Kırmızı Çizgi – James Barr

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucularımız. Bu ay sizlerle Pegasus yayınlarından çıkan James BARR’ın yazarı olduğu Kırmızı Çizgi Paylaşılamayan Toprakların Yakın Tarihi isimli kitabı inceleyeceğiz.
Kitabımızın yazarı yabancı. Bu köşede yabancı yazarların kitaplarına pek yer vermiyorduk. Kitabı okuduktan sonra tanıtmam gereğini düşündüm ve kendisini İlkadım Kitaplığına misafir ettim.
Kitabımız yakın tarihle ilgili. 1917-1947 yılları arasındaki Suriye, Irak, Ürdün, Suudi Arabistan, Filistin’de yaşananları yabancı bir kaynaktan çok ayrıntılı bir şekilde okumaya çalışıyoruz.
1916’da, İngilizlerin Kûtü’l Amare’de bozguna uğramasının hemen ardından iki adam Sir Mark Sykes ile François Georges Picot, Ortadoğu’yu paylaşma planları üzere gizlice buluştu. Yüzlerce yıl Osmanlı Devleti hâkimiyetinde kalan bölge İngiliz ve Fransızlardan iki adamın dudakları arasında şekillendirilmeye çalışıldı. Müslümanların olan toprakları Hristiyan olan iki adam menfaatleri doğrultusunda paylaştı. Bu paylaşım için yapılan pazarlıkları İngiliz, Fransız, Ürdün ve bu coğrafyadaki diğer ülkelerin kaynaklarıyla gözler önüne seriyor yazarımız James BARR.
Kitaptaki gerçekleri okudukça Müslümanların o zamanki ve günümüzdeki perişan hali içimizi acıtıyor. (Aslında o günlerden bugünlere pek de bir şey değişmemiş.) Hele hele akbabaların leşe üşüştükleri gibi medeni(!) Batı’nın Ortadoğu’ya üşüşmesi ibret alınacak bir manzara. İngiliz ve Fransızları bu coğrafyada bir araya getiren menfaatleri. Menfaatleri, Suriye ve Musul’da çatıştığında bir kemiği paylaşamayan köpekler misali nasıl birbirinin arkasından oyun çevirdiklerini görmek gerçek Batı’yı bizlere tanıtması açısından önemli.
Lawrence’ın ismini çok duyduk. Ama Ortadoğu coğrafyamızda yaptığı melanetleri okuyunca duyduklarımızın çok az bir bilgi olduğunu görüyoruz. En basitinden, 2. Abdülhamid Han’ımızın stratejik bir şekilde İstanbul’dan Medine’ye kadar döşettiği tren yolunu tahrip edip kullanılamaz hale getiren baş kişidir Lawrence. Irak diye bir devletin ortaya çıkması için çalışmış ve Faysal’ı sonuna kadar desteklemiş bir ajandır Lawrence. Lawrence gibi onlarca ajanı da tanıyoruz tabi. Kitabı okudukça İngiliz ve Fransız ajanlarının menfaatleri için kullanabilecekleri piyonların bu coğrafyada hiç eksilmediğini rahatlıkla görebiliriz.
Kitapta bizleri yakından ilgilendiren Filistin ve Filistinli Müslümanlar ile İsrail’in kuruluş süreci ve yaşananlar da ayrıntılı bir şekilde bizlere anlatılıyor. İngilizlerin Musul’da petrol olduğunu keşfetmeleri ve bu petrole ulaşmak için yaptığı oyunlar da günümüz Musul’unu anlamamız açısından önemli bilgiler veriyor. Aslında Musul’daki petrol bölgede yaşanan olayların ana sebebi. Bütün olayların bir ucu bir şekilde Musul’a bağlanıyor. Hayfa’da patlayan bombanın sesi Musul’dan duyuluyor. Musul petrolü, İngiltere’nin şah damarı olarak nitelendiriliyor kitapta.
Son olarak bu eseri yakın tarihe ilgi duyanlara özellikle tavsiye ediyorum.