KAPAK- Rahatımızın Kaçma Zamanı Gelmedi mi?

KAPAK- Rahatımızın Kaçma Zamanı Gelmedi mi?

Amr İbni Avf el-Ensârî radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Ebû Ubeyde İbnü’l-Cerrâh radıyallahu anh’ı cizye tahsili için Bahreyn’e gönderdi. Ebû Ubeyde, cizye olarak topladığı mal ile Bahreyn’den geldi. Ensar, Ebû Ubeyde’nin geldiğini duyup sabah namazını Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile kılmak üzere geldiler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namazı kılıp gitmeye kalkınca, Ensar önüne durdular. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onları bu vaziyette görünce gülümsedi ve:

– “Ebû Ubeyde’nin Bahreyn’den malla geldiğini duyduğunuzu zannediyorum?” dedi. Ensar:

– “Evet, yâ Rasûlullah” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:

– “Sevininiz ve sizi sevindirecek şeyler ümid ediniz. Allah’a yemin ederim ki sizler için fakirlikten korkmuyorum. Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin önünüze serilmesinden, onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışa girmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum” buyurdular. (Buhârî, Rikak 7; Müslim, Zühd 6; Ayrıca bkz. Buhârî, Cizye 1, Meğâzî 12; Tirmizî, Kıyamet 28; İbn Mâce, Fiten 18)

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem’in mübarek dudaklarından dökülen sözler yüzyıllar ötesinden bizlere geldi. Duyduk, okuduk. Ama dünyanın bizim önümüze serilip serilmediğini hiç düşünmedik. Zaten Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerin hepsi bizi ilgilendirmiyor değil mi?! Zenginlikle ilgili, infakla ilgili ayet ya da hadis okursak hemen aklımıza zenginler gelir. Yalan, zina, faiz vb. günahlarla ilgili ayet ya da hadis okusak hiç üzerimize alınmayız. Hangi ayet ya da hadis bizi ilgilendirir diye baktığımızda ya cennetliklerle ilgili olacak ya da farklı ödüllerle ilgili olacak ayet ve hadisler. Kendimizi bu konuda dikkatli bir şekilde muhasebeye çekmemiz gerekmez mi? Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem günahsız olmasına rağmen sürekli istiğfar halinde, sürekli infak etme derdinde, sürekli hizmet derdinde. Gökyüzünde kara bulutları görünce endişeleniyor. Dua üstüne dualarla ellerini semaya açıyor. Hayatının her alanına duayı yerleştiriyor ki Allah ile beraber olma bilinci sürekli canlı kalabilsin.

İbn Haldun, toplumların yıkılışını fetih, ganimet, konformizm, rehavet ve çöküş olarak açıklar. Müslümanlar olarak dünyanın önümüze serilmesi imtihanının farkına varamıyoruz galiba. Altın içinde zehir sunuluyor ve biz o zehri azar azar yudumluyoruz. Zehirlendiğimizin farkına dahi varamıyoruz. Dünyevileşmeyi sadece Karun yapmadı. Karun tenperest biriydi. Rahatına çok düşkündü. Allah Teâlâ binlerce yıl önce yaşamış birini bizim gündemimize getirdi. Ama bizler Karun’un hazinelerini konuşmakla meseleyi çözdük, bitti. O kıssadan gerekli dersleri almanın yollarını aramalıydık hâlbuki. Dünyaya yatırım yapanlar, bedenlerine yatırım yapanlar, doymak bilmez bir şekilde kazanmaya çalışıp zekâtını vermeyenler, Karun’un sonu gibi bir sonla bu dünyadaki vazifelerini tamamlayacaklar. Karun’un düştüğü hatalara düşmememiz için Rabbimiz bizim gündemimize taşıdı Karun’u.

Ebu Leheb’in elini sürekli kuruttuk ama bir sonraki ayete geçip malının kendisine fayda sağlamadığını hiç düşünmedik. Malının malı olanlara da malları fayda sağlamayacak. Akıllı olan Müslüman, malıyla cenneti kazanabilen Müslümandır. Daha çok dünyalık kazanma hırsıyla kendimizi heder ederken cennete ne kadar yatırım yaptığımızı da sürekli gündemde tutmamız gerekiyor. Sahabe efendilerimizin infak hikâyelerini gayet güzel anlatıyoruz. Hatta anlatırken ağlıyoruz. Peki, vermeye sıra gelince anlattığımız sahabenin kaçta kaçı kadar fedakârlık yapabiliyoruz? Sahabeyi anlatmak çok kolay. Asıl mesele, yaptığını yapabilmek.

Müslüman için şu tür cümleler garip: “Şöyle yatağım olmazsa hayatta uyuyamam. Şu kahveden içmezsem yapamam. Şuraya gitmezsem olmaz.”…

6 Şubat’ta yaşadığımız depremden sonra bir vazife ile Hatay ve Antakya ilçesinde bulundum. Çadır kentte oranın halkıyla beraber yaşadım. Bu hayatın konforsuz da yaşanabileceğini yerinde gördüm. 12 metrekarelik bir çadırın içerinde 7 kişinin yaşayabildiğini, içerisinde yatak ve soba dışında başka bir malzemenin olmadığını ve insanların bu şartlarda da yaşamlarını devam ettirebildiklerine hakkal yakin şahit oldum. Bizim için çok basit görülen yumurta ya da somun ekmeğe ulaşmanın gayet zor olduğunu, eldeki imkânlarla geçinmenin de mümkün olduğunu müşahede ettim. Bir çift çorabın, terliğin, basit ev eşyalarının aslında insan için en büyük şükür sebeplerinden biri olduğu gerçeğini öğrendim. Konforsuz bir hayat diye isimlendirdiğim hayata hoş geldiniz diyordum arkadaşlara. Ama asıl önemli olan şu: Hayatta maddi anlamda olmazsa olmaz diyeceğimiz bir şey yok. Zaman ve şartlara göre her şeyden vazgeçebiliyor insan. Son model avangart takımlarımız olmadan, süslü perdelerimiz olmadan, bilmem ne marka halı olmadan da yaşanabiliyor bu hayatta. Ve şu an bu hayatı yaşayan milyonlar var. Farkında mıyız?

Dünyaya çok mu bağlandık ne dostlar? Aldıkça alıyoruz. Biriktirdikçe biriktiriyoruz. Ama bunların saniyeler içerisinde elimizden gideceğini hiç düşünmüyoruz. Hepsi bizler için emanet. Emaneti sahiplenme yanlışına düşüyoruz.

İki kavrama dikkat edersek inanın çok şey değişecek hayatımızda: İhsan ve İsraf. Hayatımızdan israfı çıkarttığımızda ekonomik anlamda çok rahatlayacağız. Rahat bir şekilde infak yapabileceğiz. Maddi anlamdaki sıkıntılardan kurtulacağız. İhsan kavramını da hayatımıza yerleştirdiğimizde günahlardan hızlıca kurtulmaya başlayacağız. Manevi hayatımız düzene girecek. Çözüm çok da zor değil demek ki. Bu hayat da bizlere emanet olarak verildi değil mi? Ebedi olarak yaşayacakmış gibi bu dünyayı sahiplenmenin gereği yok o zaman.

Yazımı iki ayet mealiyle bitirmek istiyorum:

“Bütün bunlardan sonra belki şükredersiniz diye yine de sizi bağışlamıştık.” (Bakara Suresi, 52. ayet)

“Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz ve helâl olanlarından yiyin! Eğer yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin!” (Bakara Suresi, 172. ayet)

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.