıtratına terstir. Çocuklara namaz kılmaları için baskı ve zorlamada bulunmak, onları namazdan soğutur. Fıtrata uygun olan sevgi ve ikna metodudur. Dolayısıyla çocuklara niçin namaz kılmaları gerektiği seviyelerine inilerek uygun bir şekilde anlatılmalı, namaz sevdirilmeli, böylece namaz kılmaya teşvik edilmelidirler. Mesela çocuğa kendisine ait seccade, tesbih ve takke hediye edilebilir. Kız çocuklarına namaza mahsus başörtüsü hediye edilebilir.

Namaz kılan çocuk tebrik edilmelidir. Çünkü insan, fıtratı gereği takdir edilmekten hoşlanır. Yeni okumaya başlayan çocuklara öğretmenleri tarafından kırmızı kurdele veya rozet takıldığı zaman ne kadar sevindikleri ve olumlu yönde etkilendikleri bilinmektedir.

Hz. Peygamber (s.a.v.), bir hadis-i şeriflerinde; “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin.”[19] buyurmaktadır. Dolayısıyla çocuk eğitiminde daima kolaylaştırmak, zorlaştırmamak; müjdelemek, nefret ettirmemek temel metot olmalı, daima çocuklara sevgi, şefkat ve merhametle davranılmalıdır.

Anne-baba başta olmak üzere büyükler olarak çocuklara karşı görev ve sorumluluklarımızı bilip en güzel bir şekilde yerine getirdikten sonra, onların hidayeti için Allah’a dua ve niyazda bulunmalıyız. Çünkü bazen anne-baba üzerine düşen görevi yerine getirmesine rağmen çocuk, nefsine, şeytana ve kötü arkadaşlara uyup Allah’ın emri olan namazı terk edebiliyor. Bu durumda anne-baba, dua ve niyazda bulunmak suretiyle Allah’tan yardım dilemelidir. Zira ulü’l-azm peygamberlerden olan Hz. İbrahim (a.s.) رَبِّ اجْعَلْنِي مُقِيمَ الصَّلَاةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتِي رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاءِ Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul eyle![20] diyerek Allah’a dua ve niyazda bulunmuştur.

Namazın İnsana Kazandırdıkları

Namaz, Allah’ın emrettiği ve Hz. Peygamber’in kıldığı gibi mükemmel bir şekilde eda edilirse insana çok şey kazandırır. Namazın insana kazandırdıklarını şöyle sıralayabiliriz:

1. Namaz insana Allah’ı hatırlatır.[21]

2. Namaz insanın ahlakını güzelleştirir.

3. Namaz insanı kötülüklerden alıkoyar.[22]

4. Namaz günahlara kefarettir.[23]

5. Namaz insanı manevî ve ruhî huzura kavuşturur.

6. Namaz sağlımızı korur.[24]

7. Namaz dünyevî işleri ibadete çevirir.

8. Namaz günlük hayatı düzenler.

9. Namaz insanı temizliğe alıştırır.[25]

10. Namaz ömrü bereketlendirir.

11. Namaz mümini, Allah ve Resulünün rızasına kavuşturur.

12. Namaz cennete girmeye vesile olur.[26]

13. Namaz kabirde arkadaştır.

14. Namaz ahiret günü nur ve şefaatçi olur.

 


*     NEVÜ İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri bölüm başkanı. msoysaldi@gmail.com

[1]     Tâhâ 20/132.

[2]     Nâsırüddîn Ebû Saîd (Ebû Muhammed) Abdullāh b. Ömer b. Muhammed el-Beyzâvî, Envârü’t-tenzîl ve esrârü’t-teʾvîl, (Beyrût: Dâru’r-reşîd, 1421/2000), 2/410; Ebü’l-Berekât Hâfızüddîn Abdullah b. Ahmed b. Mahmûd en-Nesefî, Medâriku’t-tenzîl ve hakâiku’t-te’vîl, (Beyrût: Dâru’l-kelimi’t-tayyib, 1419/1998), 2/391.

[3]     Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’ân Tefsiri, (İzmir: Anadolu Yay., 1987), 8/3868.

[4]     Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed b. Ebî Bekr b. Ferh el-Kurtubî, el-Câmiʿ li-aḥkâmi’l-Ḳurʾân, (Beyrût: Müessesetü’r-risale, 1427/2006). 14/164; Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’ân Tefsiri, 8/3868.

[5]     el-Bakara 2/256.

[6]     Buhârî, “Îmân”, 1, 2, “Tefsîru sûre” (2), 30; Müslim, “Îmân”, 19-22; Tirmizî, “Îmân”, 3; Nesâî, “Îmân”, 13.

[7]     Aclûnî, Keşful Hafa, 2/31.

[8]     Tirmizî, “Salât”, 2: Nesâî, “Muhârebe”, 2.

[9]     Tirmizî, “Tahâret”, 1.

[10]    et-Tin 95/4; et-Teğâbün 64/3.

[11]    el-İsrâ 17/70.

[12]    Bk., İbrahim 14/32-33; en-Nahl 16/12; el-Hac 22/65; Lokman 31/20; el-Câsiye 45/12-13.

[13]    en-Nahl 16/18.

[14]    İbrahim 14/34.

[15]    İbrahim 14/7.

[16]    Bk., Hûd 11/114; el-İsra 17/78; Tâhâ 20/14; el-Ankebût 29/45; Lokman 31/17.

[17]    Bk., el-Bakara 2/43, 83, 110; en-Nisa 4/77, 103; el-Enâm 6/72; Yunus 10/87; el-Hac 22/78; en-Nûr 24/56; er-Rûm 30/31; el-Mücâdele 58/13; el-Müzzemmil 73/20.

[18]    Ebû Dâvûd, “Salât”, 26 Tirmizî, “Mevâkît”, 182.

[19]    Buhârî, “Cihad”, 164, “Edeb”, 8, “İlim”, 11; Müslim, “Cihad”, 6-8.

[20]    İbrahim 14/40.

[21]    Tâhâ 20/14.

[22]    el-Ankebût 29/45.

[23]    Müslim, “Tahâret”, 14.

[24]    Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/390.

[25]    Buhârî, “Mevâkît”, 6; Müslim, “Mesâcid”, 283.

[26]    Tirmizî, “Tahâret”, 1; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/266.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.