İLKADIM KİTAPLIĞI- Herkes İçin Siyer (Medine Dönemi) / Muhammed Emin Yıldırım & Bekir Develi

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucularımız! Bu ayki sayımızda Profil Kitap Yayınlarından çıkan, Muhammed Emin YILDIRIM ve Bekir DEVELİ’nin söyleşilerinden oluşan Herkes için Siyer Medine Dönemi isimli kitabı inceleyeceğiz. Kitabın birinci cildi diyebileceğimiz ilkinde Mekke Dönemi anlatılmıştı.
İnceleyeceğimiz kitap ile ilgili olarak şunu ifade etmeliyim ki İlkadım Kitaplığı köşesini takip eden bütün kardeşlerimin mutlaka okumasını tavsiye ettiğim bir kitap. Siyer ile ilgili ne kadar kitap okunsa azdır. Ama bazı zamanlar okuduğumuz kitaplar birbirinin tekrarı olabiliyor. Bunu daha önce okumuştum diyebiliyoruz. Fakat incelediğimiz Herkes İçin Siyer kitabında her bölümde yepyeni hisseler bizleri bekliyor. Her bölümü yaşıyoruz. Medine dönemini yıl yıl inceliyoruz. Zihnimizde olaylar kronolojik olarak daha tertipli hale geliyor. Kâh Bedir galibiyeti ile heyecanlanıyoruz, kâh Zeynep annemizin vefatı ile hüzünleniyoruz. Kitabın başından sonuna kadar duygu sarmalı hiç bitmiyor.
Hicretten sonra Yesrib’in nasıl Medine olduğunu öğreniyoruz. Aslında Müslümanın Yesrib olan her yeri Medine yapması gerektiği dersini öğreniyoruz. Çünkü Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Mekke’yi fethettikten sonra oradan hemen ayrılmayarak orasının da Medine olması yönünde teşkilatlanma çalışmaları yapıyor.
İman ile inkârın ilk buluşması olan Bedir savaşının içine biz de giriyoruz. İslam davasının yücelmesi için biz de çabalıyoruz. Allah resulü sallallahu aleyhi ve sellem ve güzide arkadaşlarına elimizden geldiğince yardım ediyoruz. Ebu Cehil’in öldürüldüğünü görünce çok seviniyoruz. Medine’ye döndüğümüzde Allah Resulü’nün kızı mübarek annemiz Hz. Rukiyye’nin vefat haberini öğreniyor ve hüzünleniyoruz. Anlıyoruz ki Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatında hüzün ve sevinç hep bir arada bulunmuş. (Bedir galibiyeti sevinci ile Hz. Rukiyye annemizin vefatı gibi.)
Daha sonra Uhud için istişare meclisinde konuşulanlara şahit oluyoruz. Genç sahabi efendilerimizin heyecanına ortak oluyoruz. Uhud mağlubiyetin zaferinin adı oluyor bizim için. Galip ile mağlup duruma düşüyoruz. İtaatin önemini kavrıyoruz. Hz. Hamza radıyallahu anh’ın şehadeti gözlerimizden yaşlar dökülmesine neden oluyor. 70 sahabe efendimizi bir bir ebediyete uğurluyoruz. Şehadet özlemi bir kez daha bizlerin gönlüne düşüyor. Medine’ye hüzünle dönüyoruz. Bakıyoruz ki Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem de yaralı. Namazını oturarak kılıyor ama Uhud savaşına katılan tüm sahabileri tekrar topluyor ve Mekke müşriklerini takibe çıkıyor. Mekkeliler kaçarcasına gidiyorlar yurtlarına. Müslüman mağlubiyette bile galip gelmenin yollarını bulmalıdır. İslam davası yücedir.
Küfrün tek millet olduğunu Hendek savaşında tekrar görüyoruz. O dönemde ne kadar İslam düşmanı varsa toptan saldırıya geçiyor. Ama Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ve sahabe efendilerimiz istişarenin hayırlı sonucunu görüyorlar. Hendek, zamanın şartlarına göre çok kısa zamanda kazılıyor. Gelecek ile ilgili müjdeleri Allah Resulünün bir bir sıraladığı bir yer Hendek…
Ve daha nice olaylar, hisseler bizleri bekliyor kitabımızda.